Bir başkan iki lider
Dünyanın en büyük ikinci ordusuna sahip Rusya, paralı askerlerden oluşan Wagner'in isyanına direnç gösteremedi. Kremlin'i tehdit eden paralı askerler ile Rus lider Vladimir Putin'in arasını Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko buldu. Wagner kışlasına geri döndü, açılan davalar düştü.
Napolyon ve Hitler, 129 yıl arayla dünyaya geldi. 129 yıl arayla iktidara geçti, 129 yıl arayla Rusya’ya savaş açtı. İki imparatorluğu yöneten bu isimler, 129 yıl arayla Moskova’ya yürüdü, alamadan geri döndü. Rusya’nın en büyük gücü olan General Kış’a yenilen bu iki isimden sonra Moskova’ya yürüyen üçüncü isim Wagner’in patronu Yevgeniy Prigojin oldu. Wagner, Moskova için ne 129 yıl arayı bekledi, ne de General Kış’a karşı mücadele etti. Son anda Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun arabuluculuğu ile isyan sonra erdi, Wagner kışlasına geri döndü.
Tıpkı Eski Roma’da olduğu gibi Prigojin, Sezar gibi uzun zamandır Rubicon Nehri’nin kıyısındaydı. Rus Ordusu’nun Wagner’e özellikle Bakhmut savaşında mühimmat desteği vermemesi, Prigojin’in birkaç ay öncesinde isyan söyleminin başlangıcı oldu. Her fırsatta Rusya Savunma Bakanı Sergei Şoygu ve Genel Kurmay Başkanı Valery Gerasimov’a karşı sert söylemlerde hatta hakaretlerde bulunan Prigojin’e bağlı Wagner’in yükselişi, Rus halkı tarafından kahraman olarak görünmeye başlanması, paralı askerlerin artık kontrol altına alınması gerektiğiyle tam bir kavgaya dönüştü. Prigojin, Kremlin’in bu teklifini kabul etmedi. Son olarak Wagner üssünün Rus topları tarafından vurulması ve onlarca paralı askerin ve hapishaneden çıkarılan suçlulardan oluşan birliğin yok edilmesiyle Prigojin, aylardır sürdürdüğü halka ilişkiler kampanyasının sonuçlarını sahada görmesinin de önünü açtı.
Moskova - Antalya bileti 120 bin liraya çıktı
Prigojin’in isyana başladığı anda söylediği ilk sözler, Kremlin ve Rus Ordusu’nun savaşı boşu boşuna çıkardığını, Ukrayna’nın hiçbir zaman yerleşim yerlerini vurmadığını ifade eden sözlerdi. Ardından kayıpların söylediği gibi günlük birkaç askerden ibaret olmadığı, 1000 Rus askeri ve paralı gücü mensubunun Ukrayna Ordusu tarafından savaş dışı bırakıldığını vurguluyordu. Bu sözler Rus sosyal medya kanallarından hızla yayıldı ve Wagner, Ukrayna işgalinin merkez karargahı olan Rostov şehrini birkaç saat içinde işgal etti. Ardından Prigojin ve paralı askerleri Adalet Yürüyüşü adıyla Moskova’ya doğru yola çıktı. 25 bin askerden oluşan Wagner Ordusu’nun bazı birimleri hem Rostov hem de yol üstündeki şehirlerde yerleşti. Kalanlar ise 300 kilometrelik Moskova yolunu, direniş görmeden saatler içinde geçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in başkentten uzaklaşıp güvenli bir noktaya yerleştiği, Rus oligark ve yöneticilerin de Türkiye’ye doğru yola çıktığı haberleri uçuş haritalarıyla paylaşıldı. Bilet fiyatları öyle fırladı ki THY’nin Moskova-Antalya uçuşu yaklaşık 10 bin liraya kadar ulaştı. Önemsenmeyen ayaklanma, yerel halkların ve Rus ordusunun Wagner’e direnmemesi hatta katılmasıyla hızla büyüdü. Herkes Wagner’in birkaç saat içinde Moskova’ya ulaşacağını, beklenen rejimin değişeceğini öngörürken araya Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko girdi ve Putin ve Prigojin mekik diplomasisi yürüterek süreci şimdilik barışla sonlandırdı. Wagner, kışlaya geri döndü; Prigojin hakkında davalar düşürüldü, ordusu affedildi ve Belarus’a yerleşmesi konusunda anlaşma sağlandı.
Dünyanın en güçlü ikinci ordusu, Wagner'e direnemedi
Peki bu süreç böyle mi tamamlanacak? Kesinlikle hayır. Affetme konusunda toleransı bulunmayan Putin ve Ukrayna işgaline karşı olan iş adamları ve yöneticileri zehirleyerek ortadan kaldıran Kremlin’in doğasına aykırı olarak barışı kalıcı olarak sürdürmesi imkansız. Yakın zamanda Prigojin’in de bu suikasta uğrayan isimlerden biri olacağı aşikar. Zira Putin, darbeyi en yakınından yemişti ve bunu affetmesi imkansızlığı daha da güçlendiriyor. Lenin’in aşçısının torunu olan Putin ile Putin’in aşçısı olarak bilinen Prigojin’in kader arkadaşlığının böyle noktalanması Rusya’da bazı kesimlerce ihanet, bazı kesimlerce de kahramanlık olarak görünüyor. Wagner ordusunun Rostov başta olmak üzere bazı kentlerde alkışlarla desteklenmesi, Rus Rejimi’nin aslında ne kadar zayıfladığının da göstergesiydi. Ne haber alma servisi FSB’nin ne de Rus ordusunun birkaç bin askere diren-e-memesi Kremlin’in ne kadar güçsüz duruma düştüğünü de dünyaya göstermiş oldu. Kiev’i birkaç gün içinde alacaklarını söyleyerek savaşa giren Rus ordusu, birkaç saatte Moskova’yı verecek hale geldi. Ukrayna’da 200 binden fazla askerini kaybeden, 10 binden fazla tankı, topu, füzesi, radarı Ukrayna güçleri tarafından yok edilen dünyanın en güçlü ikinci ordusuna sahip Rusya, kısa zamanda Ukrayna’daki en güçlü ikinci ordu durumuna düştü. Dün Wagner’in isyanında ise dünya Rus Ordusu’nun Rusya’da da en güçlü ikinci ordu olduğunu gösterdi. Yaşananlar, Almanya’nın kurucusu kabul edilen Bismarck’ın yaklaşık 170 yıl önce söylediği sözü hatırlattı: “Rusya göründüğü kadar güçlü, sanıldığı kadar zayıf değil…”