Beyşehir, Huğlu ile Üzümlü bölgesi yerli ve milli savunma sanayi için önemli bir ekosistem
Beyşehir, Huğlu ile Üzümlü’deki tüfek üretimi yapan firmaların zaman içinde savunma sanayiine üretim yapar hale gelmelerinin Yerel Kalkınma Hamlesine güzel örneklerden birisi olduğunu düşünüyorum.
Kırsal kalkınma projelerine en önemli örneklerden olan bölgemizdeki üretim hikâyesi, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda silah tamir ve bakımıyla ilgili görev yapan Huğlulu Mustafa Çavuş’un silahlara duyduğu ilginin bütün köye yayılmasıyla başlıyor. Huğlu halkının zanaatkâr yönü ve kaliteye odaklanması ile silah tamirinden silah imalatına uzanan yolculuk başlamış oluyor.
Yivsiz av tüfeği imalatı ile başlayan üretim yolculuğu 1962 yılında bölgedeki üreticileri kooperatifleşmeye yönlendirmiş ve 1990’lı yıllardan sonra da üretilen ürünlerin ihraç edilmeye başlanması ile ürünlerdeki el işçiliği ve kalite başta ABD olmak üzere tüm dünyanın ilgisini çekmeye başlıyor. Bu ilgiyle birlikte bölge üretimi geleneksellikten endüstriyel üretime doğru evirilmeye başlıyor.
MEVKA öncülüğünde yerel kalkınma harekete geçti
Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) 2015 yılında, yereldeki potansiyeli harekete geçirme ve bölgeyi savunma sanayine entegre çalışmalarını başlatıyor. Yürütülen çalışmalarla yereldeki yetenek ve potansiyelin hareketlenmesiyle fiziki, teknik, eğitim altyapısı ve ihracat rakamlarıyla ve en önemlisi ekosistem yapısıyla bölge örnek bir kalkınma modeli haline gelmiş durumda.
Firmalar kurumsal bir dönüşüm içerisindeler. Av tüfeği üretimi ile bilinen bir bölge, gelinen noktada milli piyade tüfeği, keskin nişancı tüfeği, tabanca, makinalı tabanca, bomba atar ve mühimmat üretiminin yapıldığı savunma sanayi için önemli bir merkez konumuna geliyor. Özellikle Millî Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen projelerle yerli savunma sistemleri ve silahlar üretilmeye başlanması ile bölgedeki firmalar ciddi bir dönüşüm sürecine girmişlerdir.
Gelinen noktada Beyşehir, Huğlu ile Üzümlü Bölgesi’ndeki savunma sanayi şirketleri yaklaşık 550 firma ile yıllık 850 bin adet tüfek üretimiyle 141 milyon dolarlık ihracata imza atıyor ve bölge ülkemiz için birçok fırsat barındırıyor. Üretilen ürünler ağırlıklı olarak Amerika başta olmak üzere çok sayıda ülkeye gidiyor.
Güney Amerika, Avrupa, Uzak Doğu coğrafyaları başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine silah ihracatı gerçekleştiriliyor. Bu bölgede ciddi ve örnek bir kalkınma modeli var. Bölge; irili ufaklı üreticileri, sektörde öncü kuruluşları, kooperatifleri, meslek lisesi ve meslek yüksekokuluyla Türkiye’de savunma sanayinin öncülüğünü üstlenen bir ekosisteme sahip.
Savunma sanayiinin millileştirilmesi için daha fazla destek gerek
ASELSAN Konya Silah Sistemleri A.Ş.’nin devam eden üretimleri bölge ekosistemi ile tedarik ilişkilerinin geliştirilmesi faaliyetleri, firmaların kurumsal, nitelikli işgücü, teknolojik ve kalite-sertifikasyon anlamında dönüşümlerinin hızlandırılmasına sağladığı katkıları görmek bölgemiz açısından çok değerli. Tüm bu gelişmeler sektörün geleceği için büyük önem taşıyor ve yerli ve milli savunma sanayi için ciddi fırsatlar barındırıyor. Savunma sanayii ürünlerinin yerlileştirilmesi ve millileştirilmesi için bölge firmalarımızın teşvik edilerek desteklenmeleri gerektiğine inanıyorum.