Bilançoları güçlendirmeye dönük öneriler (3)
Değerli DÜNYA okurları; kur farkları, finansman giderleri, nakit dönüşünde yavaşlama şirket bilançolarını zorluyor. Bu nedenle başladığımız birlikte düşünme sürecine devam ediyoruz. Burada zikredeceğimiz bazı hususlar doğrudan bilançoyu iyileştirme sonucu doğurmasa da daha da kötüleşmesini önleyecek konular olabilir.
10- Şirketlerin mali yapılarını güçlendirme çabaları kolaylaştırılmalıdır.
a) Bölünme konusunda kafa karışıklığı giderilmelidir.
Finansal güçlükle karşılaşan şirketlerin kullandığı, kurumlar vergisi kanununda da düzenlenmiş bölünme müessesesinde ne yazık ki cezalı tarhiyatlarla karşı karşıya kalınmaktadır.
Bölünme neticesinde zorunlu olarak yapılan sermaye azaltımı işlemi ortağa kar dağıtımı olarak nitelendirilmektedir.
Aynı şekilde bölünmeye yasada olmayan sınırlar getirilebilmektedir.
b) Şirketlerin gayrimenkul satışları nedeniyle yaşadığı sorunlar giderilmelidir.
Yasadaki sınırlar dışında (Ki böyle bir dönemde bu hususlar dahi gözden geçirilmelidir) yorum yoluyla ilave şartlar aranması (Örn; fiilen yapılmasa da, ana sözleşmede gayrimenkul alım satımının faaliyetler arasında sayılmasının gayrimenkul ticaretine delil sayılması gibi) uygulamasına son verilmelidir.
Yasadaki şarta bağlı istisna, zararına satış halinde zararın %50’sinin gider olarak dahi dikkate alınmasını engeller tarzda yorumlanmaktadır.
c) Hisselerin basılıp basılmadığından hareketle yaratılan sorunlar. Kanunla getirilen istisnalar, şekli birtakım gerekçeler öne sürülerek eleştiri ve tarhiyat konusu yapılabilmektedir.
d) İstisna uygulamasında limited şirket paylarına AŞ hisselerinden farklı muamele yapılması doğru değildir.
e) Limited şirketlerin nev’i değişikliğinde hisselerin elde tutma süresinin hesabında görüş değişikliğine gidilmesi gibi durumlar işlemleri zora sokabilmektedir.
11- Şirket satışlarında değerin düşmesinin önüne geçilmesi veya işin kolaylaşmasını sağlayacak yaklaşımlar
Bir şirketin hisselerinin devralınması, sonrasında ortaya çıkabilecek risklerin şirket varlıklarından karşılanması anlamına gelecektir. Diğer bir deyişle bugün bir değer atfederek satın aldığımız şirket sonradan ortaya çıkabilecek riskler nedeniyle size pahalıya mal olabilir.
Bu nedenle satın almadan önce şirketler inceletilebilir, riskleri anlaşılmaya çalışılır. Tespit edilen olası riskler kadar da hisse değeri azaltılır.
Bazen olası vergisel veya benzeri mali riskler nedeniyle alıcı ve satıcı fiyatta ve devir şeklinde anlaşamazlar.
Af dönemleri bunun için önemli bir fırsattır. Bu nedenle af imkânlarından yararlanan şirketler geçmiş risklerini sıfırlar, böylelikle şirket hisselerini daha rahat satabilir hale gelirler.
a) Kurumlar vergisi ve hatta KDV’de matrah artırımında bulunmuş şirketler kar payı stopajı incelemesinden ari tutulmalıdır.
Bu konuda bir iç duyuru yapıldığını ancak buna daha sonra uyulmadığını duyuyoruz. Özellikle transfer fiyatlamasından hareketle yapılan stopaj incelemeleri affa aykırılık taşımaktadır. Bu durum güveni zedelemektedir.
b) Hisse devrinde yeni alanlara riskten arınma için bir fırsat verilebilir.
Yeni hissedar eski dönemle ilgili bir riskle karşı karşıya kalmak istemiyorsa matrah artırımında bulunabilmeli ve bu yolla önceki dönemle ilgili riskini sıfırlayabilmelidir. Bu tutar öngörülen risk tutarı üzerinden kendiliğinden daha düşük bir verginin (Faizsiz ve cezasız) ödenmesi suretiyle olabilmelidir.