Biga’da “Biz yaparız...” diyebilmek
Haziran ayının ikinci haftasında Biga Ticaret Borsası’nın 28’inci kuruluş yıldönümü kutlandı; ilçenin başarılı iş insanları ödüllendirildi.
Biga Ticaret Borsası Başkanı Mesut Okyay, Kurucu Başkan Tevfik Yalgın, Biga Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şadan Doğan gibi sivil toplum örgütlerinin yöneticileri yanında çevre ilçelerden de katılan sivil toplum örgütleri yöneticileri toplantıyı daha anlamlı kılıyordu.
Biga Kaymakamı Fatih Genel dört yıldır görev yaptığı ilçenin sorunlarına iyice hakim olmanın rahatlığı ile değerlendirmesini yaptı. Belediye Başkanı İsmail Işık’ da yaptığı kısa değerlendirmesinde ilçeyle ilgili sorumluluklarının ayırdında olduğunu hissettirdi.
Yazı alanı kısıtları nedeniyle üç yazıda Biga aynasından ülkemizin gıda,tarım ve hayvancılık alanındaki sorunlara nasıl baktığımı paylaşacağım. Önce Biga’nın çevresini sezmenin ve kavramanın önemine değineceğim. İkinci yazı, Biga’yı bilme üzerine odaklanacak. Üçüncü yazıda da Biga’nın geleceğini nasıl planlayabileceğimize ilişkin düşündüklerim yer alacak.
Biga’nın potansiyellerinden biri “coğrafi konumu”... Bandırma üzerinde İstanbul bağlantısı, Bursa’ya yakınlık, İstanbul-İzmir otoyolunun etki alanında olması, BALO Projesi’nin toplanma yeri olan Okcugöl’e çok yakın olması gibi ülke ekonomisindeki akışlarının güçlü olduğu yerlerle bağlantısı, lojistik ulaşabilirlik ve erişebilirlik açısından önemli üstünlükler yaratıyor.
Balıkkaya tepesine çıkıp baktığımızda Biga’nın Marmara Denizi’ne 71.6 kilometrelik sahilinden Kazdağları’nın doğusundaki tepelere doğru tatlı bir meyille yükselen ovanın ihtişamını görebiliyorsunuz. Ekilebilir alanların yüzde 90.67’si değişik tarla bitkileri, yüzde 7.72’si sebze, yüzde 1.15’i mısır,- yüzde 0.36’sı zeytin ve yüzde 0.10’u da bağlarla kaplı bir arazisi var şirin ilçemizin Biga’nın
Biga, ekilebilir tüm arazilerini sulayacak altyapılara doğru hızla ilerliyor: Bakacak ve Taşoluk barajları hizmette... Kozçeşme ve Kaldırımbaşı göletleri yatırımı tamamlanmış... Ayıtdere, Hacipehlivanlı ve Kaynarca göletleri yatırımları sürüyor. Hoşoba, İpkayiye ve Kocabaş çaylarının baraj ve gölet projeleri tamamlandığında, su potansiyeli önemli ölçüde fiziksel altyapılarla ortaya çıkmış olacak.
Biga’nın coğrafi konumunun yarattığı ılıman iklim, bereketli topraklarla birleşince Biga’da ürün deseni bir haylı zenginleşiyor. Ayrıca, ilçenin halkı da dışa ve dünyaya açık olduğu için gıda, tarım ve hayvancılık alanında ülkemize göre bir adım öne geçmiş birikimlere sahip.
Coğrafi konum, fiziksel altyapı, zengin toprak, elverişli iklim, dışa görece açılmış insan kaynağı Biga’nın başlıca potansiyellerini oluşturuyor. Ayrıca, ticaret borsalarının Biga ve çevresinde işlevselliği de üretici ile piyasa arasında ilişkileri de belli bir düzeyi yakalatıyor.
“Potansiyel” dediğimiz zaman, maddi ve kültürel zenginliğe dönüştürmeye hazır birikim anlamalıyız. Çaylar ve ırmaklar baraj potansiyelidir; barajlar hidroelektrik, sulama, içme, kullanma ve sanayi su potansiyelidir. Potansiyellerin bir bölümü doğaldır; diğer bölümü ise insan eliyle tasarlanarak inşa edilen yapılarla oluşturulur.
Biga’nın özetle değinilen potansiyellerinin bir bölümü dün vardı; bugün de var...Bir bölümü ise peyder pey yatırımlar yapılarak ortaya çıkarılıyor. Atmamız gereken adım, potansiyellerimizi iyi bilerek planlarımızı yapmadır. O planları yaparken en önemli girdi, “Biz bunu yapabiliriz” diyen özgüvenin ortaya çıkmasıdır.
Biga’da “biz yaparız” idealını kitlelere taşıyacak bir “yerel liderliğe” ihtiyaç var. Hem kendi işini iyi yöneten hem de içinde bulunduğumuz zamanın “nesnel gerçekliğini” kitlelerle paylaşarak gelecek inşa iddiasına olan yerel liderlik çok büyük bir zenginlik.
Kasaba kültürünün pusu kurma, arkadan vurma, haset, fesat, kin, öfk e, dedi-kodu gibi olumsuz insanı özelliklere dayandığını, “Bende yok sende de olmasın” anlayışından beslendiğini çok söylüyor ve yazıyorum. Neredeyse 40 yıla varan bir zaman kesitinde ülkemizde işlerin iyi gitmemesine yol açan algının bu kasaba kültürüne dayandığını gözlüyor; gittiğim her yerde de insanlara anlatıyorum. Biga’nın birikimi, bilinci, bakış açısı,beklentisi ve bereketi ile kasaba kültürünü aşacak yerlerimiz arasında ön sıralarda yer aldığını düşünüyorum.
Biga’da hep birlikte bir iddia ortaya koymanın,bir kalkınma sevdası etrafında toplanmanın,bir ortak girişimci enerjisi ile refah yaratmanın sorumluluğunu taşıyoruz...
Bir sonraki yazıda potansiyelleri zenginliğe dönüştürmenin gerek şartı olan “Bigalı kendini biliyor mu?” sorusunun yanıtları aranacaktır.