Betül Mardin iş kazalarında "Pisi pisine ölmeyin" diyor
Dün , Bilgi Üniversitesi'nde "Bana bir şey olmaz /Ben her işi yaparım deme /Pisi pisine ölme" başlığı ile düzenlenen bir toplantıyı izledim.
Betül Mardin, Bilgi Üniversitesi'nin kurulduğu 1995 yılından bugüne,15 yıldır öğrencilere "Halkla İlişkiler" dersi veriyor.
Son sınıf öğrencilerinin yaşama ve çalışma hayatına hazırlanmalarına destek vermek için onlar için programlar düzenliyor.
Maden ocaklarındaki kazaların çoğalması, tersanelerdeki ölümlerin artması, değişik sektörlerde çalışanların iş kazalarında hayatlarını kaybetmesi karşısında, bu yıl öğrencilerine iş kazalarını inceleme ve öğrendiklerine dayalı olarak bu sorunu kamu oyuna yansıtma görevi vermiş.
Öğrencilerin maden ocaklarına, tershanelere, değişik iş yerlerine gitmelerini sağlamış. Öğrenciler sorunları yerinde gözlemiş. Fotoğraflar çekmiş. Röportajlar yapmış.
Daha sonra da bu konuların uzmanlarının katılımıyla, iş kazalarının nedenlerinin ve çözüm yollarının tartışılması için üniversitede bir toplantı düzenlenmiş.
Bilgi Üniversitesi'nin Haliç'deki Santral İstanbul kampusunda dün yapılan toplantının hazırlığının, düzenlenmesinin her aşamasında öğrenciler sorumluluk almış. Böylece toplantı düzenlemeyi de öğrenmişler. Afişleri, duyuruları, çağrıları öğrenciler yapmış.
Dün Betül Mardin'in 44 öğrencisinin düzenlediği toplantıda, işyerlerini gezen, çalışanların sorunlarını izleyen öğrenciler de konuştu. Öğrenciler hayata atılmadan, hayatın gerçeklerini görme imkanını bulmuş.
Değişik işyerlerinde deneyim sahibi olmuş uzmanları da dinledik.
İş kazalarındaki ölümlerde Türkiye dünyada 3'üncü sırada. Bu önemli sorunu Betül Mardin'in öğrencileri gündeme getiriyor ama, gündemde kim tutacak ? Burada medyaya önemli görev düşüyor. Medya sadece ölümcül iş kazalarında haberi öne çıkarıyor haber birkaç gün gündemde kaldıktan sonra sorun unutuluyor.
İş kazalarının üniversitelerde tartışma konusu olması, üniversitelerde gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması bu nedenle önemli bir gelişme.
İş kazalarında işverenin, işcini doğrudan, devletin dolaylı sorumluğu var. Ama her şey dönüp dolaşıp iş kazasında yaralanma, riski, ölüm riski, sakat kalma riski olan çalışanın başında patlıyor.
Toplantıda bir konuşmasının hatırlattığı Behçet Necatigil'in bir şiirini yazının sonuna almak istedim:
"Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?/ Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? /Herşey sende başlar, sende biter... /Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,/ tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
Hep hatırla: "Çaresizseniz, Çare "sizsiniz"...