Bir darbe de Balçiçek Pamir'den

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

"Vurun abalıya"… Artık sigorta sektörüne yüklenmek için fırsat kollanmaya başlandı. "Yok Ebru Gündeş neden sigortalı olamıyormuş" yok sel hasarları fazla araştırılmasın sigortalı ne istiyorsa sigortacılar hemen ödesin." Her işin bir kuralı var, şartı var. Sigorta şirketlerini devletin yerine koymayın, onlarda bir ticari kurum, kâr amaçlı diyorum. Ama herkes kendine yontuyor nalıncı keseri gibi.. Bilgilendirme formu var, vatandaş bunu bile okuma zahmetine katlanmaz ama hasar oldu mu, poliçede yazanı yazmayanı ne varsa ister. Sen bir tüketici olarak önce ne satın aldığını bileceksin, "sigorta işi karışık işler" diyorsan iyi bir sigorta danışmanın olacak. Şimdi bana kızanlarınız olacak, "Koşulsuz destek veriyor adam sigortacılara" diyebilirsiniz. Ama sektör köşeye sıkıştırılmış darbe üstüne darbe yiyor. Sigorta şirketleri hata yapmaz mı? yapar, yapıyor da mutlaka. İşte 15 TL ver Sigorta Tahkim Komisyonu'na şikayet et. Kapı orada. Sigorta şirketlerinin reddettiği hasar sadece yüzde 3. Sigorta şirketlerini dolandıranların oranının ise yüzde 30'lara yaklaştığı söyleniyor. Sigorta şirketleri yasalar karşısında aldatıldığını bile bile fakat ispatlama yükümlülüğü nedeniyle, şahıslara kurumlara milyonlarca TL para dağıtıyor. Ama sigortacılar hâlâ sahtekar…"Sen sigortacıların avukatı mısın?" derseniz. Sektör kendini savunmakta yetersiz kaldığından bizler birkaç gazeteci sektörün avukatı olduk ne yazık ki. Çünkü vatandaş sigorta bilgisinden uzak, biz bir taraftan eğitip bir taraftan savunmak durumuna düşüyoruz.

Çocuklarımız bizim herşeyimiz

Geçen gün meslektaşım Balçiçek Pamir'in yazısını okudum. Bir annenin endişesi ile kaleme alınmış yazı olarak yorumluyorum. Hepimizin çocukları var. Onlar bizlerin her şeyi. Ben de oğlumu küçükken hastanelere taşıdım. Başında sabahlara kadar uyumadan ateşini kontrol altında tutmaya çalıştım. Bir gazetecinin böyle bir olayı bir yazı konusu etmesine bile karşıyım. İşin içine çocuk girince zaten yeterince dramatize oluyor olay.  Benim basın sektöründeki 30'uncu yılım. Gazetecilerin bulundukları konumları zekice kullanarak haklarını aramalarını öncelikle karşı olduğumu belirtmeliyim. 20 senedir sigorta poliçesi satın alırım, sigorta danışmanım benim adıma poliçeyi alır ben şirketin ismini bile bilmem. Hasar anında da danışmanım benim adıma işleri yürütür. Son altı yıldır spesifik olarak sigorta sektörü ile ilgileniyorum, hasar sonrasında şirketten birilerini aramama bile hiç gerek kalmadı. Dürüst bir sigortalıysan iyi bir sigorta aracı ile çalışıyorsan sigorta şirketi hasarını "şak" diye ödüyor.

Nerede gazetecilik etiği?

Balçiçek Hanım'a geri dönecek olursak, sağlık sigortasına yüklüce prim ödüyorsa bugüne kadar sistemden yararlanmış olmalı yazmadığına göre. Yazısında kime kızdığını bile anlamış değilim, Devlete mi, hastaneye mi, özel sigortacılara mı? Ama belli olan bir şey var araya sıkıştırdığı ucuz reklam. Çocuğunun doktorunun ismini verirken, sigorta şirketinin ismini vermeye cesaret edememiş arayı bozmamak için. Sadece "Koçum benim" demiş. O da zekice. Belki de sigorta şirketinden, 55 TL'lik test parasının "Biz sigorta şirketi olarak üstlenelim" demelerini bekliyor olabilir. Diğer taraftan yine meslektaşımız Serdar Ali Çelikler'in olayında "Mapfre Genel Yaşam" diye ismi verivermiş. Arkadaşı "Acil Sağlık Sigortası" yaptırmış. Bu poliçe acil, ani, beklenmeyen olayları kapsar. Bunun da tanımını ise Dünya Sağlık Örgütü yapmış. Yanma, düşme, yaralanma, kalp krizi vb. isteyen şirketin web sayfasına bakabilir. Ve bu poliçe diğerlerine nazaran çok çok ucuz. Çünkü risk az. Serdar Ali Çelikler arkadaşıma buradan geçmiş olsun diyorum. Çocuk işin içindeyse herşey bir kenara benim için. Ama kulak ağrısı "acil sigorta poliçesi" kapsamında değil. O zaman herkes gidip 100-200 TL'ye acil sağlık sigortası yaptırsın, bütün gün ağrıları olsun ama gece acile gidip bu poliçe kapsamına soksun. Olacak iş değil. Sigorta şirketlerini de bu kadar enayi yerine koymayın Allah aşkına. Neyi kapsadığını bakıp alın poliçenizi lütfen. Sonradan böyle sorun yaşamak istemiyorsanız.

Balçiçek Pamir ya da Serdar Ali Çelikler arkadaşım sigorta şirketinin hizmetinden memnun değilse değiştirme şansı her zaman var.  Grip tetkiklerini ve tedavileri ödediklerini bir bülten ile duyuran şirketler var. Hatta geçen haftaki yazımda açıklayın yazayım dedim bu nedenle yazıyorum. (Benim ki ucuz reklam taktiği değil) "Groupama ve Ergoİsviçre" ödüyoruz diye basın bülteni göndermişler basına. Basın bülteni hazırlamayan fakat ödeyen birçok şirket de var. Salgın ilan edilmesi için nüfusun yüzde 40'ının hasta olması gerekiyormuş. Zaten bu hastalığa yakalandığında da iki gün içerisinde hayatını kaybediyorsun. Sağlık sigortalarında da vefat teminatı olmadığına göre sigortacıların bunu karşılamaması zaten anlamsız. Ayrıca herkes grip kimin domuz gribi, kimin normal grip olduğu bile belli değilken ve bu konudaki yoğun şikayetlerin ve tedavilerin yapıldığını da duyuyorum. Sigorta şirketleri bunları da "şakır şakır" ödüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar