Bilişim sektöründe durumumuz

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Veriler 2004-2008 dönemine ait ve ilk dikkati çeken, internete erişim olanağı bulunan hane sayısının bu beş yılda neredeyse dörde katlanmış olması. Ancak, artış oranları her zaman tek başına önem taşımıyor. Daha önce de birkaç kez verdiğimiz örnekteki gibi, herhangi bir yere gelen turist sayısının yüzde 100 artması değildir tek başına önemli olan, turist sayısının kaçtan kaça çıktığı da önemlidir; yani 2'den 4'e çıkan sayı için rekor artış, diye övgüler düzmek pek de anlamlı değildir.

TÜİK verilerine göre, 2004 yılında yüzde 7 olan internete bağlanma olanağı bulunan hanelerin oranı, 2005 yılında yüzde 8.4'e çıktı. 2006 yılı için anket çalışması yok. Söz konusu oran, 2007 yılında yüzde 18.9'a, bu yıl ise yüzde 24.5'e ulaştı. İnternete bağlanabilen hanelerin oranının yüzde 7'den yüzde 24.5'e yükselmesi elbette önemlidir; ancak bardağın boş tarafından bakarsak, her dört haneden üçü halen internetle tanışmış değildir. Yani katedilmesi gereken daha çok yol olduğu açıktır.

Bireysel kullanımdaki oranlar ise doğal olarak daha yüksek. 16-74 yaş grubundaki örnek nüfusla yapılan çalışmaya göre, 2004 yılında yüzde 18.9 olan internet kullanım oranı, 2005'te yüzde 17.6'ya geriledikten sonra, 2007'de yüzde 30'a, 2008'de yüzde 35.8'e çıkmış durumda. Bilgisayar kullanma oranları ise 2004'te yüzde 23.6, 2005'te yüzde 22.9, 2007'de yüzde 33.2, 2008'de yüzde 38.1 olarak gerçekleşti. Aslında belki de bilgisayar kullanma ve internete bağlanmada gerçek oranları yakalayabilmek için yaş sınırını 16'nın altına çekmek gerekir, kim bilir.

TÜİK'in, hanehalkı bilişim teknolojileri anketi, yaş ve eğitim düzeyiyle bilgisayar ve internet kullanımı arasında çok düzenli bir ilişkinin varlığını ortaya koyuyor. Genç nüfus, bilgisayar ve internetle daha haşır neşir. 16-24 yaş grubundaki nüfusun yüzde 55'i internet kullanıyor. Oran, 25-34 yaş grubunda yüzde 41'e, 35-44 yaş grubunda 28'e iniyor ve sonrasında hızla azalıyor.

Son üç ay içinde, bir okul bitirmeyenlerin yalnızca yüzde 2'si, ilkokul mezunlarının yüzde 10'u, ilköğretim-ortaokul ve dengi okul mezunlarının yüzde 41, lise ve dengi okul mezunlarının yüzde 64'ü, fakülte ve yüksek okul mezunlarının ise yüzde 87'si internet kullanmış durumda.

İşverenler, yüzde 66 ile interneti en çok kullanan kesim. İkinci sırayı yüzde 59 ile ücretli ve maaşlı çalışan çalışanlar alıyor.

Türk halkı, internet üzerinden mal ve hizmet alma konusunda halen çok çekimser. Bu sisteme güvenilmiyor, şimdiye kadar yaşananlar da bu güvensizliği giderek pekiştiriyor.

Bilişim teknolojileri anketi, yalnızca bilgisayar ve internet kullanımına ilişkin tabloyu koymuyor ortaya. Anketle, hanelerin hangi teknolojik ürüne hangi oranda sahip olduğunu da görüyoruz. Tahmin edileceği gibi cep telefonu ilk sırada. Hanelerin yüzde 87'sinde cep telefonu var. Sabit telefon, yüzde 70 ile ikinci sırayı alabiliyor. DVD, VCD gibi oynatıcılara sahiplik oranı yüzde 41 düzeyinde. Masa üstü bilgisayarlara sahip olma oranı yüzde 27, taşınabilir bilgisayarlara sahip olma oranı ise yüzde 10 düzeyinde bulunuyor.

Peki, cep telefonundan başlayarak faks ve el bilgisayarına kadar uzanan bilişim teknolojisi ürünlerin hiçbirine sahip olmayan hanelerin oranı ne kadardır dersiniz. Bu oran, Türkiye genelinde yüzde 3, kentlerde yüzde 2.2, kırsal kesimde ise yüzde 4.5 düzeyinde.

TÜİK'in çalışması detaylı olarak irdelenmesi gereken bir çalışma. Özellikle bu sektörde faaliyet gösteren, göstermeyi düşünenler tarafından. Bilişim teknolojisinin hangi alanında doyuma ulaştık ya da yaklaştık, hangi alanında halen büyük potansiyel bulunuyor; bunu merak edenler için bilişim teknolojileri anketi, iyi bir kaynak niteliğinde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar