Bir fidanla başlar ağaç sevgisi

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Amerika'da bir matematik sınavında hocamız soruların birinin başına şöyle bir ifade koymuştu: "Aşağıdaki sorunun cevabını üç dakikada göremediyseniz, fazla zaman harcamayınız. Diğer sorulara geçin." Bu soruda problemi, bir özel dönüşümle daha önce çözümü bilinen bir probleme indirgemeniz gerekiyordu. Bu dönüşümü göremezseniz, problemi çözmek hemen hemen imkânsızdı. Ve bu dönüşümü ya görüyor ya da göremiyordunuz. Hemen göremezseniz de, saatlerce düşünseniz göremiyordunuz. Geçtiğimiz hafta Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde yaşanan ağaç katliamı sonrasında Başkent Belediye Başkanının attığı tweet'i görünce bu anımı hatırladım. Bir gece baskını ile düşman (!) hatlarını aşarak iş makineleri ormana girmiş ve 4.5 kilometrelik yol açıyorum diye, yılların emeği ağaçlara kıymıştı. Belediye Başkanı da "Büyük Şehir Belediyesi bir rekora daha imza attı" diyerek bununla övünüyordu. Ağacın değerini göremeyen birisine ne anlatsanız boşuna. Hemen diğer sorulara geçmek gerek.

Ağaç ile sorunumuz...

Bu ülkede ağaç ile bir sorunumuz var; ağaç pek sevilmiyor. Yeri gelince hiç çekinmeden ağaçlara kıyılıyor. Çoğu kez de suçu yöneticilere atıyoruz. Ama Nâzım'ın deyişi ile "demeğe de dilim varmıyor ama", "kabahatin çoğu senin canım kardeşim!" Çünkü bu "Ağaç sevgisi özürlü" yöneticileri seçen, onların eylemlerine destek veren, doğa kıyımlarına rağmen, tekrar tekrar onları seçen yine halkımız. Ağaçlar kesilirken seyirci kalan, yine halkımız. Ağaçlara karşı eylemler sadece, ODTÜ olayındaki gibi, yöneticilerden gelmiyor. Mahallenizdeki veya sitenizdeki komşularınız da "Manzarayı engelliyor" deyip ağaçlara acımadan saldırabiliyorlar. Böyle bir sevgi sorunu var. Ama söze gelince herkes ağaç seviyor.

Ağaç sevmemenin iki nedeni

Ağacı sevmemenin iki nedeni vardır. Birincisi, estetik duygusu yoksulluğudur... Ağaç, doğanın bir güzel süsüdür. Ağaç, her mevsimde güzeldir. Yapraklı da güzeldir, yapraksız da. Baktığınızda bu güzelliği hemen görmelisiniz. Eğer o an göremiyorsanız, yüzyıllar geçse göremezsiniz. İşte işin zor tarafı buradadır. Çünkü estetik duygusu, bir üst yapı kurumudur; herkeste gelişmemiştir. Bu duygusu gelişmemiş insanlar bu güzelliği yok etmekten hiçbir utanç duymaz, hatta övünürler bile. Ağacı sevmemenin ikinci nedeni ise, bilgisizliktir. Ağaç, doğanın bir nimetidir. Ağaçların yararları saymakla bitmez. Örneğin: Ağaçlar, havadan karbondioksiti alıp karbonu emdikten sonra kalan oksijeni atmosfere bırakırlar. Bu şekilde ağaçlar, iklim değişikliğinin en önemli nedeni sera gazları ile mücadele ederken, oksijen de üretirler. Ağaçlar, havayı temizler. Ağaçlar, çevreyi serinletir, yazın, soğutma giderlerini azaltır; böylece enerji tasarrufu sağlanır. Ağaçlar, toprağın yüzey akışını azaltır ve toprağı bir arada tutar. Ağaçlar, erozyonu önler. Ağaç gölgeleri buharlaşmayı yavaşlatır; ağaçlar su tasarrufu sağlar. Ağaç kökleri toprağı bir arada tutar; depremin oluşturacağı hasarı azaltır. Ve daha fazlası. Bütün bu güzelliklerine ve yararlarına karşılık yetişmiş ağaca kıymak, cehalet ötesi bir davranıştır.

Çözüm

Ağaçları korumanın çözümü, eğitimden geçer. Ağaç sevgisi oluşturmak için eğitime ana okulundan başlamak gerekir. Her çocuğa bir fidan verip onu büyütmesini sağlamalıyız. O zaman bunun nasıl uzun dönemli bir yatırım olduğunu görüp, örneğin belediye başkanı olduğunda "Ne olacak, yenisini dikeriz" deyip, yetişmiş ağaçlara kıyamayacaktır. Ya da rektör olduğunda üniversitesinin ormanını koruma yürekliğini gösterecektir. Ağacın faydalarını öğrettiğimizde kişiler, yaşadığı şehirde ağaçların yok edilmesine seyirci kalmayacaktır; estetik yoksunu yöneticileri seçmeyecektir. Bunlar oluncaya kadar şehirlerin ruhsuz, yeşilden yoksun, beton çölüne dönüşmesine, her yağmurda şehir ırmakları oluşmasına tanık olacağız. Herkes, hak ettiği şehirde yaşayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019