Bir devir kapanıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

ARKA PLAN / Mehmet Uğur Civelek Ocak ayı genelinde, gerek küresel gerekse ulusal düzeyde finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler 2008 yılına ilişkin beklentilerin iyice olumsuza kaymasında etkili oldu. Güvensizlik büyür ve kırılganlık artarken risk alma iştahı kuruması sıkıntıyı iyice arttırdı. Bu olumsuzluk girdabından çıkmak için ortaya atılan yönlendirme çabaları ise şimdilik işe yaramadı. Yalnızca oluşan bu durum bile ciddi bir durgunluk yaratabilir; beklenti ve eğilimlerin yönü değiştirilemez ise uyum süreli ve yıkıcı olabilir. Daha detaya inmek gerekir ise ocak ayında yaşanan gelişme ve beklentiler şöyle özetlenebilir. Menkul ve gayrimenkul değerli panik satışlarla geriledi, özkaynakları eriterek bilançoları yıprattı ve kredi notlarının gerilemesi eğiliminin yolunu açtı. Döviz piyasalarında en çok kredinin kullanıldığı Japon Yeni ve dolar, taşınan riskleri azaltma çabası nedeniyle kısmen değerlendi. Durgunluk beklentisi gerçekleşmeye dönüştü. Bu eğilimleri değiştirerek günü kurtarma amaçlı faiz düşürme şokları işe yaramadı. Emtia fiyatları genelde yüksek düzeyini korudu; durgunluk endişesine bağlı kırılganlık petrol ve altın gibi bazılarını sınırlı bir şekilde geriletirken buğday rekorlar kırmaya devam etti. Bir yandan enflasyonist baskılar ciddiyetini korurken yumuşak iniş senaryolarını zayıflatması panik eğilimleri güçlendirdi ve müdahaleler etkisiz kaldı. Günü kurtararak sorunlarla birlikte yaşamaya devam etmek adına durumu daha farklıymış gibi göstermeye çalışan yorum ve çözüm önerileri de gündeme geldi. Bazıları döviz piyasalarındaki eğilimlere bakarak, Avrupa Birliği'nin de faiz düşüreceği ve bu sayede durumun düzelmeye başlayacağını iddia ediyor. Veya yaşanacak durgunluğun kısa süreli olacağını iddia ederek mevcut fiyat düzeylerinin ciddi fırsatlar sunduğunu söyleyerek yatırımcıları daha fazla risk almaya davet ediyor. Şahsen bu ve benzeri yorumları denize düşenin yılana sarılması gibi görüyor, gerçekçi olmadıklarını düşünüyorum. Örneğin Euro/dolar paritesinde yaşanan gerileme bazı finansçıların söylediği gibi Avrupa'nın faiz düşüreceği beklentisinden kaynaklanmıyor; fakat bazı kesimler durumu hâlâ anlayamadığı için gerçekçi olamıyor ve minareye kılıf uydurmaya çalışıyor. Genelde risk algılamasının olağan dışı boyutlara yükseldiği ve panik eğilimlerin söz konusu olduğu dönemlerde yatırımcılar ince hesap yapmaya ve sağlam liman arayışına kilitlenir; fakat artık ABD'nin de sağlam liman olmaktan çıktığını unutmamak gerekiyor. Böyle dönemlerde faiz farkına bakarak spekülasyon yapılması söz konusu olamaz. Ayrıca AB faiz düşürür ise dolar güçlenir, dolar güçlendikçe emtia fiyatları geriler ve enflasyon baskısı azalır ve olumsuz hava kısa sürede dağılmaya başlar söylemi anlamsızdır. Bunu iddia edenlere sormak gerekiyor 2004-2006 döneminde ABD kısa vadeli faizleri yükseltirken, faiz farkları dolar lehine güçlenir iken neden emtia fiyatları yükselmeye devam etti ve doların satın alma gücü erimeyi sürdürdü. Yine faiz düşüşlerini ilaç olarak görüp durgunluğun kısa süreceğini iddia edenlere sormak gerekiyor; 1987 yılı kara pazartesi sonrasında ABD'de yaşanan durgunluk kısa vadeli faizlerin geriletilmesine rağmen tam beş yıl sürdü. Bugünkü ABD'nin sorunları o döneme göre daha mı küçük? Yok eğer bugün daha deneyimli iseler neden bu duruma düştüler? Daha açık konuşmak gerekir ise küresel dengelerin menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinin gerilemesine ve buna sebep olacağı bilinen küresel talep daralmasına tahammülü yok. Böyle olduğu için uzunca bir süredir büyük yanlışlar yapıldı, sorun ve dengesizliklerin büyümesine göz yumuldu. Para politikaları bir daha sıkılaştırılmamak üzere gevşetildi, menkul ve gayrimenkul balonlarının şişmesine göz yumuldu, gelir dağılımının ve rekabet koşullarının anormal düzeyde bozulmasına göz yumuldu. Bu durumun sürdürülebilir olmadığı biliniyordu fakat yeni dünya düzeninin güçlüler lehine tesisini kolaylaştıracağı direnci zayıflatacağı düşünülüyordu. Fakat olmadı, evdeki hesap çarşıya uymadı; hedefe ulaşılmadan köşeye sıkışıldı. Para politikaları gevşetilerek gün kurtarıldı, fakat sorunlar büyüdü, ne yazık ki bu yeni sorunlar kendilerini yaratan yaklaşımlarla çözülemiyor, dönüp balonları ve baloncuları sarsıp sallıyor. ABD ekonomisi 20 yıl öncesine göre çok daha sorunlu ve durgunluğa girmenin dayanılmaz ölçüde güç ve iktidar kaybı anlamına geleceğini biliyor; böyle olduğu için içinden çıkamayacağı bir durgunluğa girmemek adına hayati önem taşıyan ilkeleri tüketti. Bu saatten sonra ya birilerini tehdit etmek veya masal anlatmak dışında şansı kalmadı. Soros doğru söylüyor; son 60 yılın en büyük krizi ile tanışmaya başladık. Fakat unutmayalım Soros sistemle çıkar çatışması söz konusu olmadığı sürece bu kadar açık konuşmaz. 1998 yılında Rusya krizi sonrasında LTCM isimli bir hedge fona yapılan ve kendisini de sarsan operasyondan sonra "kapitalizm çöktü" demişti; o zamanda haklıydı. Bugün de başının çaresine bakmak zorunda kaldığını görüyor; diğer hedge fonlar gibi risklerini azaltmaya çalışıyor; faizle cevap veren merkez bankalarına ise gülerek teşekkür ediyor!.. Kural ve kurumları ile bir devir bitiyor, yeni bir başlangıcın ise oldukça sancılı bir geçişi zorunlu kılacağı biliniyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar