Bir diktatörün yaşattıkları !

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Yanı başımızda komşumuz Suriye’de, nerede ise altı yıldır büyük bir dram yaşanıyor. Başını çocuklar ve kadınların çektiği binlerce insan ölüyor ya da insanlık onuruna yakışmayan koşullarda yaşıyor. Şu ya da bu nedenle, haklı ya da haksız dış müdahalelerin de etkisi ile bu korkunç ortam oluştu. Bunu sona erdirmek Beşar Esad’ın elinde idi. Kendisine haksızlık yapıldığını düşünse bile, koltuğunu terk etme erdemini göstermedi. Çünkü içinde sevgi yok. Olsa idi, sevdiği kadın için Krallık tahtından feragat edenleri örnek alabilirdi.

Yaşananlar diktatörlerin koltuğunu, halkına ve ülkesine tercih ettiğini bir kere daha gösterdi. İnsanlık, bunu daha önce Hitler’le, Stalin’le yaşadı. Bu olguyu sadece sosyologlar, tarihçiler değil, psikiyatrisiler de incelemeli. Eminim çok ilginç bulgulara erişecekler. Geldiğimiz bu noktada umudumuz bu insanlık dramının daha fazla sürmemesi, hele hele ülkemizin daha fazla bu kaosa dahil olmaması.

Türkiye gibi kırılgan ekonomiler nasibini aldı

Çıkaracağımız ders ise, demokrasimize sahip çıkılması olmalı, tersine bir tercihin maliyetinin çok yüksek olacağıdır.Yaşananlar elbette kapitalist sistemin küresel dinamikleri gereği piyasaları da etkiledi. Bundan en çok nasibini alanların başında kırılgan ekonomiler oldu. Türkiye’de bu ülkeler arasında. Türkiye’nin bu guruba dahil olmasının ana nedeni kamunun da, özel sektöründe çok borçlu olması ve buna bağlı olarak yaşadığı dış denge sorunu.

Nitekim geçen hafta özel sektör de, üstelik en çok kayırılanlar statüsünde yer alan firmaların bazıları arka arkaya borç ertelemesi talebin de bulundu. Basit bir hesaplama ile birkaç aydır adları gazetelerde adı geçen yedi firmanın yapılandırmak istediği kredi miktarı yaklaşık 23,5 milyar doları bulmakta. Bu rakam Türkiye’nin kamu dış borç stokunun %25’i, büt¬çenin %11’ine denk gelmekte. Bu borçların TL karşılığı bir gün de (Çarşamba) %1 arttı. Buna karşılık firmaların varlıkları (aslında tüm ülkenin, benim, sizin) azaldı.

Geçen yılın sonunda çıkardığımı “Ekonomide Masallar Gerçekler” adlı kitabımda bu kanıda yaptığım bazı saptamaları buraya aktarmak istiyorum:

"Ülkemizde gündemde olan mega kentler, mega projeler, nükleer santralleri finanse etmek için ülke borçlandırılıyor. Bu nokta da borcun özel sektöre mi, kamu sektörüne mi ait olduğundan çok döviz cinsinden olması çok önemli. Bu olgu geleceği elimizden kaydırıyor.

Türkiye hızlı Osmanlının içine düştüğü borç çukuruna benzer bir çukura doğru gidiyor.

Bir süre sonra siyasi ve iktisadi alanlarda politika üretemez bir ülke konumuna düşebiliriz.

Yaşanan masalsı ortamın gerçek yüzünü kitapta göstermeye çalıştık. Anlayan anlayacak, anlamayanlara anlatmaya devam edeceğiz." Daha fazlasını kitaptan okuyacaksınız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019