BES’te “benim fonum senin fonunu yener” devri başlıyor
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 2013 yılını devlet katkısındaki yeni düzenlemelerin rüzgarı ile büyük bir atakla tamamladı. Hükümetin, 2014 yılında da aynı hızla devam edeceğini düşünerek bütçeden BES’e katkı için pay ayırması gerçekten önemli. BES’in önemi kavranmış durumda. Sistemin aracısı BES şirketleri komisyon gelirlerinin düşürülmesinden sonra büyük bir gayretle tanıtıma devam ediyor.Şirketler, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan’ın deyimi ile ‘sürümden kazanmak’ için var gücü ile çalışıyor.
Önümüzdeki yıllarda banka satış kanalları olan şirketlerin daha avantajlı olacağı bir gerçek. Bunun üzerine acente kanalını herşeye rağmen devreye sokabilen şirketlerin avantajlarının katmerli olacağı da bir başka gerçek. Katılımcı sayısında veya fon miktarında bir büyüklüğe erişmek ne kadar anlamlı. Her katılımcının şirkete maliyeti olduğunu tahmin edebiliyoruz. Fakat geçen 10 yılda şirketler belirli bir centilmenlik kuralları ile birlikte tanıtım kampanyalarına imza atmışlardı. Önümüzdeki yıllarda artık her BES şirketi kendi ayağından asılacağıa benziyor.
Farklı olan, müşterisine dokunan BES şirketlerinin bir adım öne geçeceği belli. Katılımcısını arayıp soran bir BES şirketinin katılımcısı kalıcı olacaktır. Önümüzdeki yıllarda şirketler arasındaki farklılığı ortaya koyacak birçok kriter ortaya çıkacak. Bunların en önemlisi ise sanırım fon yönetimi. Yani katılımcısına kazandıracak iyi bir fon yönetim şirketi sahibi BES şirketi avantajlı konuma geçecektir. Hele hele bir de katılımcısına “hal-hatır” soruluyorsa ballı kaymak.
Devlet katkısı olmasa…
Bir arkadaşım hesap yapmış. Önümüzdeki on yılda enflasyonun aynı kaldığı, kesintilerin sabit olduğu, katılımcı payının da aynı miktarda yatırıldığından yola çıkmış. 10 yıl sonunda birikiminin yüzde 40 eriyeceğini hesaplamış. Yüzde 25 devlet katkısı olmasa BES katılımcısının vay haline. Gitti paranın yarısı. Allah korusun, e olur ‘tarih tekerrür etmesin” diyorum. Fon performanslarına bakıyorum çoğu hep eksi, hep eksi...
BES şirketlerine sözüm;
Devletin yüzde 25 katkısına sırtınızı dayamayın. Katılımcınızı arayıp sorun. Onları pamuklara sarın. Çünkü zor elde ettiğiniz hatta para harcadığınız katılımcınız bir gün uyandığında elinizden uçup gidivermiş olabilir. Fon yönetim şirketlerinize çekidüzen verin. Fon yönetimi konusunda grup şirketlerinizi tercih ediyor olmanız sebebiyle müşterinizin “Bunlar bir cebinden alıp, diğer cebine koyuyor” düşüncesine kapılmasına izin vermeyin.
BES katılımcına sözüm;
BES şirketinizi seçtiniz, fonunuzu da belirlediniz. Sonrasında yan gelip yatmayın. Biraz sorgulayacı ve takipçi olun. Fon miktarları düşükken belki riskli fonları seçip bir anda birikiminizi ikiye katlama şansınız olabilir. Fon miktarınız büyüdükçe daha az riskli fonları tercih edebilirsiniz. Fonunuz istediğiniz performansı göstermiyorsa önce fon, sonra şirket değişimlerinin bile alternatifleriniz arasında olduğunu unutmayın. Hatta fonunuzun getirisini artıramayan şirkette kalmayın. O şirketler de kendilerine çekidüzen versinler. Farklılık ortaya çıksın ki, rekabet olabilsin ve bundan da katılımcı karlı çıksın.Fonunuzu her gün kontrol etmeniz sizi yanıltabilir, ama hiç olmazsa ayda bir sisteme girip ya da şirketinizi arayıp durumunuzu kontrol etmenizde fayda var. Bundan sonraki rekabet “fon yönetimde” olacak.