Bilançoların dili olsa
Halka açık şirketlerin ilk çeyrek finansallarının açıklandığı son iki hafta gerek yatırımcılar gerekse sektörlerde neler olup bittiğini anlamaya çalışanlar için yoğun geçti.
Borsa İstanbul’da enflasyon muhasebesi fırtınası eserken, ABD piyasalarında hisse bazında önemli oynaklıklar gördük. Enflasyon muhasebesinin mali tablolar üzerinde etkilerini öngörebilmekte analistlerin ve kurumsal yatırımcıların bile yetersiz kaldığı, bireysel yatırıcıların ise açıklanan bilançolar üzerinde ciddi kafa karışıklığı içinde olduğu görülüyor.
Stoklar, maddi duran varlıklar ve parasal pozisyon kâr veya zararlarının bazı BIST şirketleri bilançolarında faaliyet kârlarının çok ötesinde etki yaratması ile bilançolar geçmişle karşılaştırılamaz bir hal aldı. Ancak özkaynak kârlılığı güçlü, faaliyetlerden elde ettiği nakit akımlarını doğru yatırımlara sevk eden, artanı ise yatırımcılar paylaşan şirketlerde enflasyon muhasebesinin etkilerinin oldukça sınırlı kaldığı görüldü.
Buradan kendi payıma çıkardığım sonuç, yüksek getirili yatırımlarla büyümesini düzenli sürdürebilen, özsermaye/borç dengesini makro ortamın paralelinde doğru yönetebilen işlerin yüksek enflasyon döneminde de reel değer yaratabildiği. Bireysel yatırımcılar böylesi işlere ortak oldukları ölçüde farklı muhasebe altında da rahat uyuyabilirler.
ABD piyasasında Facebook’un sahibi Meta’nın sonuçları ile başlayan volatilite, beklentilerin altında kâr veya 2024 hedefi açıklayan tahtalarda günlük yüzde 16-18 gibi kayıpların yaşanmasına neden oldu. Şirket bazında farklı tepkiler de olsa muhteşem yedili olarak adlandırılan teknoloji şirketlerinde 2023 başından bu yana yaşanan yüzde 160 değer artışı sonrasında birçok yatırım fonu pozisyon azalttı.
Güncelde FTSE US endeksinin yüzde 28’ini oluşturan bu şirketler en büyük ABD merkezli yatırım fonlarının portföylerinde yüzde 18 ağırlığa sahip. Aradaki önemli farkın önemli bir nedeninin çeşitlendirilmiş fonlara ilişkin, fon portföylerinde şirket bazında %5’i aşan pozisyonları sınırlayan regülasyonlar olması muhtemel.
İkinci neden ise yapay zekâ uygulamalarının gelecekte yaratacağı gelirleri kestirmedeki zorluk. Bu uygulamalar için özellikle büyük teknoloji şirketleri milyarlarca dolar geliştirme ve işlemci yatırımları açıklamayı sürdürürken (örneğin Meta’nın 100 milyar dolar tutarındaki açıklaması), yatırımlar sonucunda elde edilecek getirileri öngörmekte yaşanan zorluğun altında kazananın kim(ler) olacağı tartışması da var.
Ulta, Etsy, Starbucks, Expedia ve Doordash gibi şirketlerde gelen beklenmedik olumsuz sonuçlar, hisse fiyatlarında yüksek oranda geri çekilmelere neden oldu. Ulta’nın sonuçları ABD’de orta segment kişisel bakım ürünleri tüketimindeki yavaşlamayı ortaya koyarken, daha premium markaları portföyünde taşıyan Sephora’da trafiğin artması kişisel bakım tüketiminde varsıl kitlenin tüketimini kısmadığını gösteriyor. Ulta Beauty’nin hisse fiyatı 1’inci çeyrek sonuçlarının açıklanmasından bu yana 477 dolardan 397 dolara kadar gevşedi.
Starbucks’ın beklenmedik olumsuz sonuçları ise ABD’de geniş bir kitlenin günlük harcamalarında tasarrufa yönelme durumunda kaldığını, şirketin pazar payı kaybettiği Çin’de kahve zincirlerinde fiyat merkezli rekabetin ise ağırlaşarak sürdüğüne işaret ediyor. Çin’de halka açık hızlı yemek zincirlerinin sonuçları da daha ucuz menülere rağbetin arttığın ve promosyonların talebi sürekli kılmakta daha fazla kullanılır olduğunu gösterdi. Etsy, Expedia ve Doordash’ın ilk çeyrekteki performansları ise zorunlu olmayan tüketim, seyahat ve restoran harcamalarında ekonomideki büyümenin aksine daralma olduğunun altını çiziyor.
ABD’de enflasyonda hedeflenen düşüş sağlanamazken, alt ve orta gelir gruplarının harcamalarını gözden geçirdiği, üst gelir gruplarının harcama ivmesinde ise henüz bir dönüş olmadığı görülüyor. Otomotiv tarafında General Motors beklenenin üzerinde kârlılık açıklarken, Fiat ve PSA grubunun birleşmesinden oluşan Stellantis’in sonuçları ise ABD pazarında satışlarında ağırlıklı yer tutan pick-up kategorisindeki modellerinin eskimesi ve fiyat indirimine direnmesinin ardından gerilemeyi işaret etti ve hisse değeri birkaç haftada yüzde 25 kadar geriledi.
Şirketin Doblo’nun üretimini İspanya’ya taşıdıktan sonra Bursa’da ortak olduğu yüksek verimliliğe sahip tesise General Motor yeni model vermediğini de not etmek gerekli. Gerek küresel piyasalar gerekse Borsa İstanbul’da birkaç çeyrek daha şaşırtıcı faaliyet sonuçları ile karşılaşmamız sürpriz olmamalı. Gelecek yıla ilişkin beklentilerde ise temkinli bir iyimserlik hâkim. Turgut Uyar’ın o dizeleri geliyor akla: “Bütün gümbürtüsüyle / Umut kaçınılmaz gerçektir çünkü / Biri Asya’da biterken sözgelişi, Şili’de öbürkü başlar.”