Bilançolar ve balon
Amerika’da bilanço sezonunun başladığı günden bu yana 500 S&P şirketinden 197’si açıklama yaptı. Bu şirketlerin 147’si satışlarında beklentiyi aşarken 50 şirket de beklentileri karşılayamadı. Çok hassas veya önemli olmasa da satış hedeflerinin ortalama yüzde 1.18 yukarıda kaldıklarını görüyoruz. Aynı istatistiğe, karlar açısından baktığımızda 158 şirketin beklentilerin üzerinde kar açıkladığını, 39 şirketin ise beklentilerin altında kaldığını görüyoruz. Yine ortalama alındığında ortalamanın yüzde 6.20’si üzerinde bir karlılık var. Ancak elbette endeks fiyatlaması açısından baktığımızda tüm sektörler eşit değil.
Fiyatlamaları daha net etkileyen sektörlerden teknoloji sektöründe henüz Apple, Amazon gibi şirketlerin açıklama yapmadığını görüyoruz. Google hayal kırıklığı yaratsa da takip edilen bir diğer şirket Facebook beklentileri aşmayı başardı ve S&P’yi de 2450 seviyesinin üzerinde tutuyor. Nitekim finans sektöründe de karışık bir resim var. Banka endeksi yatay bir seyir içinde. Sağlıklı bir yükseliş için sektörel rotasyon önem taşıyor. Zira uzun süredir az sayıda teknoloji hissesinin omuzlarında yükselen endeksler olası bir satışa karşı savunmasız görünüyor.Ancak şu ana kadar gelen bilançolar yükselen fiyatların bir balon oluşumuna girdiği düşüncesini teyit etmiyor ve şirket bilançoları ile fiyatlamaları arasındaki ilişkinin kopmadığını gösteriyor.
Değerlemelerin yüksek olduğu tartışılamaz ancak gerek 2000 yılında patlayan Dotcom yani teknoloji balonu gerekse, 2008’de patlayan emlak balonu reel sektör ile iç içe girmiş bir ekonomik ortamı temsil ediyordu. Endeksler 2000 yılı zirvelerine gittiğinde deyim yerindeyse her gün yeni bir internet şirketi halka arz ediliyor ve yatırımlar tamamen bu sektöre kanalize ediliyordu. Öyle ki Wall Street yeni mezunları Silikon Vadisine kaptırdığı için kalifiye eleman bulamamaktan şikâyetçiydi. Yine 2008 krizine gidilen yolda konut piyasasına yoğun yatırımlar yapıldığını ve krizin sadece finansal bir kriz olmadığını reel sektörün de işin içinde olduğunu biliyoruz. Bugün ise endeksler ciddi anlamda yükselmiş olsa da herhangi bir sektörde aşırı bir yatırım veya popülarite görmüyoruz.
Evet; otomobil kredilerinde veya öğrenci kredilerinde sorunlar var. Ancak bu krediler menkulleştirilerek 'Bay ve Bayan Brown'un yatırım hesaplarına kadar girmiş veya teminat olarak borsaya yatırılmış değiller. Yine bankaların bilançolarında tek bir sektöre yönelik yüksek krediler veya spekülatif yatırımlar bulunmuyor. Bu nedenle değerli bir piyasadayız ancak balonda değiliz. Öte yandan temkinli olmamızı gerektirecek birkaç nokta da var. Öncelikle Fed’in bilançosunu küçültecek olması kritik bir gelişme ve otomatik pilota bağlanarak başa çıkılabileceğinden emin değilim. Sadece hisselerde değil (sık sık duyduğunuz VIX) tahvil ve emtiada da görülen rekor düşük volatilite uzun süre devam etmeyecektir. Hisse piyasalarının yönü halen yukarı ancak bundan sonra biraz daha dalgalı sulara girme ihtimalimiz de yüksek.