Bilgi güçtür

Çukurova Genç İş Adamları Derneği'nin (ÇUGİAD)'nin düzenlemiş olduğu 'Bilgi Güçtür' toplantısının konuğu kriz kahini Nouriel Roubini'nin ardından Almanya Eski Şansölyesi Gerhard Schröder oldu. 

'Türkiye AB ilişkilerine Siyasal Bakış ve Enerji Koridorundaki Adana' başlıklı bir konuşma yapan " 

Schröder, her zaman desteklediği Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bir lütuf olmadığını,  Avrupa'nın da Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Her iki tarafta yükümlülüklerini yerine getirmeli diyen Schröder, Avrupa'nın 1963 yılında Türkiye'ye üye olacağını söylediğini ve bu sözünde durması gerektiğini ifade ediyor. Avrupa'da bazılarının Türkiye'nin üyeliğine dini ve ekonomik kaygılar nedeniyle karşı çıktığını, ancak Türkiye'nin bu durumunu tehdit olmaktan çok bir fırsat olarak görmek gerektiğini vurguluyor.  

Türkiye'nin başlatmış olduğu çözüm sürecini desteklediğini açıklayan Schröder, "Güçlü toplumlar kendi iç sorunlarını çözmüş toplumlardır. Uzun vadede bir toplum barış içindeyse ekonomik olarak başarılı olabilir. Türk hükümetinin başlangıç noktasının doğru olduğunu düşünüyorum. Devletler silah bırakamaz, silah bırakması gereken diğer taraflardır ancak Türkiye'nin Kürt kökenli vatandaşlarına da kültürel haklarını vermesi gerekiyor" diyor.

Türkiye'nin dünyanın önemli enerji kaynakları ile bunlara ihtiyacı duyan AB ülkeleri arasında yer aldığını söyleyen Schröder, "Türkiye doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birleştiriyor. Bu nedenle Türkiye, enerji kaynakları sınırlı olsa bile içinde bulunduğu stratejik konumdan dolayı dünya enerjisini etkileme potansiyeline sahip. Ülkenin enerji merkezlerinden biri olan Adana'nın da enerji alanında önemi gittikçe artıyor" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, Avrupa için iyi bir 'partner' olduğunu ifade eden Schröder, Türkiye'nin İslami bakış açısında olmasına rağmen kendini modernize eden ve geleneksel değerlerden vazgeçmeyip, sosyal temelini sağlam tutan bir yapıda olduğuna dikkat çekiyor. Tıpkı kriz kahini  Roubini gibi, Türkiye modelinin Avrupa için büyük bir fırsat olduğunu, bu modelin tanıtımının Avrupa'nın menfaatine olduğunu söylüyor. 

Son zamanlarda Türkiye'ye gelen konukların sadece Türkiye'nin ödevlerini hatırlatmayıp özeleştiri yapmaları ve kendi hatalarını da itiraf etmeleri Türkiye'nin dünyada artan önemi gösteriyor. Gelen konuklar ülkemizi bir "rol model" olarak tanımlıyor ve bu modelin pazarlanmasının kendi menfaatlerine uygun olduğunu söylüyor. Bu durum 'acaba bu pazarlama işi bizim kendi menfaatlerimize de uygun mudur?' sorusunu akla getiriyor. 

ÇUGİAD'ın 'Bilgi Güçtür' toplantıları dünya çapında konuşmacıları dinleme imkanı yaratan, bir sonraki merakla beklenen toplantılar haline geldi. Dernek başkanı Ömer Faruk Sakarya başta olmak üzere bütün ÇUGİAD yönetimini kutluyoruz.