Bezmialem Valide'nin ruhu sızlamasın, garibanı biz alırız
Bezmialem Sultan, ruhu şad olsun, II. Mahmut'un kadını (eşi), Abdülmecid'in annesiydi. Doğumu bilinmez, İstanbul'da 1853'te vefat etti. Abdülmecid tahta geçince 1839'da valide (anne) sultan oldu. Oğluna çok düşkündü her anne gibi, elbette işlerine karışırdı, ama ona yol göstermeye çalışırdı. İnce ruhlu bir kadındı Bezmialem Valide Sultan. Bununla da yetinmedi, bir ana yüreği taşırdı ya, fakirlere oldum olası yardım etti. Yoksullar yetiştirdi gani gani, İstanbulluların sevgi ve saygısı her daim yanında idi. Adına vakfettiği hastane Vakıf Gureba (garipler vakfı) olarak bilinirdi. Çapa'nın aşağısında, Vatan Caddesi'ne komşu, Aşağı Gureba da derlerdi ona. Yukarısı malum Çapa, Millet Caddesi'nde bulunur, onun eski adı da, çok değil altmış yıl önce Yukarı Gureba olarak duyulur. Dolmabahçe Camii, mektebi ve çeşmesi de Bezmialem Valide Sultan'ın gerçekleştirmesini sağladığı eserleridir. Kızların okuyabileceği ilk okul "Darülfünun" parlak meşalesidir.
Çaldığı maya tuttu, Vakıf Gureba hep garipler evi oldu. Aşağı ve Yukarı Gureba, bu ülkenin hep yüz akı olarak durdular. Siirt'ten de gelirlerdi onlara, Kars bile çok yakındı. Hastalar şefkat bulur, mutfakta pişen neyse odur, aç, açık kalmazlardı. Çünkü ta Fatih Sultan Mehmet'in Darüşşifası'ndan kalma gelenekti o esas koşul: "Din ve ırk ayrımı yapılmaksızın herkes ücretsiz tedavi edile!" Anlaşılan vakfetmişti Bezmialem Valide varlığını, büyük büyük kayın babasının her dem tutulmuş vasiyetine.
Kanser hastalarına da kapımız sonuna kadar açık
Zaman geçti, vakfedilmiş gelenek hiç değişmedi. Aşağı Gureba Bezmialemin, yukarı Gureba Fatih'in vakfiyeleri. Biz onları Vakıf Gureba ve İstanbul Tıp Fakültesi "Çapa" olarak tanıdık. Sevinci ve kederi hep o kapılarda paylaştık. Nazi zulmünden kaçıp gelen Prof. Erich Frank'ın adı bile, şimdi çürümekte olan Vakıf Gureba anfisinin kapısında yazılıydı. Derslerin bir kısmını orada görmüştük. Babalarımız da buradan geçmişti, belki yaslanmışlardır diye duvarlarına ellerimizi sürmüştük. Zaten biz Bezmialem Valide'mize de sadıktık, fakiri, gurebayı kapıdan asla kovmamıştık.
Heyhat, derken bir gün her şey değişti. Dediler ki Bezmialem Vakıf Gureba Hastanesi de artık üniversite olmaya duracakmış. Başına idare etsin diye heyet atanacakmış. Özel bir üniversiteymiş bu, çok modern yapılacak. Lakin eski tertip hastalar artık bundan yararlanmayacak. Kanserlilere demişler ki, "alın size dosyalarınızın fotokopisi, gidin istediğiniz yerde tedavi olun. Burası artık Bezmialem Üniversitesi, siz kendinize başka doktorlar bulun". Asistanlara da demişler ki, "artık burada ihtisas yok, biz yenilerini bulacağız. İşte size 80 il, siz gitmezseniz biz atarız, ihtisas mı yapıyorsunuz, tezlerinizi de bohçanıza katarız". Bilirim, doktorların bir kısmı gitti Okmeydanı'na, bazılarına Anadolu yolları gözüktü. Vakfın durduğu mekan, parlak tek taş yüzüktü.
Aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür olmanın şiarı
Kanser hastalarını yeminimiz gereği biz alacağız, hastaneler yetmezse dernekte derleyip saracağız (*). Çünkü Bezmialem Sultan Anamız böyle istemiş, besbelli içine doğmuş, temiz kalpliymiş, bilmiş. Ruhu şad olsun, destek Çapa'dan gelir. Mehmet'ten Mustafa'ya, aynı Ata'nın evlatları, "aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür" olmanın şiarı, fısıldayıverirler kulaklara, "fakiri biz alırız!".
Aşağı Gureba artık bir vakıf üniversitesi, şehrin ortasında kocaman arazisi, çok modern bir hastane olacak. Herhalde Vatan'dan iki kapı açarlar, birinden zenginler girer, diğerinden "çok önemlisi", canım bize söz düşmez, mütevelli heyeti bilir elbette en iyisini.
(*) İstanbul Kanser Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği 2009 yılında 19 hasta ve yakınının katılımıyla kuruldu, amblemi Beyazıt Kulesi'dir. Derneğin erişim adresi Ereğli Mah. Börekçi Veli Sok. Yüksel Apt. No: 35/1 Çapa-İstanbul'dur (İstanbul Tıp Fakültesi Millet Caddesi girişinin tam karşısı, kapı arka sokakta) ve telefonu 0212 5301160'tır. Dernek Kurban Bayramı'nda da sorunları paylaşmak için açık tutulacaktır.