Binde Beş Götürü Gider Götürü Uygulanabilir
Değerli DÜNYA okurları, bildiğiniz üzere Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinin 1'inci fıkrasında; "İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler." denilmektedir.
Tebliğ açıklamaları
Maliye Bakanlığı 194 nolu Genel Tebliğ'de bu tutarların fiilen ödenmesi gerektiğini belirtmiş, 197 nolu Genel Tebliğ'de de ilk sene fiilen çıkış olup olmadığına bakılmaksızın beyanname üzerinde indirime müsaade etmiştir.
Yargı kararları
Aşağıda bir kısmını listelediğimiz, bir tanesini de örnek olarak verdiğimiz kararlarda Mali İdarenin bir sene için, geçici olarak belirlediği, beyanname üzerinde götürü olarak indirim şeklinde özetleyebileceğimiz uygulama kabul görmüştür.
Diğer bir ifade ile fiilen ödeme olup olmadığına bakılmaksızın döviz cinsinden elde edilen bahse konu gelirlerin binde beşini beyanname üzerinde doğrudan dikkate almak mümkündür.
İhtirazi kayıtla beyan
Doğrudan uygulama sonucu tarhiyat riskini göze almak istemeyen mükellefler ihtirazi kayıtla beyanda bulunup dava açabileceklerdir.
Danıştay Dairesi Esas No Karar No Tarih
4. Daire 1999/818 1999/5198 28.12.2009
3. Daire 2001/87 2003/5127
4. Daire 2004/1293 2005/529 31.03.2005
3. Daire 2005/3158 2006/382 21.02.2006
4. Daire 2007/2541 2008/1772
T.C.
DANIŞTAY
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/2541
Karar No: 2008/1772
Temyiz Eden : Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü / İSTANBUL
Karşı Taraf :
Vekili :
İstemin özeti : 2005 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesini ihtirazi kayıtla veren davacı, ihracat hasılatının binde beşi oranındaki tutarın götürü gider olarak indirim konusu yapılması gerektiğini ileri sürerek fazladan tahakkuk eden kurumlar vergisinin kaldırılması ve ödenen verginin iadesi istemiyle dava açmıştır. İstanbul 7'inci Vergi Mahkemesi, 31.01.2007 günlü ve E:2006/1337, K:2007/230 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinde, safi kazancın tespitinde indirilecek giderlerin sayıldığı, maddenin birinci bendinde, ihracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükelleflerin bu bentte yazılı giderlere ilaveten, bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebileceklerinin belirtildiği, 194 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca "götürü giderin tek düzen muhasebe sistemindeki hesaplara kaydedilmesi ve dönem sonunda kar-zarar hesabına aktarılması" yönündeki uygulama dolayısıyla da davacının yurt dışına yapmış olduğu ihracat nedeniyle döviz olarak elde ettiği ihracat hasılatının binde beşi oranındaki tutarı götürü gider olarak indirim konusu yapamaması nedeniyle fazladan tahakkuk eden kurumlar vergisinin kaldırılması ve ödenen verginin iadesi istemiyle davanın açıldığı, yukarıdaki madde hükmü uyarınca, götürü gider indiriminden yararlanabilmek için yapılan işin maddede sayılan faaliyetler kapsamında bulunması ve yapılacak götürü gider indiriminin yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlere ilişkin olması şartının arandığı, dolayısıyla, davacının yurt dışına yapmış olduğu ihracat nedeniyle hasılat elde ettiğinin tartışmasız olduğu ve bu hasılatın binde beşini oluşturan tutardaki indirim hakkının 194 sayılı tebliğ ile sınırlandırılmasının da hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kurumlar vergisinin kaldırılmasına, ödenen kısmın iadesine karar vermiştir. Davalı İdare, Kanunda yer alan götürü giderin gerçek bir gider olması gerektiğini, bu nedenle yapılan işlemlerin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Kumru Örnek Demirtaş'ın düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Eren Sonbay'în düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususları, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesi'nce gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, İstanbul 7'inci Vergi Mahkemesi, 31.01.2007 günlü ve E: 2006/1337, K:2007/230 sayılı kararının onanmasına 13.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.