“Bilim evrensel bir barış dilidir, desteklenmelidir”

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

CERN eski Genel Direktörü Prof. Rolf- Dieter Heuer, “Karar vericiler, bilimin toplum için çok önemli olduğunu anlamalılar. Bizim CERN’de ortak bir hedefimiz var. Bazı konularda bilgiye ulaşmak istiyoruz. Siyasette de ortak bir hedef olmalı. Bu; daha iyi, daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak olmalı. Bilim ve araştırma yaşanan ekonomik krizleri engellemez; ama daha makul seviyeye indirebilir” diyor.

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulan CERN’in bugün 21 üyesi bulunuyor. CERN’de 40 ülkeden 3 bin bilim insanının çalışıyor. 2010 yılından bu yana, coğrafi konumu dikkate alınmaksızın, her ülke CERN üyesi olabiliyor. İsrail de bu örneklerden birisi. Türkiye ve Pakistan ise CERN’in ortak üyesi. Merkezin yıllık bütçesi 1 milyar İsviçre Frangı. Üye ülkeler milli gelirleri oranında CERN’e katkıda bulunuyorlar. CERN, maddenin temel yapı taşı olduğu düşünülen ve kuark denilen Higgs Bozonu üzerinde araştırmalarına devam ediyor. Yerin yaklaşık 100 metre altında çapı 27 kilometre olan tünellerde ters tarafl ı olarak hızlandırılan protonlar çarpıştırılarak ortaya çıkan maddelerin arasında oluşan kütle kazanım kurallarının prensipleri anlaşılmaya çalışılıyor. 

Ocak 2009-Aralık 2015 arasında CERN Genel Direktörlüğü görevini yürüten Rolf-Dieter Heuer, Boğaziçi Üniversitesi’nin konuğu oldu. Türkiye’nin CERN Ortak Üyeliği de, Mayıs 2015'te yürürlüğe giren anlaşma ile Prof. Heuer döneminde hayata geçmişti. 

“Bilim ve Sürdürülebilirlik; Özgün Uluslararası Kurumların Rolü” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Heuer, bilimin evrensel bir barış dili olduğunu vurguladı. 

Konuşmasında uluslararası işbirliğinin önemine değinen Heuer, CERN bünyesinde yürütülen ATLAS ve CMS gibi dünya çapında önemli araştırmalarda Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin önemli katkılar sunduğunu belirtti. 

“Toplumun sürdürülebilir kalkınması ve ekonomik olarak devam edebilmesi için bilim çok önemli bir role sahip. Dünyanın, insanlığın ve kalkınmanın sürdürülebilir olması için bilim şarttır. Bilim ve araştırma olmadan bunu sağlayamayız. Evrenin başlangıcı ve dış sınırlarına ulaşmamız gerekiyor. Hala bilinmeyenler için araştırmalar yapılması gerekiyor” diyen Heuer, bilimin dünyanın, teknolojinin ve ekonominin sürdürülebilir olmasını sağlayan araştırmalarla vazgeçilemez bir ortak payda olduğunu belirterek, “Bilim evrensel bir barış dilidir, desteklenmelidir” dedi. 

Bilim artık bir diplomasi aracı oldu 

Küresel bilim çalışmaları çerçevesinde artık ”Bilim üzerinden diplomasi” kavramının da yerleştiğini kaydeden Heuer, bugün halen evrenin yüzde 95’ininin, maddenin yüzde 70’inin karanlıkta olduğunu söyledi. Prof. Heuer, bu karanlığı açmak için daha ileri düzeyde teknoloji ile araştırma yapılmasının, bunun içinde üniversitelerdeki araştırma yatırımlarının artmasının gerekliliğinin öneminin altını çizdi. Türkiye’nin CERN’e 2015 yılında üye olduğunu belirten Heuer, halen 130 Türk bilim adamının CERN bünyesinde çalışmalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi. Prof. Rolf-Dieter Heuer deneysel parçacık fiziği alanında çalışmalar yapıyor. CERN Genel Direktörlüğü görevi sırasında, 2009 Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın başlangıcı ve 2015'teki enerji artırımına ek olarak Higgs bozonunun keşfi ve CERN üyeliğinin farklı coğrafyalara genişlemesinde rol üstlenmiş bir isim. 

Heuer ayrıca toplumun sürdürülebilir gelişimi için bilim ve BTMM (Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitiminin yaygınlaştırılması konusunda CERN'in çalışma yürütmesinde de önemli görevler üstlendi. 

Nisan 2016'da Alman Fizik Derneği’nin başkanlığını üstlenecek olan Heuer, ayrıca Kasım 2015'te başlatılan Avrupa Komisyonu Bilimsel Danışma Mekanizması’nın üst düzey bilimsel danışmanlar grubunun yedi üyesinden birisi. 

CERN kendisini “sınırlar ötesi bir laboratuvar” olarak tanımlıyor. İngiliz fizikçi ve bilgisayar mühendisi Tim Berners-Lee, 1989 yılında CERN’de çalışırken World- Wide Web’i yarattı. 

CERN’in Büyük Hadron Çalıştırıcısı kapsamındaki aktif programlarından biri olan ATLAS saniyede bir milyon gigabayt veri üretiyor. CERN 2001 yılından bu yana LHC İşletim Ağı’nı geliştiriyor. Bu ağ, 45 ülkeden 240 kurumun bilimsel altyapısı arkasındaki temel itici güç konumunda. 

İnovasyonu desteklemek şart 

Prof. Heuer; bilginin sınırlarını ileri götürmek için araştırmaya; yeni teknolojiler geliştirmek için teknolojiye; bilim insanları yetiştirmek için eğitime ve bilimi topluma yaymak için iletişime ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Prof. Heuer, “Bugün yaşadığımız küresel rekabet ortamında, ekonomik büyümenin vazgeçilmezi olan bilimsel ve teknolojik kalkınmaya öncelik vermek ve araştırma ve inovasyonu desteklemek gerekiyor” yorumunu yapıyor. Bilimin hayatımızdaki önemini Prof. Heuer’in ifadelerinden dinleyelim: 

Kullandığımız her şey bilim temelli 

“Bugün sahip olduğumuz araçların tamamı bilim temelli; fakat bilim veya araştırmanın üzerinde yoğun bir baskı var. Ortaya çıkaracakları ‘şeyin’ bir an önce toplum tarafından kullanılması gerektiğine inanılıyor. Kısa vadeli ve uzun vadeli bakış akışı olmak üzere, iki farklı açıdan bakmak gerekiyor. Kısa vadeli bakış açısı şöyle: Yarın kullanacağım bir şey konusunda araştırma yapıyorum, fakat bazı politikacılar için sonucu bugün almak daha iyi. Bu şekilde hareket ederseniz, sadece hedefe odaklı araştırma yaparsınız. Hedefe odaklı araştırma yaparsanız, yan yolları kaçırırsınız. Farklı yollar kullanma, farklı alanlarda olma ve büyük değişimler yapma ihtimalini kaçırırsınız. Dolayısıyla ihtiyacınız olan, odaklı araştırma ile temel araştırmanın bir arada olması. 

Eğer sınırları zorlayan araştırmalar gerçekleştiriyorsanız, sınırları aşacak araçlar kullanmanız gerekir. Mesela bugün ‘World Wide Web’ yani internet olmasa ne yapabiliriz? Pek bir şey yapamayız. ‘World-Wide Web’ CERN’de doğdu. İnsanların, veriye ulaşabilmeleri için herkesin bir yazılım programına ihtiyacı vardı. Güvenilir, hızlı, heryerde olan bir programa. “http://www”nin bir fizikçinin icadı olacağını tahmin edersiniz.” 

“WWW”den sonraki adım “ağ” 

“World Wide Web’den bir sonraki adım ‘ağ’. Bulut bilişim ve ağ çok benziyorlar. Ağ, sadece bilgiye ulaşım anlamına gelmiyor, aynı zamanda dünya genelindeki tüm işletim gücüne erişim anlamına geliyor. Bir ağ içinde, tüm bilgisayarlar birbirlerine bağlı durumdalar. Bulut bilişimde ise bazen A bilgisayarını; bazen B bilgisayarını kullanıyorsunuz; fakat burada da dağıtılmış bir işletim gücü var. Bugün ağ işletimi parça fiziğinde, finans sektöründe, sağlıkta, kütüphanelerde, astronomide, iş dünyasında ve araştırmalarda kullanılıyor.”

Ortak hedefimiz var

“Siyasetin sorunu, ortak bir hedef olmaması. Bizim ortak bir hedefimiz var. Bazı konularda bilgi edinmek istiyoruz. Siyasette de ortak bir hedef olmalı. Bu hedef; daha iyi, daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak olmalı. Araştırmada iş birliği yaptığınızda, en önde olmak istiyorsunuz; ama sonuçta araştırmacılar kendilerini ön plana çıkarmazlar. Araştırmanın doğru ilerlemesi için bu gereklidir. Önemli olan insan değil, sonuçtur. Siyasette ise bazen bunu tersi olabiliyor.”

Cern bir istikrar adası

“Karar vericilerin, bilimin toplumda ne derece önemli bir rol oynadığını anlamaları gerekiyor. Bilim ve araştırmanın yaşanan ekonomik krizleri engelleyeceğini söyleyemeyiz; fakat eğer doğru şekilde araştırma yaparsanız, bu krizleri daha makul seviyeye indirebiliriz. Krizleri daha hızlı veya daha kolay aşabiliriz. Finans krizlerinde aşırı rekabet görüyoruz. CERN ise bir istikrar adası. İş birliği adası. Biz sadece rekabet etmeyi değil, iş birliği yapmayı da öğrendik. İnsanlar araştırma yaparken, diğer insanlara da ihtiyaç duyduklarını gördüler. Fakat eğer araştırmamı yaparken diğerlerine ihtiyaç duyuyorsam, daha iyi olduğum konuları da onlarla paylaşmam gerekir. 

Tabi ki deneyler sırasında rekabet ediyoruz, çünkü rekabet olmazsa, ilerleme de daha az olur. İş birliği sayesinde farklı kültürlerle, farklı uluslarla çalışmayı da öğreniyorsunuz. Bu, barışa da katkı sağlıyor. Farklı kültürler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları değerlendirmeyi öğreniyorsunuz; bunlarla yaşamayı ve çalışmayı öğreniyorsunuz. Bu farklılıkları bir fırsat olarak kullanmanız gerekiyor.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar