Bilir o beni
1994 yılında bilgisayar programcısı Lou Montulli’nin Netscape için ortaya koyduğu “cookie” (çerez) teknolojisi, o günden bugüne tüm web tarayıcılarının en önemli katmanlarından biri olmaya devam ediyor.
Çerez teknolojisi, severek dinlediğim Pinhâni grubunun “Bilir O Beni” şarkısına nazire yaparcasına, hayatımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz web sitelerinin ve mobil uygulamaların, bugün aramasak ama bizi bilmeleri için tasarlandı. Çerezler günümüzde üç farklı türde kullanılıyor. Fonksiyonel çerezler kullanıcıların web sitesi içinde tercih ettiği seçenekleri hatırlayarak kullanıcı kolaylığı sağlıyor. Pazarlama çerezleri ise bir web sitesinde üçüncü taraflar tarafından yüklenen çerezler.
Üçüncü bir şahsa site ziyareti sırasında edinilen bilgileri iletmek için kullanılır. Zorunlu çerezler de bir web sitesinde kullanıcı hesabını oluşturmanızı, kolayca giriş yapmanıza ve web sitesinde gezinti yapmanızı sağlıyor. Kalıcı çerezler web sitesi kapatıldıktan sonra cihazınızda kalır ve web sitesine geri döndüğünüzde sizi tanımak amaçlı kullanılıyor.
Elbette 1994’te masumane amaçlarla, internetteki alışveriş sepeti uygulamalarını geliştirmek için kurgulanmış olsa da 1996’dan itibaren reklam verenlerin, çerezleri kullanıcıların web aktivitelerini takip edebilmeleri için kullanmaları bu konuya başka bir boyut kattı. Dijital reklam endüstrisinin sürekli artan değeri bir yana özellikle müşteri deneyimini ön plana koyan kurumların rekabeti sayesinde bu konu önemini hep koruyor. Pinhâni’yi hazır anmışken grup adının anlamının “gizli olan” olduğunu da eklemek istiyorum.
Çünkü çerezlerden bahsediyorsak, ülkemizde gizlilik konusundaki en kıymetli düzenlemelerden biri olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndan (KVKK) bahsetmemek olmaz. KVKK bu konuda da çok hassas ve internet ortamında kişisel verilerin depolandığı “çerez” adı verilen dosyalar için açık rıza alma ve özelleştirilebilir olma zorunluluğunu ortaya net bir şekilde koyuyor.
Dijital finans dünyasında çerez yönetimi
Finans sektörünün özel bir hassasiyet gösterdiği bu konuyla ilgili ülkemizde Çerez Yönetim Platformu hizmeti sunan Efilli’nin Kurucu Ortağı ve CEO’su Şefik Yunus Özcan’la yaptığımız keyifli sohbette çok kıymetli şu bilgileri aktardı. “Bu konuyla ilgili teknolojiyi geliştirirken mevzuat açısından çok derin çalışmalar yaptık. Önümüzde çözülmesi gereken dört önemli problem bulunuyordu. Birincisi KVKK’nın 5. Maddesinde yer alan ‘kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadan işlenemez’ ibaresiydi.
İkinci olarak web sitesinde davranışsal profil oluşturma, otomatik karar verme, kişisel verileri toplama, depolama ve işleme, reklamcılık, yeniden pazarlama ve analiz gibi alanlarda kullanma ve en önemlisi yurtdışına veri aktarımı yapıyorsanız muhakkak çerez yönetimi platformu ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Başka önemli bir ihtiyaç ise çerez izinlerinin özelleştirilememesiydi. Yani kullanıcıya ya tümünü kabul et ya da hepsini reddet seçenekleri deneyim açısından oldukça kötüydü. Son olarak toplanan çerez izinlerinin yönetilmesi özellikle yoğun kullanıcılı sitelerde çok daha önemli hale geliyordu.
Bu problemleri ve ihtiyaçları değerlendirerek hem site sahipleri hem de kullanıcılar açısından sade, anlaşılır ve kolay yönetilebilir bir yaklaşım oluşturduk. Hem teknolojimiz yerli hem de tüm verileri yerli sunucularda tutuyoruz.” Son dönemde sohbet ettiğim finans kurumu yöneticilerinin en önemli gündemi müşterilerini daha iyi tanımak ve buna uygun deneyimler tasarlamak.
Bunu yaparken istisnasız hepsinin konuyu kişisel verilerin korunması açısından da ele aldığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Özetle Şefik’in anlattıkları ile sektörün yaklaşımı birbiri ile çok tutarlı görünüyor. Dijital finansı tasarlayanların kişisel verilerimize gösterdiği bu saygıyı gerçekten çok kıymetli buluyorum. Güzel bir gelecek için…