Bir ekmeği üretirken bir kişi, tüketirken üç kişi tüketiyoruz
Genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Genç nüfus olarak baktığımızda demiri sıksak suyunu çıkarabilecek gücümüz ve kaynağımız var. Ama bunun ne kadarı ve nasıl kullandığımıza baktığımızda aynı gücü ve aynı birikimi maalesef yeterince kullanamıyoruz.
Dört ana başlıkta çok ciddi sorunlarımız var.
1) Kadının iş gücüne katılım oranımız çok düşük,
2) Genç neslin iş gücüne katılım oranı çok düşük,
3) 55-64 yaş grubunda iş gücüne katılım oranımız çok düşük,
4) 15-29 yaş grubunda ne okuyan ne de çalışan % 28.4’ lük bir kesim var.(OECD ortalaması %14)
2014 yılı verilerine baktığımızda kişi başı milli gelirimiz 10 bin 300 dolara karşılık geliyor.
Gelişmiş ekonomileri ve gelişen ekonomileri incelediğimizde çalışan nüfusu Gayri Safi Milli Hâsıla’ya (GSMH) böldüğümüzde karşımızı ciddi veriler çıkıyor. Bunun yanında çalışma süresi ve verimliliği incelediğimizde, gelişmiş ülke ekonomileri ile bizim aramızda çok ciddi mesafeler görüyoruz.
2015 yılı verileri tam olarak oluşmadığı için verileri 2014 yılına göre değerlendirmemiz gerekiyor. Tablo’dan şu sonuçları çıkarabiliriz.
1) G-7’de toplam çalışabilecek nüfusa göre işgücü yüzdesi %68.9 (OECD ortalaması %65.9)
2) Toplam çalışabilecek nüfusa göre işgücü yüzdemiz %49.5
3) G-7 Ülkelerinde ortalama yıllık çalışma süresi 1.638 saat (OECD ortalaması 1770)
4) Ülkemizde 1832 saat, insanımız G-7 ülkelerine göre yılda %11 daha fazla çalışmaktadır.
5) G-7 ülkelerinde ortalama 1 saat çalışan kişi GSMH 61.7 dolar katkı sağlıyor.
6) Ülkemizde ortalama 1 saat çalışan kişi GSMH’ya 16.7 dolar katkı sağlarken, ABD’de 1 saat çalışan bir kişiye göre ancak %25’i kadar katma değer yaratabiliyor.
7) G-7 Ülkelerinde çalışabilecek kadın nüfus içindeki çalışan kadın oranı %63.2
8) Türkiye’de çalışabilecek kadın nüfus içindeki çalışan kadın oranı % 29,8
9) G-7 ülkelerinde çalışabilecek her üç kadından ikisi çalışıyorken
10) Türkiye’de ise çalışabilecek her 3 kadından sadece bir tanesi çalışıyor.
Güney Kore her ne kadar Dünya ekonomisinde söz sahibi olmaya başlasa bile daha G-7 ülkeleri ortalamasının çok daha altında yer almaktadır. Çin her ne kadar dünya ekonomisinde söz sahibi olduğunu söylense bile daha çok ve ucuz üreterek dünya ekonomisinde yer almakta, G-7 ülkeleri ortalamasının yaklaşık 1 saat ‘te ürettiği katkının %10’nu sağlayabilmektedir. Karşımıza üretmenin doğru olduğunu düşünüyoruz ama ürettiğiniz değerin dünya piyasalarında kalite, güven maddi değer olarak ta ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’nin hedefinin daha çok üretmek yerine, ‘Daha Kaliteli, Üstün Nitelikli Ve Katma Değer’ yaratacak alanlarda yoğunlaşıp hedef seçmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak 2023 hedefl erine ulaşabilmenin birinci yolu acil olarak yapısal reformları yaparak emek üzerindeki verimliliği artırıp kaliteli eğitim alt yapısını bir önce kurmamız gerekmektedir.
Kaynaklar: OECD, TRADİNGECONOMICS