Bir film, bin cümleye bedel

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Bir filmde bir şehri/ülkeyi gördükleri için, oraya gitmek isteyen turist sayısı 2012’de 40 milyon ölçüldü.

Tourism Competitive Intelligence verilerine göre, küresel turistlerin yüzde 10’u, tatil hedefi seçimine sinema filminin etkili olduğunu söylüyor.

Her şeyi doğru ve hatasız ölçebilen bilgi toplumu ülkelerinde böylesine odaklı hesaplar mümkün.

İstatistiği, 18. yy’dan beri kullanan bu tür ülkelerde ölçme ve değerlendirme gitgide ince ayarlanıyor.

Örneğin, İngiltere’nin turizm işlerini yöneten Visit Britain’a göre, İngiltere’ye giden turistlerin yüzde 10’u, tv/sinemada gördükleri bir İngiliz “yeri”ni gidip görmek istiyor: Harry Potter’ın çekildiği Alnwick Kalesi’nin ziyaretçi miktarı yüzde 120 arttı. Bölge, turizmden 9 milyon Sterlin kazandı (15mn USD).

Dünyanın öte ucundaki Yeni Zelanda, orada çekilen Yüzüklerin Efendisi film dizisini turizm gelirine dönüştürmeyi başaran bir örnek.

2003’te, dizinin son filmi çekildiğinde Yeni Zelanda’ya giden turistlerin yüzde 86’sı, filmin “orada” geçtiğini biliyordu. Yüzde 8’i, ülkeyi ziyaret nedeni olarak Yüzükler’i işaret etmişti.

Sadece 2004’te ülkenin Yüzükler’le doğrudan bağlantılı turizm geliri 700 milyon dolar oldu. 2001- 2004 arasında Yüzük Turistlerinin ülkeye bıraktığı toplam miktar 6 milyar doları bulmuştu... Yeni Zelanda havayolları, Yüzükler’deki “elf” karakterlerinin kılıklarını hosteslere uyarladı. Hosteslerin komiklikleri YouTube’da 11 milyonu aşkın tıklandı.

Dünyaya tanıtım açısından, bürokrasi güdümlü tanıtımın asla yapamayacağını, filmler yapıyor: Olumlu ya da olumsuz anlamda.

Büyük bir parantez açarak, “Geceyarısı Ekspresi” filminin Türkiye algısına yaptığı 40 yıllık etkiyi hatırlama zamanı...

1970’te Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığından yakalanan Bill Hayes, hapsedildiği İmralı’dan 1975’te kaçtı. Romanını yazdı. 18 dile çevrilen romanın filmi 1978’de Oscar’da 5 dalda aday gösterildi.

En iyi senaryo, en iyi müzik ödülü aldı.

Bill Hayes, sermayesini tiyatro festivallerine ve Ocak-Mart 2013’te New York/Broadway sahnesine taşıdı.

40 yıldır süren bu öykünün orta yerinde hep “korkulu” bir Türkiye duruyor.

★ ★ ★

“Varış yeri (destinasyon) turizminde yenilikçilik” diye bir kavram var artık.

Turizm için pazarlama, propaganda, reklam, PR yetersiz. Tarih, kültür, deniz-kum-güneş de öyle. Bir “varış noktası”nın cazibesine kitle iletişim araçları ve elbette her çeşit sosyal medya katkı yapıyor.

İnstagram, pinterest, scoop gibi görselliği zengin yeni araçlar örneğin.

Turizmde yenilikçi iş modelini komşumuz Yunanistan, 2007’de gerçekleştirdi.

Kurulan Yunan Film Merkezi’nin gayretleri, sağladığı finansal ve başka desteklerle hemen ertesi yıl, Orta Ege adalarından Skopelos’ta Mamma Mia çekildi.

Meryl Streep başta, dünyaca popüler sanatçılarla, ABBA’nın eskimeyen melodileri, mükemmel bir “ada” mekanı, pamuk helva romantik senaryo eşittir 4x4 bir Yunanistan turizm reklamı.

Film, bir yılda (2009) dünya çapında 603 milyon dolar hasılat sağladı.

Yunanistan’a olağan ilgiyi ve tercihi daha da körükledi.

Bu başarıda sanatçılar kadar, filmin o mekanda, o koşullarda çekilmesinin alt yapısı, finansmanı ve lojistiği için Yunan Film Merkezi’nin sahne arkası çabası da vardı. Şimdi finansal sorunlarla meşgul, ama aşar...

Soru: Biz, ne yapacağız?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019