Bilgi, engin bir deniz…

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

İstanbul’un varlığıyla beni mutlu eden mekânlarından birisidir İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan bir süreçte kentin tarihi, kültürel yapısı ve insan profili araştırılır. Bu amaçla projeler geliştirilir, desteklenir; ulusal ve uluslararası toplantılar, etkinlikler düzenlenerek sonuçları ilgili kurumlarla paylaşılır. Bu bilgiler yayınlar yoluyla kamuoyuna da ulaştırılır…

Mekânları da çok güzeldir… Enstitü, mimar Guglielmo Semprini tarafından XIX. yüzyıl sonlarında Tepebaşı’nda inşa edilen tarihi bir yapıda verir bu hizmetleri… İşte o binada keyifl i bir sergi sürüyordu birkaç aydır: Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri… Güzel bir haber geldi, gördüğü büyük ilgi üzerine sergi, 22 Nisan’a kadar uzatılmış. Serginin kahramanları, hemen her dönemde gündelik yaşamımızın önemli bir parçası olan sokak köpekleri… Çalışmada onların siyasi, sosyolojik ve dini dönüşümlerle şekillenen serüvenine ışık tutmak amaçlanıyor.

Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri, İstanbul kent tarihinin aslî unsurları arasında yerini alan sokak köpeklerinin, birbirini izleyen iki farklı dönemini yansıtıyor. Kentin bu dört ayaklı kalabalık grubu, Fetih’ten Tanzimat’a uzanan dört yüzyıllık ilk dönemde, gündelik hayatı insanlarla paylaşır, içe dönük mahalle hayatında yerleşik nüfusu yabancılara karşı korur. 19. yüzyıl başlarından itibaren ise modernleşme hareketleri ile birlikte, Batılı kentlerde uzun süredir uygulanan tasfiyeye maruz kalır, sürgün edilir. Sokakları anavatanı bilen İstanbul’un ıssız karakterlerinin bu trajik hikâyesi büyük itlafa kadar kesintisiz devam eder.

Serginin küratörü Ekrem Işın, İstanbul köpeklerinin en az insanlar kadar şehir hayatının toplumsal serüvenine katıldıklarını ifade ediyor. Işın, şehri ziyaret eden Batılı gözlemcilerin, hayvanları bile toplumsallaştıran bu kültürün inceliklerine merakla yaklaştığını vurguluyor. Dönem kaynakları incelendiğinde, İstanbul köpeklerine bakış açısı daha çok belediyecilik noktasında yoğunlaşıyor; kaynaklarda sokak köpekleri, şehir temizliğini sağlamakla yükümlü birer belediye memuru olmanın yanı sıra mahalle güvenliğini sağlayan birer bekçi olarak da görülüyor.

Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri sergisi, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bu süreci, fotoğraflar, seyahatnameler, kartpostallar, dergiler ve gravürler eşliğinde gözler önüne seriyor. Sergi, pazar günleri hariç hafta içi her gün 10:00 - 19:00 saatleri arasında gezilebiliyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 2003 yılından beri kültür, sanat, eğitim ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın, 2005’te açılan Pera Müzesi’yle başlattığı geniş kapsamlı bir kültür-sanat projesinin ikinci önemli adımı. 2007 yılından beri ürettiği projeleri destekleyecek sergiler için düzenlenmiş “Galeri”- si, “Atatürk ve Cumhuriyet Araştırmaları”, “Osmanlı Araştırmaları” ve “Bizans Araştırmaları” bölümlerinin yanı sıra kamuya açık kütüphanesi ve Bilgi-Belge Merkezi’yle İstanbul’u uluslararası düzeyde temsil etmeyi amaçlayan ve çağdaş bilimsel ölçütlere titizlikle sahip çıkan bir araştırma kurumu. Belirttiğim gibi zamanda herkese açık kütüphane… Çalışma saatleri hakkında ayrıntılı bilgi için web sitesini ziyaret etmekte fayda var: http:// www.iae.org.tr

Enstitü, 53. Kütüphane Haftası için iki etkinlik düzenliyor. Birincisi Yrd. Doç. Dr. Berat Açıl’ın “Osmanlı Kitap Kültürü: Çerçeve, Tarihçe ve Yöntem” başlıklı konferansı… 27 Mart’ta, saat 18.00’de… Diğer etkinlik, “Hacıbeyzade Ahmet Muhtar’ın İstanbul Kütüphaneleri Raporu” başlıklı Prof. Dr. Tuba Çavdar Karatepe’nin 1 Nisan’da, saat 14.00te vereceği konferans…
Yarın Cumartesi, sergiyi dolaşmanız, bulunduğu binanın dokusunu hissetmeniz, hemen yakınındaki Pera Müzesi’ne uğramanız yani keyifli bir gün geçirmeniz için iyi bir fırsat, diye düşünüyorum. Ne de olsa bilgi, engin bir deniz; öğrenmenin ucu bucağı yok…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar