Bilgi seli
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Yapı Kredi Yatırım olarak, 2011 yılında gelişmekte olan ülkelerde, özellikle de Asya'da yaşanmaya başlayacağını tahmin ettiğimiz enflasyon sorunu, ABD ekonomisinin toparlanma hızı ve Avrupa borç krizinin gelişimi temalarının daha fazla ön plana çıkacağını tahmin etmiş olduğumuzu tekrar hatırlatmak isteriz.
Özellikle Avrupa'daki borç sorunlarına 2010'dan itibaren dikkat çekmeye başlamıştık; dolayısıyla bu konuyu oldukça önemsiyoruz. Avrupa bankalar arası finansmanında güven sorunu olduğuna dair sinyallerden daha önce bahsetmiştik ama son haftalarda pek de olumlu gelişmeler yaşanmadı.
Geçtiğimiz cuma günü içerisinde, özellikle de öğleden sonra gelen haber akışı Yunanistan ve genelinde Avrupa borç sorununun daha kritik bir aşamaya girdiğini gösterdi. Bu bağlamda hafta sonu yapılan G7 Zirvesi'nde de istenen, daha doğrusu piyasalar tarafından beklenen ölçüde güçlü adımlar atılmadığını belirtelim.
Ayrıca Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu Üyesi Jürgen Stark'ın görevinden ayrılması ve hafta sonu Alman maliye bakanının basında yer alan ifadeleri Avrupa ülkelerinin borç krizini çözme iradesi hakkında şüpheleri daha da arttırabilir.
Gelişmeler, politik tepkilerin yeni bir döneme girmiş olabileceğini düşündürüyor. Bu dönemde, her dönemde olduğu gibi, kendine özgü koşullar içinde yaşanacaktır, ancak tarih de bize bunun nasıl bir dönem olacağı konusunda yardım edebilir. Bu zor ve karmaşık koşullarda "hızlı ve çabuk tüketilen bilgi"den ziyade analiz ve yorumun önem kazanacağını düşünüyoruz. Bu koşullarla uğraşabilmek ve geleceğe yönelebilmek, hatta bunu yönlendirebilmek için gerçekten donanımlı, donatımlı ve objektif olmak gerektiği düşünülebilir.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında aslında bilgi ve analiz arasındaki ayrımın belirsizleştiğini düşünüyoruz. Örneğin, hepimiz zaman zaman ekranlara yansıyan hızlı ve değişik imgeler görür ve çeşitli sözler duyarız. Günlük hayatta karşılaştığınız bilginin hızı, miktarı ve yoğunluğu her saat başı yeni bir sürpriz ile karşılıyormuşuz hissi verir. Bu his insanı rahatsız etmeye başlar. Bir süre sonra kendimizi bunlardan iyice soyutlarız veya modern çağın gerçeklerinden biri diye, bu bilgi seli ile başa çıkmayı öğreniriz veya tamamen etkisi altına gireriz.
Örneğin, bugünlerde çarpıcı gelişmeler art arda yaşanıyor. Zaman aslında çok hızlanmış gibi geliyor, o yüzden olan bitenin "yeni gelişmeler" olduğunu düşünebiliyoruz. Halbuki yaşanan gelişmelerin altyapısı ve yeni trendler zaman içinde gelişiyor ve kendilerini belli eden ipuçları veriyor.