Bildiğini sanmak tehlikelidir

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]


Doktora programının başlıyordum. Northwestern Üniversitesinde danışmanımla oturmuş ders seçimi yapıyordum. Danışman profesör ders programıma bir “Olasılık” (Probability) dersi koydu. Bu dersi 3 dönem alacaktım Ben hemen itiraz ettim. “Ben bu konuları biliyorum” dedim. Sonra kendimden emin biçimde şöyle konuştum. “Bırakın olasılığı, ben bunun ötesini de biliyorum. Ben, istatistiksel kalite kontrolu dersi bile verdim.” Sordu bana “Neler biliyorsun olasılık teorisinden?” Ben de anlattım. Profesör sessizce dinledi. Danışmanım profesör çok etkilenmiş gözükmedi
ama “Güzel” dedi. Sonra da ekledi “Yine de bu dersi al. Burada şöyle bir usül vardır. Bir derse yazılırsın ve derse girersin. Eğer dersi beğenmezsen, ilk bir ayda bu dersten kaydını sildirebilirsin.” Ben de Hoca’nın bir bildiği olmalı deyip derse kaydoldum.
Olasılık dersine girmeye başladım. Daha ilk dersten itibaren dersi veren profesörün ve sınıfın dikkatini çekmeye başladım. Adeta profesörün cümle tamamlayıcısı olmuştum. Başladığı cümlenin nereye gideceğini kestiriyor ve tamamlıyordum. Çünkü anlattıklarını biliyordum (!). Sınıftaki öğrencilere de acımaya başladım. Aynı sınavı alacaktık, aynı yarışa girecektik, ama ben konuyu önceden biliyordum. Derse büyük bir güvenle giriyor ve daha büyük bir güvenle çıkıyordum. Bu mutluluğum 2-3 hafta sürdü. Daha sonra Hoca’nın anlattıklarını tahmin edememeye başladım.
Hoca, benim bildiklerimi anlatıp bitirmişti. Danışman Profesörüme gidip “Ben bu dersi bırakmayacağım. Üç dönem de alacağım. Çünkü ben bu konuyu bilmiyormuşum.” Danışman profesörüm bilge bilge güldü “Bilmediğini biliyordum. Ama durumu senin görmeni istedim”.
O gün , bu gün bir şeyi “biliyorum” derken daha dikkat ettim; mütevazi olmayı öğrendim.

“Elektürüğü pek bilür”

Ataköy’de büyük bir blokta oturuyoruz. Binaya yeni taşınmışız. Baktım mutfaktaki buzdolabı çalışmıyor. Odaların ışıkları yanmıyor. “Acaba tüm binada mı yoksa bizde mi elektrik yok ?” Kapıyı açtım, binanın kapıcısı ile karşılaştım. “Elektrikler mi kesik” diyecek oldum. Kapıcı hemen hareketlendi “Sigortanız atmıştır” dedi ve açık kapıdan içeri girerek sigortaların bulunduğu kutuya yöneldi. “Evet, sigorta atmış, deyip otomatik sigortanın düğmesine basarak elektriğin gelmesini sağladı.
O günün haftasında bizim kapıcı ve eşini kapı önünde gördüm. Kapıcıyı, eşinin önünde biraz gururlandırmak istedim. “Eşin pek marifetli maşallah. Elektrik sorunumuzu şıp diye çözdü. “ dedim. Kapıcının eşi pek gururlandı ve altta kalmadı. “Evet, bizümküsü elektürüğü pek bilür” dedi. Kapıcı da mahcup mahcup güldü. Daha sonraki günlerde bizim kapıcıyı daha yakından tanıma fırsatım oldu. Gördüm ki, bizimkinin elektrik bilgisi, binadaki sigortalar ile sınırlı idi.

Bir yorum

Ne zaman birisi “Ben bilirim” dese bu iki anı gözümün önüne gelir. Kelimenin tam anlamıyla “bilmek” oldukça zor bir iştir. Neyi bilirisiniz? Bilirsiniz de, ne kadar bilirsiniz? Bütün bunlar cevaplanması gereken sorulardır.
Az şey bilenler, olayın tamamı o sanırlar ve o sığ bilgileri ile caka satmaya kalkarlar. Everest’i görmemiş kişi, köyündeki tepenin zirvesinde kendini dünyanın kaşifi sanır. Köyündeki kişiler de Everest’ten haberdar değilse, kişiyi bir dünya kaşifi olarak görebilirler;bizim kapıcı karısı gibi “Bizümküsü de pek bilür” diye onunla böbürlenebilirler.
Gerçekten bilge kişiler, alçakgönüllü olurlar.
Çünkü içinde bulundukları deryayı bildiklerinden, bildikleriyle böbürlenmeyecek kadar sağduyu sahibidirler.
Organizasyonların başarısı, üyelerinin bilgi ve becerisi ile sınırlıdır. Ancak bilgiye ve beceriye değer veren organizasyonlar hedeflerine ulaşabilir. Bunu sağlamak için de organizasyonlarında bilgili ve becerikli kişilere yetki verip önlerini açarlar.
Anadolu’da bir laf vardır “Herkes kaşık yapar, ama sapını ortaya getiremez”. Organizasyonlarda sapı ortaya getirmek, gerçek bilgelerle, sığ bilgileri ile kendilerini bilge diye yutturanları bilmek ve ayırt edebilmektir. Bildiğini sanmak tehlikelidir.
Not: Sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir bayram dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019