Bilgi paylaştıkça çoğalıyor
90'lı yıllarda bilgisayar dünyasına adım attığınızda elinizde bir elin parmağını geçmeyen yayından başka bir şey yoktu. 94 yılında ben bu yayınlardan birinde iş hayatına başladım. Belki hatırlayanlar olur, son dönemlerini DÜNYA gazetesi bünyesinde yaşamış olan BYTE dergisi teknoloji basınındaki ilk iş yerimdi. BYTE ve dönemdaşı dergilerin yayınladığı bilgiler çerçevesinde bir şeyler öğrenmeye çalışıyorduk. Örneğin Windows 3.11'in kısayolları veya bilgisayarda bir işi daha kolay ve hızlı yapabilmenin ipuçlarını kendimiz deneyip yanılarak buluyor, yazıyor ve bir sonraki aya yeni şeyler yetiştirmeye çalışıyorduk. Şimdinin muazzam bilgi kaynağı internet maalesef yoktu ve hemen hemen her içerik orijinaldi.
O dönemlere dair hatırladığım en önemli şey ise bilginin değerli olduğuydu. Bunu gelişigüzel bir ifade olarak kullanmadım. Gerçekten de her bir bilginin bir değeri vardı… yeni bir şey öğrenmek için ya parasını ödemeliydiniz ya da arkadaşınıza ufak bir jest yapmalıydınız. Misal vereyim. Henüz CD'lerin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemler ve Windows 95 ile birlikte oyunları artık CD'den yükleyebiliyoruz. Ancak Windows ortamında tanıtılan CD-ROM sürücünüzü DOS ortamında göremiyoruz. Bunu nasıl yapacağımı öğrenmek için bir yemek sözü vermiştim. Photoshop 1.1'i kurup birkaç resim biçimleme işlemi yapmak için de benzer bir yöntem gerekti.
Daha da ilginç bir şey söyleyeyim. Bu konularda bizden daha iyi olan ustaların, bazı işlemleri yaparken bizleri ekran başından uzaklaştırdıklarını hatırlıyorum. İşin jargonuna hakim olanlar için dekupe yapmak, yani bir resimdeki objeyi veya insani arka plandaki nesnelerden ayırma işini kimse belletmek istemezdi. Bilgisayar kitaplarının oldukça pahalı ve çoğu zaman ancak yurt dışı kaynaklardan erişebilir olduğu dönemlerdi.
İnternet bu alışkanlıkları ve kültürü değiştirdi. En çok kullandığım sosyal ağlardan biri Facebook. Burada insanların birbirlerine yardımcı olmak için ne kadar çok uğraş verdiklerine ve verdiğime şahit oluyorum. Üye olduğunuz grupta tanımadığınız bir insanın yardım talebi için tüm bilgi birikiminizi ve zamanınızı veriyorsunuz. Dahası, YouTube gibi video ağlarda yüzlerce nasıl yapılır videosu bulmak mümkün. Üstelik bunların çok büyük bir kısmında reklam yani gelir kazanma motivasyonu yok. Bundan birkaç yıl önce çok daha popüler olan forumları hiç saymıyorum bile. Ekşisözlük gibi platformlar, mobil uygulamalar ve daha birçok dijital alan birbirine yardım etmek isteyen kullanıcılar ile dolu. Hal böyle olunca bir programlama dilini öğrenmek, yeni bir uygulama kullanmaya başlamak ya da takıldığınız bir noktada destek almak giderek kolaylaşıyor. İşte dijitalleşmenin bize kazandırdığı en büyük faydanın bu olduğunu düşünüyorum. Bilgi artık serbestçe dolaşırken, bundan fayda sağlamayı ummayan ve yalnızca başkaları da öğrensin diye çaba gösteren internet vatandaşlarının giderek arttığını görmek umut veriyor.
Tarihte bu hafta
4 Temmuz 1956 – Klavye üzerinden veri girişi sağlayan ilk bilgisayar MIT Whirwind çalışmaya başladı
3 Temmuz 1969 – Internet resmi olarak duyurulmuş oldu
2 Temmuz 1953 – IBM 650 modeli, seri üretime giren ilk bilgisayar oldu
1 Temmuz 1979 – Sony tarafından çıkarılan Walkman isimli cihaz sayesinde müzik taşınabilir hale geldi
29 haziran 2007 – Telefon endüstrisini komple değiştiren iPhone'un ilk modeli satışa sunuldu