Bilgi toplarken
İhracatçı dostlarımızın takdir edeceği üzere, çalışmalarımız arasında en çok güçlük çektiğimiz “Pazar Hakkında Bilgi Toplama” konusu oluyor. Maalesef Türkçe kaynaklara baktığımızda, bilgi kaynaklarının oldukça eski bilgileri içerdiğini görüyoruz. Bu nedenledir ki bilgi toplama çalışmalarımızı, yabancı kaynaklar üzerinde yoğunlaştırmamız gerekiyor.
Doğal olarak, yabancı kaynaklar üzerinde araştırmalarımızı yapmaya çalışırken önümüze çıkan başka bir güçlük de “yabancı dil” sorunu. Genel olarak kaynaklarımızın birçoğunda İngilizce sayfalar olmaktadır. Diğer dillerde bulabileceğimiz kaynakları ise internet üzerinden tercüme ettirme olanağımız var.
Ancak İngilizce dışı kaynaklarla çalışmak zorunda kalırsak, bu kaynakları Türkçeye çevirmek, Tarzan ile konuşmaya çalışmak gibi bir şey oluyor. Türkçenin yapısal farklılıkları, başka dillerden Türkçeye veya Türkçeden başka dillere makine ile tercüme yapılmasında ciddi zorluklar doğuruyor. Aslında aynı zorluk İngilizce ile de olduğu halde, büyük bir olasılıkla, İngilizce ve Türkçe metinlerin karşılıklı tercümeleri üzerinde daha fazla çalışılmış olduğundan, bu yapılan karşılıklı çeviriler, biraz daha mantıklı ve biraz daha anlamlı görünüyorlar. Aslına bakarsanız, İngilizce ve Türkçe metinlerin çevirileri için yapmış olduğumuz bu yorumu, birçok yabancı dostumuzdan, kendi dilleri hakkında da duyduğumuzu belirtmemiz gerekir.
Bu nedenle, İngilizce dışındaki dillerde yazılı metinleri çevirmek istediğimizde, önce İngilizceye çeviri yapılmasını ve sonrada o metnin Türkçeye çevrilmesini sağlayalım. Tecrübe ile sabit olan şu ki bu şekilde elde edeceğiniz metnin Türkçeye çevirisi, Rusça, Macarca vb. dillerden doğruca Türkçeye yaptıracağınız çeviriden daha anlamlı oluyor. Eğer İngilizce konusunda sıkıntınız yoksa, Türkçeye çeviri yaptırmanız gerekmeyeceğinden, yaptıracağınız bu çevirilerin, daha anlamlı ve daha mantıklı olacağından kuşkunuz olmasın.
Bir ara birlikte olduğumuz bir Rus müşterimizin, birlikte geldiği ve çok iyi İngilizce konuşan hanım, bizim Rusça konuşan arkadaşımız ile dışarı çıktıklarında biz baş başa kaldık. O Türkçe bilmez ve bende Rusça bilmiyorum. Tableti elime alıp, söylemek istediklerimi İngilizce olarak yazıp, internet üzerinden Rusçaya tercüme ettirdim. Ve aynı şekilde misafirimiz de klavyeyi değiştirip söylemek istediklerini Rusça olarak yazdı ve İngilizceye tercüme ettirdik. Bana neden Türkçe yazmadığımı sorduğunda ise yukarıda yaptığım açıklamaları kısaca yaptım. Bu şekilde çalışmamıza hak verdi zira Rusçaya yapılan tercümelerin, aksaklıklara karşın anlaşılabilir olduğunu söyledi.
Sözün özü şu ki “Demokrasilerde çare tükenmez.” Tahmin ediyorum ki bu çözümleri birçok dostumuz halen uygulamaktadır. Kendilerini sadece Türkçe kaynaklara bağlı gören ticaret ve sanayi erbabının, bu ve benzeri çözümleri uygulamaya açık olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde, başkalarının sözleri ile hareket edip, verilere değil amma varsayımlara dayalı stratejiler geliştireceğiz.
Doğru stratejinin kaynağı, sağlam veridir. (Data demiyoruz)