Bilgi verme ve cezalar

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ [email protected]

Dr. Mehmet ŞAFAK

Bilgi verme

Vergiyi doğuran olayların izlenmesi ve buna dayanarak vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi, bu olaylara ilişkin sağlıklı bilgilerin elde edilmesi ile mümkün olur. Bu  amaçla kanuna bilgi toplamaya ilişkin hükümler konmuş ve bildirimde bulunmamanın ve formları vermemenin cezai müeyyidesi de ayrıca düzenlenmiştir. Bugün yazımızda bilgi verme ve cezai müeyyideleri  ve konu ile ilgili yeni düzenlemeleri ele alacağız.

Vergi Usul Kanunu'nun 148. maddesi ile bütün gerçek ve tüzel kişiler, Maliye Bakanlığı veya vergi incelemesine yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermekle yükümlü tutulmuştur. Verilecek bilgilerin sorulan hususlarla doğrudan ilgili olmamanın önemi yoktur. Mükellefle ilişkide bulunmuş olmak bile yeterli sayılabilir. Yaptıkları vergi incelemeleriyle ilgili olmak şartıyla vergi incelemesine yetkili olanlar gerçek ve tüzel kişilerle kamu idare ve müesseselerinden doğrudan bilgi isteyebilirler. Bunun için, bağlı oldukları birimler aracılığıyla yazışmaları gerekmez. Kamu idare ve müesseseleri istenen bilgileri vermekten kaçınamazlar... Zira Vergi Usul Kanunu'nun gerek 148, gerek mükerrer 355. maddelerinde bilgi istenmesi ve ceza prosedüründe (cezanın muhatabı dışında) kamu idare ve müesseselerine bir ayrıcalık tanınmamıştır.

Bilgi istemek için şekil şartı bulunmamaktadır. Yazılı veya sözlü olarak bilgi istenebilir. Ancak bilgi verilmemesi veya eksik ya da yanlış verilmesi halinde ceza uygulayabilmek için bilgilerin yazılı istenmiş olması ve istenen bilgilerin durumuna uygun bir süre verilmesi gerekir.

Bilgi  istenen kişiler zorla vergi dairesine getirilemez. Bilgi isteyen denetim elemanının işyerine veya vergi dairesine davet üzerine, gelen kişilerle  yüz yüze görüşme yapılmak suretiyle bilgi alınabilir.

Diplomat niteliği bulunan kişiler bilgi vermek zorunda değildirler.

Devamlı bilgi verilmesi

Vergi Usul Kanunu'nun 148. maddesi münferit olarak verilecek bilgileri düzenlerken 149. maddesi devamlı olarak verilecek bilgileri düzenlemektedir. Devamlı olarak verilecek bilgiler, bir istatistik oluşturma ve bu istatistikleri kullanarak vergi politikaları üretmeye yarar. Bu nedenle devamlı bilgi isteme yetkisi inceleme elemanlarına verilmemiştir. Bu bilgiyi bakanlık veya vergi dairesi isteyebilir.

Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesinde yapılan değişiklikle bilginin elektronik ortamda istenmesi de mümkün hale gelmiştir. 4369 sayılı kanunla bu düzenlemeden sonra Bakanlık ihtiyaç duyması halinde disket, mikro fiş, kompakt disk (CD) gibi aletlerle de bilgi isteyebilecektir.

Vergi Usul Kanunu'nun 150. maddesi ile bazı kişiler sayılmak suretiyle devamlı olarak bildirilecekleri olaylar belirlenmiştir. Buna göre;

- Sulh hakimleri, icra, nüfus ve tapu memurları,

- Konsolosluklar,

- Mahalle ve köy muhtarları,

- Banka ve bankerler ile emanet kabul eden gerçek ve tüzel kişiler, bilgilerine giren her ölüm ve intikali ertesi ayın 15. günü akşamına kadar vergi dairesine yazı ile bildirmek zorundadırlar.

Bilgi vermekten kaçınılamaz

Kendilerinden bilgi istenen kişi ve kurumlar özel kanunlarındaki mahremiyet hükümlerini ileri sürerek bilgi vermekten çekinemezler. Ancak kanun bilgi istenemeyecek hususları 150. maddede saymıştır. Buna göre avukatlardan ve doktorlardan müşterileriyle ilgili sır niteliği taşıyan bilgiler istenemez. Keza posta idaresinin muhabereler hakkında tutmaya mecbur olduğu mahremiyet gizlidir. Bununla birlikte bu kişilerin müşterilerinin adları ile aldıkları ücretler mahremiyet kapsamına girmemektedir. Ayrıca hastalığı sebebiyle mücbir sebep hali ileri sürenlerin durumunun vergi ödevlerini yerine getirmeye engel olup olmadığı da soruşturulmakta dolayısıyla bu tür hastalıklarda mahremiyet kapsamına girmemektedir.

Vergi Usul Kanunu'nun 152. maddesi bu şekilde toplanan bilgilerin gizli bir arşivde saklanacağı ve bu bilgilerden kimlerin nasıl yararlanacağını Maliye Bakanlığı'nın belirleyeceğini düzenlemektedir.

Bilgi vermemenin müeyyidesi ve yeni düzenleme

Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesine göre kendisinden yazı ile bilgi istenen kişilerin, haklı sebep olmaksızın, bilgi verme ödevini yerine getirmemeleri halinde mükerrer  355. maddede belirtilen parasal ceza kesilmekte, fiilin tekrarı halinde ilk ceza iki kat olarak uygulanır.

5904 sayılı (kabul tarihi 16.06.2009) Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la bilgi verme yükümlülüğüne uymayanlarla ilgili olarak da değişiklik yapılmıştır. Bu değişikliklerle bazı ceza halleri yeniden düzenlenerek YTL öncesi TL olan rakamlar YTL sonrası TL olarak yeniden belirlenmiştir. Değişiklik sonucu oluşan durum aşağıda olduğu gibidir.

Vergi Usul Kanunu'nun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil);

1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında(değişiklik öncesi 100.000.000-TL) 1.000 (388 sıra no'lu G.T. ile 1.1.2009'dan itibaren 1.600.-TL) lira,

2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 500 (388 sıra no'lu G.T. ile 1.1.2009'dan itibaren 760.-) lira,

3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 250 (388 sıra no'lu G.T. ile 1.1.2009'dan itibaren 350.- TL) lira, özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bu hükmün uygulanması için, bilgi verme ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır.

Ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı'nca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmaz.

Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede de bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları iki kat olarak uygulanır.

Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 15 gün içinde verilmesi halinde ¼ oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise ½ oranında uygulanır.

Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası ½ oranında uygulanır.

Elektronik ortamda beyanname ile bildirim ve form verme mecburiyetine uymayanlara bu maddeye göre ceza kesilmesi halinde, 352. maddenin birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendi ile ikinci derece usulsüzlüklerle ilgili (7) numaralı bendi uyarınca ayrıca ceza kesilmez.

Düzeltme

DÜNYA Gazetesi'nin 2 Temmuz 2009 tarihli sayısında yer alan "Vergi kayıpları ve hürriyeti bağlayıcı cezalar" başlıklı yazımızda sahte kayıt ve sahte belge düzenlenmesi halinde uygulanacak ceza miktarı bilgisayarın azizliği sonucu asgari 18 ay azami 3 yıl olarak yazılmıştır. 5728 sayılı kanunla yapılan değişikliğe göre bu hadler daha yüksek olup asgari ceza 3 azami ceza 5 yıldır.

Ayrıca Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde, izin alınarak basılabilecek belgeleri basanlar veya bu tür belgeleri bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019