‘Bir daha dünyaya gelirsem asla gazeteci olmam!'
11 Şubat'ta Nezih
Demirkent'i anıyoruz...
Aşiyan'daki kabri başında...
Geçen yılki anma töreninde,
uzun yıllar başkanlığını yaptığı
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'nin şimdiki başkanı
Orhan Erinç, Demirkent'in en
önemli yönlerinden birinin
"gazetecilik mesleğinin
gelişmesi ve meslek ilkelerinin
uygulanması konusunda
gösterdiği özen" olduğunu
söylemişti...
Gazetemizin başyazarı Osman
Arolat da "ustamız" diye
nitelediği Demirkent'in "Salı
Yazıları"nın Türk basınının
yönlendirilmesinde çok önemli
bir işlev gördüğünü anlatmıştı...
***
Demirkent'in dört kitabı var...
Son ikisi "Salı Yazıları" adını
taşıyor... Daha önce çıkan
"Medya Medya" kitabının
devamı niteliğindeler...
Demirkent'in ilk kitabı ise
"Sayfa Sayfa Gazetecilik"...
Hepsinin özelliği de ortak...
Demirkent'in, çok değer verdiği
mesleğini yansıtan yazılardan
oluşuyor... Ahkam kesmeyen...
Bilgi aktaran... Dönemine ışık
tutan yazılardan...
***
Altın Kitaplar Yayınevi'nden
çıkan ilk kitabı Sayfa Sayfa
Gazetecilik için yazdığı kısacık
önsözde şöyle diyor
Demirkent:
Yazdıklarım ne bir anı, ne bir
ders kitabı, ne de bir kılavuz
niteliğindedir. Bunların her biri
benim anlayışımla bir mesaj
veya haberleşmedir. Okura,
okurdan editöre...
1981 Gazetecilik İnceleme
Ödülü de alan bu kitabın
önsözünü Doğan Hızlan
yazmış... Şöyle diyor:
"...Bu yazılar, yalnızca bir
gazetenin çıkış ve çalışma
raporları değildir, bunlar
Babıali'nin tarihe geçecek
nitelikte tutanaklarıdır... Ne
diyordu Simmel bir
romanında:
Hiç kimse tek başına bir ada
değildir...
Biz de Türk basını, Türk
gazeteleri olarak dünya
bunalımlarından ve dünyadaki
değişim ve gelişimlerden uzak
durabilir miyiz?
Çoğu yazılarında Demirkent bu
soruların cevabını kendi
olanaklarımız içinde arama
çabasını sürdürmüştür.
Onun yazılarında verdiği
bilgilerin ışığında sizin de özgür
düşünme hakkınız vardır...
Bu böyledir demez o, çeşitli
seçenekler sunar..."
Sayfa Sayfa Gazetecilik'in
yayınlandığı sıralarda,
Demirkent'in meslek
yaşamında da yeni bir sayfa
açılır... Kendi sözleriyle, "12 yılı
Yeni Sabah'ta 17 yılı Yeni
Gazete ve Hürriyet çatısı
altında, arta kalanı da birkaç
değişik yayın organında olmak
üzere toplam 30 yılı aşkın
meslek hayatı" sonrasında
kendi gazetesinin başına
geçer... İlk "Salı Yazıları" da bu
dönemde başlar...
Gazetesi DÜNYA'da her salı
günü yazdığı yazılarla
mesleğine ayna tutar...
"Medya Medya" bu dönemin
ürünüdür...
90'lı yılların ilk yarısına ışık
tutan yazılarından oluşan bu
kitabın önsözünde Tarık
Dursun K. şöyle yazmış:
"...Medya, kilit rol üstlenmiştir
ve dünyamızda her geçen gün
önemi de, etkinliği de
çoğalmaktadır...
Nezih Demirkent, şaşırtıcı bir
öngörürlükle bu insan-medya
ilişkisini, gelecekte alt
edilemeyecek, herkese ve her
şeye (kendi başına) düşman bu
gücün farkına varmıştır...
Önceleri "Hürriyet"te (pazar
günleri) ardından da
"Dünya"da (salı günleri) bu
olgunun üzerine gitmiştir.
Mesleği bir bütün olarak
(medya) ele almakta, doğruları
eğrilerinden titizlikle ayırmakta,
gazete kimliğinin asıl olması
gereken gerçekliğini bıkmadan
vurgulamaktadır.
O, doğrusunu söylemek
gerekirse, gerçek bir "Son
Mohikan"... Mesleğimizin de
son "Doğrucu Davut"u...
O da artık bir şeylerin
değişmeyeceğini,
değiştirilemeyeceğini biliyor...
Medya ondan çok ama çok
güçlü de ondan... Olsun!
Yine de (ben) onun bu umarsız
çabasını, insana bir meslektaş
olarak okudukça hüzün veren
yazılarını seviyorum...
Birimizden birinin çıkıp meslek
onuru adına "kral çıplak, kralın
giyisisi yok" demesi gerekti...
O bunu diyor..."
***
Hıncal Uluç'un, "...Bir kitabı
var, Nezih Ağabey'in önümde...
Hep önümde kalacak...
Çünkü bir gazetecilik referans
kitabı bu...
Bir gazetecilik okuluna ders
kitabı da olur, bu makaleler
aslında... O kadar önemli, o
kadar değerli... Her gazetecinin
ve gazeteci olma meraklısının
altını çizerek okuması gerek"
dediği Medya Medya'yı, yine
Dünya Yayıncılık tarafından
yayımlanan "Salı Yazıları /
Medya Medya 2" izledi...
Nisan 2000'de yayınlandığında
"Salı Yazıları" artık zaten bir
marka olmuştu... Demirkent'in,
aslında yaşanan güncel olgu ve
olayları büyük deneyimi
ışığında değerlendirdiği bu
yazılar gazeteciler için bir terazi
gibiydi...
TRT'den Kanal D'ye...
Fotomaç'tan Zaman
Gazetesi'ne...
"Medya terörü"nden DRUPA
Fuarı'na geniş yelpazedeki
konularda gözlemlerine yer
verdiği Salı Yazıları'nın
önsözünde şöyle diyor
Demirkent:
"...Toplumun değer yargıları
içinde var olmak bataklıkta
yaşamaktan güç.
Birileri veya koşullar sizi sürekli
çekiyor... Salı Yazıları
birikimlerin ifadesidir. Tarih
düşünmekten ibarettir.
Eleştirilerime katılmayabilirsiniz,
ben olayları böyle görüyorum.
Gazetecilerin veya yeni
tanımıyla iletişimle uğraşacak
olanların bilgilenmesine
katkıda bulunmak istiyorum.
Yazdıklarımı günlük olarak da
değerlendirebilirsiniz.
Toplum duyarsızlığına karşı bir
tepki olarak da
algılayabilirsiniz. Öğrenmeden
yaşamayı cahillik diye
vasıflandırmak yeterli olmuyor,
çalışanların acizliği beni
rahatsız ediyor. Yaşadığımız
dönemi anlatmak gerekiyor,
işte onu yapıyorum..."
***
Son Salı Yazıları/Medya Medya
3 onun vefatından sonra Şubat
2002'de yayımlandı...
İlk kitabı Sayfa Sayfa
Gazetecilik'in de önsözünü
yazmış olan Doğan Hızlan
"Güncelin İzinde Bugüne
Kalan Yazılar" başlıklı
önsözünde şunları söylüyor:
Nezih Demirkent, gazeteciliğe
bir bütün olarak bakardı...
Çünkü yıllarca idari ve yazıişleri
birikimini birlikte yönettiğinden,
birbirinin alanlarına yansımaları
her zaman dikkate alırdı...
Gazetenin iki ayak üzerinde
yaşadığını, yürüdüğünü bilirdi...
Kendi konuları dışında,
bilmediklerini başkalarına,
uzmanlara soran, onların
fikirlerine önem veren insanları
severim ve sayarım.
Nezih Demirkent, böyle
biriydi... Şişli Terakki
Lisesi'ndeki kitap fuarını
açışımızdaki heyecanı benimle
paylaşmıştı...
Kitaba, edebiyata olan
sevgisini, günlük telaş içinde
yitirmedi. Kitap eki çıkarmayı
sürdürdü, ödüller düzenledi...
Vefa hissini her zaman canlı
tutu. Aramızdan ayrılan
meslektaşların yazılarını
kitaplaştırdı, karikatürlerinin
albümlerini yayınladı...
Her şeyin unutulduğu bir
dünyada ne dostlarını unuttu
ne de mesleğin ilkelerini..."
***
Demirkent, 6 Nisan 1993 tarihli
Salı Yazısı'nın başlığında, "Bir
daha dünyaya gelirsem asla
gazeteci olmam..." diyordu...
Nezih Demirkent gibi, yarım
asırdan fazla bir süreyi, bir
ömrü gazeteciliğe adamış bir
duayenin bu sözleri çok
tartışma yarattı...
Gazeteciliğin çok farklılaştığını
belirtiyordu yazısında...
"Artık eski heyecanlar kalmadı,
arkadaşlık tükendi ve en
önemlisi mesleğin onuru
unutuldu. Merhum Sedat
Simavi'nin ‘kalemini satma kır"
sözüne sahip insan sayısı çok
azaldı" diyordu...
Arkadaşı ve meslektaşı Hasan
Pulur, "Demirkent'in bu
söyledikleri, bizim için hiç
yabancı değil, altını
imzalayacaklarımızdan" diyerek
katılıyordu, ustamızın
sözlerine...
Yavuz Donat ise şöyle karşı
çıkıyordu Demirkent'e:
"Nezih Usta, tekrar dünyaya
gelecek olsam herhalde başka
bir iş yapardım diye yazmış.
Ustalar da yanılırlar... Nezih Bey
dünyaya tekrar gelecek olsa,
belki gider, "başka bir iş
yapar"... Ama tatmin olamaz,
yine "asıl işine" döner.
Gazeteciliğe... Ayrıca,
umudunu tamamen yitirmesi
de yanlış... Gazeteciliğin "uzun
ömürlü olacağına" inanmalı...
Yeter ki, ustanın eleştirisindenözeleştirisinden
ders
alınabilsin...
Ve yeter ki medya, kendi
ustasının serine "yakılacak
kitap" gözüyle bakmasın...
***
11 Şubat Cumartesi günü
ustamız Nezih Demirkent'i
Aşiyan'da kabri başında
anıyoruz...
isinnezihdemirkent.com
Nezih Demirkent'i 11 Şubat 2001'de
kaybettik...
Eşi ve gazetemizin kuruluşunda büyük
emeği olan Prof. Dr. Işın
Demirkent'i 3 Şubat 2006'da...
Kısa bir süre önce adlarını taşıyan bir
internet sitesi yayına girdi:
Yönetim Kurulu Başkanımız Didem
Demirkent'in bizzat tasarladığı sitede,
Türk basınının duayeni Nezih
Demirkent ve Bizans tarihi
araştırmalarının dünya çapındaki
hocası Prof. Dr. Işın Demirkent'in
hayatlarından ve çalışmalarından çeşitli
kesitlere yer veriliyor...
Isinnezihdemirkent.com sitesi, 21
Mayıs 1957'de birleştirdikleri
hayatlarında, Türkiye'ye ve insanlığa
hizmeti hep ön planda tutmuş iki
gerçek aydından etkileyici yansımalar
taşıyor...
Örneğin, Nezih Demirkent'in
bahsettiğim kitapları, Sayfa Sayfa
Gazetecilik, Medya Medya, Salı
Yazıları ve Son Salı Yazıları'nın
PDF'lerine ulaşabilirsiniz...
Keza, Prof. Dr. Işın Demirkent'in çeşitli
kitaplarına da ulaşmak mümkün...
Siteye giriş yapanlar, Işın ve Nezih
Demirkent'in kişisel fotoğraf
albümünden 600'ü aşkın fotoğrafı
görebilecek...
Siteyi gireceklere tavsiyem, her
ayrıntıya dikkat etmeleri...
Hareketli bir formatta dizayn edilen
siteye her girişimde yeni bir şeyler
keşfediyorum...
Bir pencereyi açıyorsunuz, karşınızda
Nezih Bey'in katıldığı televizyon
programlarının video görüntüleri...
Bir başkasına tıklıyorsunuz, alanlarında
dünya çapında iz bırakmış iki büyük
ustanın adlarına verilen Demirkent
Ödülleri ile ilgili bilgiler...
Açılış sayfasındaki gramofona
tıklamayı da unutmayın...
P. Guyler'in isinnezihdemirkent.com'a
özel Passing Memories adlı eser size
sitedeki yolculuğunuz boyunca eşlik
edecek...