Bilançoyu doğru okumak
Bilindiği gibi, 2024 yılı yüksek enflasyonun etkisinde kaldı. Buna mukabil, bazı şirketlerin enflasyon düzeltmesi (enflasyon muhasebesi) uygulamasına hazırlıksız yakalanmaları sonucu yaşanan karmaşa, birçok işletmenin bilançolarında bozulmalara yol açtı.
Düzeltme sonucu, bazı şirketlerde yüksek kâr sonucu fazla vergi ödenirken, bazı şirketlerde ise ciddi zarar sonucu hiç vergi ödenmedi. Dolayısıyla bu olağanüstü durum bazı işletmelerin bilançolarına olumlu etki yaparken, bazı işletmelerde ise olumsuz etki yaptı.
Bilanço sadece kamu için hazırlanmaz
Bilanço; bir şirketin veya kurumun mali durumunu yansıtan önemli bir mali tablodur. Varlıklar ve kaynaklar olarak her takvim yılı sonu itibariyle çıkarılır ve bir sonraki yıl en geç Nisan ayında kesinleştirilir. En önemlisi de bu mali tabloyla işletmenin dönem başındaki öz varlığı ve dönem sonundaki öz varlığı belirlenmekte. Bilanço, sadece işletmenin kamusal yükümlülükleri için düzenlenen bir tablo olmayıp, aynı zamanda önemli mali ve finansal analizlerin de tek bilgi kaynağıdır. Bu anlamda yönetim, elindeki kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak sorumluluğunu taşır. Bu sorumluluğun bir gereği olarak, işletmede uzmanlaşmanın sağlanması, risklerin dağıtılması ve iyi yönetim ilkelerinin kurulması temel amaç olmalıdır.
Bilanço okurken dikkat edilecek hususlar
a) Bilançodaki varlıkların, bilanço tarihindeki gerçeğe uygun değerleriyle gösterilebilmesi için, varlıklardaki değer düşüklüklerini göstererek karşılıkların ayrılması zorunludur. Dönen varlıklar grubu içinde yer alan menkul kıymetler, alacaklar, stoklar ve diğer varlıklar içindeki ilgili kalemler için yapılacak değerleme sonucu gerekli durumlarda uygun karşılıklar ayrılmalıdır.
b) Bilançoda, duran varlıklar grubunda yer alan maddi duran varlıklar ile maddi olmayan duran varlıkların maliyetini çeşitli dönem maliyetlerine yüklemek amacıyla, her dönem ayrılan amortismanların birikmiş tutarları ayrıca bilançoda gösterilmelidir. Duran varlıklar grubu içinde yer alan özel tükenmeye tabi varlıkların maliyetini çeşitli dönem maliyetlerine yüklemek amacıyla, her dönem ayrılan tükenme paylarının birikmiş tutarları ayrıca bilançoda gösterilmelidir.
c) Verilen rehin, ipotek ve bilanço kapsamında yer almayan diğer teminatların özellikleri ve kapsamları bilanço dipnotu ya da eklerinde açıkça belirtilir. Bu ilke, alınan rehin, ipotek ve bilanço kapsamında yer almayan diğer teminatlar için de geçerlidir. Ayrıca, işletmenin varlıkları ile ilgili toplam sigorta tutarları bilanço dipnotu ya da eklerinde açıkça gösterilmelidir.
d) Gelecek dönemlere ait olarak önceden tahsil edilen hasılat ile cari dönemde tahakkuk eden ancak, gelecek dönemlerde ödenecek olan giderler kayıt ve tespit edilerek bilançoda ayrıca gösterilmelidir.
Bilançoyu doğru okumak ve yorumlamak
İşletme yönetimini, ortakları, borç verenleri, çalışanları, kamu mali idaresini, işletmenin ticari ilişkide bulunduğu kurumları ilgilendirdiğinden, yönetici bilançoyu okurken ayrıca şunlara da dikkat etmelidir:
-Enflasyon düzeltmesi (muhasebesi) kayıtları doğru yapılmış mıdır?
-Muhasebe hesap bakiyeleri bilançoya doğru yansımış mı?
-Kasada anlamsız nakit birikimi var mı? Kasa bakiyesi fiktif midir?
-Gerçekten bu kadar stok var mı? Stok bilgileri hangi veri tabanı ve işlem kontrol sistemine dayanıyor?
-Alacaklar neden bu kadar birikmiş? Alacakların toplam satışlara göre dağılımı ve ağırlığı nedir? Firma bazında biriken alacakların rakamı, her bir firmaya göre yapılan satışlara göre ne gibi seyir izliyor? Satış iadeleri ve iskontolar doğru mudur? Nasıl bir seyir izliyor?
-Ortaklardan alacak ve ortaklara borçlar, işletme işlem hacmine göre yüksek midir?
-Borçlar işletmenin iş hacmine göre önemli tutarlarda mı?
-Personele ve çalışılan ticari işletmelere verilen avanslar sektöre göre ve işletme imkanlarına göre normal seviyede midir?
-Alacakların dava ve icra safhasında olan tutarları ne kadardır? Bu alacaklar için karşılık ayrılmış mı?
-Finansman giderlerindeki artış, kullanılan kredi tutarları aynı olduğu halde neden artmıştır?
-Satış iadeleri ve iskontoları doğru mudur? Nasıl bir seyir izliyor?
-Şirketin sermaye kaybı veya borca batık durumda olup olmadığının tespiti.
Borca batıklık, konkordatoya veya iflasa götürür
Borca batıklık, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması halidir.
Finansal analize göre; aktiflerin yabancı kaynaklar veya borçlardan daha az olması olarak tanımlanmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre ise; sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması olarak tanımlanmaktadır. İcra İflas Kanunu’na (İİK) göre; sermaye şirketleri, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık durumda olmalarına karşılık iflas öncesi konkordatoya başvurunun ön plana çıktığı görülmektedir.
Bazı hallerde ise, alacaklıların ilgili mahkemeye başvurusu üzerine borçlu şirket iflas kararlarıyla karşı karşıya kalabilmektedir.
Sadece şirketin kayıtlarına değil, özellikle varlıklarının rayiç değerlerine de bakılmalıdır. Bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Şirketin mevcut kayıtları haricinde; mahkemece varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanmasından sonra, bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın ilgili kanunda belirtilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Sonuç olarak
Bilanço ve gelir tablosunun anlamlı okunabilmesi için; her şeyden önce ekonominin hangi konumda olduğunun, ülke ticaret ve vergi kanunlarının ve muhasebe uygulamalarının da iyi takip edilmesi gerekir. Böylece; bilançoyu sadece rakamsal olarak görmek yerine bu rakamların sektör, ülke ve uluslararası gelişmelerin ışığı altında ne anlam ifade ettiğinin de tespiti gerekmektedir.