Bilimi yeşertmek
Yer yerinden oynuyor. Dünyanın ticaret kuralları yeni baştan yazılıyor. Amerika’nın yeni ticaret politikaları, ticaret savaşlarından haz duyuyor. Etki tepki kuralı işlemekte gecikmiyor. Karşı ülkelerden misillemeler ardı ardına geliyor. Kıyamet senaryolarını bir köşeye koyalım. Biz, şu an için nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız; ona bakalım.
GRAFİK:
Dünyada fikri mülkiyet ve patent hakları 16. yüzyıl İngiltere’sinde uygulamaya konuldu. Bu adım, sonrasında İngiltere’yi küresel süper güç ligine taşıyacaktı. Patent, buluş ve fikirlerin sağlayacağı gelirler, 15 yıl süreyle kişilerin şahıslarına aittir. İngilizler patent haklarını James Watt’ın buhar makinasına kadar kullanmadılar. Sonrasındaysa, bilimin sağladığı tüm kolaylıklar yasaların sağlayabildiklerinden çok daha fazlasına ulaşabilmişti. Devir değişti. Eski çamlar da bardak oldu. Ama temel kural değişmedi. Şirketler, ülkeler, beklentiler, iş modelleri “doğdu, büyüdü, yaşadı ve öldü” ler. Küresel patent başvuruları yarışında eski devler cüce, eski cüceler de dev oldular. Çin, 2000 yılının küresel patent oyuncuları arasında, oldukça sıradan bir yerdeydi. 2000 yılinda ABD’nin patentleri Çin’in 5.7 katıydı. Günümüz patent başvurularında Çin, ABD’yi geride bırakti. 2016 yılı gerçekleşmeleri Çin için ABD’nin 2.2 katı patent başvurusuna işaret etmektedir.
2016-2000 patent başvuruları oranı Türkiye için yaklaşık 2 katıdır. Türkiye, hemen hemen dünya ortalamalarında bir artışı yakalarken Çin 26, Hindistan 5 katı patent artışı yakalayabilmiştir. Hindistan ile Türkiye arasında yaşanan 2016/2000 patent oranı farklılığı, Çin ile ABD arasında da yaşanmaktadır.
Ulusal gelişim modelimizi bilim, aydınlanma, üretkenlik, otomasyon, girişimcilik üzerinde sağlamlaştırmamız gerekir.
Peki, patent ve buluşlar ne türde yararlar sağlarlar?
1) Yasaların beceremediği kadar toplum düzeninde yol kat edilmesini sağlayabilirler. Trafikte kamera sistemini düşünün. Bunun etkin ve verimli olarak kullanılmasıyla trafik ihlallerinde cezai yaptırımların etkisi artar. Yine, seçimlerde tam otomasyon sağlanmış olsa, hatalı sayımlar, ölçümler ya da sandığa müdahaleler ortadan kalkar. Ya da mahkeme kayıtları bütünüyle dijital ortamdan takip edilebilmiş olsa, yargıdaki gecikmeler olmaz.
2) Patentler uygulama alanlarına göre girişimcilikle kol kola gelişirler. Yatırımları harekete geçiren patentler, sermayenin tabana yayılmasına da öncülük eder. Gelir dağılımına çeki düzen verir.
3) Coğrafi farklılıkları ortadan kaldırır.
4) Yüksek verimlilik sayesinde zaman, enerji ve kaynak israfı gibi önemli sorunlarla baş edebilmeyi kolaylaştırır.
Kültürümüzde o çok sık kullandığımız “alet işler el övünür” deyimiyle; patent, buluş ve girişimciliğin önemini vurguluyoruz. Demek ki biraz teşvik, biraz yönlendirme, biraz eğitim sistemi desteği Türkiye’yi, küresel bilim arenasında çok daha yüksek düzeylere taşıyabilir.