Beşiktaş rakip olabilecek mi?

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

 

Play-Off Şampiyonluk Grubu'nda geçtiğimiz hafta ezeli rakibi Galatasaray'ı deplasmanda mağlup ederek önemli bir avantaj elde eden Fenerbahçe, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda çalkantılı bir dönemden geçen Beşiktaş'ı ağırlıyor. Büyük takımlar için çalkantılı dönemlere rastlayan derbiler bir anlamda "tünelin ucundaki ışık" anlamı taşır ancak siyah-beyazlıların Play-off performansı gösteriyor ki, böyle bir çıkışın görülme ihtimali düşük. Sezon içinde yoğun maç programından muzdarip olan Beşiktaş, şikâyet ettiği bu duruma bir nebze bağışıklık kazanmıştı. Fenerbahçe ise arka arkaya oynadığı önemli maçların arasına Karabükspor ile kupa randevusunu sıkıştırmak durumunda kaldı. Programın yoğunlaşmasıyla sarı-lacivertli futbolcuların hem fizik hem mental anlamda düşüş yaşayıp yaşamayacakları bence bu maçın sonucuna direkt etki edebilecek kadar önemli bir soru. Tabi bu arada as kadronun bir kısmının zorunluluklar ve ihtiyattan doğan sebeplerle dinlendirilmesi söz konusu oldu. Saha ve seyirci avantajını elinde bulunduran Fenerbahçe'nin bilhassa ilk yarım saatte oyunu domine edip skor avantajını eline geçirmek istemesi çok muhtemel. Akabinde Galatasaray karşılaşmasındaki görüntünün bir benzeri yaşanır ve Beşiktaş'ın pas kanallarını tıkayıp saha içi organizasyonunu bozmaya yönelik bir futbol oynanırsa şahsen şaşırmam. Beşiktaş'ın bu karşılaşmada nasıl bir performans göstereceğini tahmin etmek ise epey zor. Oyuncuların kafalarında ligi bitirmiş olmaları, siyah-beyazlı takımın mevcut potansiyelinin yüzde 50'sini bile kullanamamasına neden oluyor. Tayfur Havutçu'nun kadro seçimi ve taktik anlayış konusunda takıma yeni bir soluk getirememiş olduğunu da özellikle belirtmek gerekiyor. Mevcut kadrosu ve bilindik sistemiyle Beşiktaş, takımı kazanma arzusu göstermesi durumunda Fenerbahçe'ye ciddi problemler çıkartabilecek bir potansiyel barındırıyor ancak en fanatik taraftarı bile böylesi bir direnç gösterilebileceği konusunda ümitli değil. Siyah-beyazlılarda sezonu kapatan Necip bu karşılaşmada görev alamayacak. İsmail Köybaşı, Tomas Sivok ve Cenk Gönen'in hafif sakatlıklarına rağmen maç kadrosuna girmeleri bekleniyor. Bilindiği gibi Bebe, Alves ve Sidnei de disiplinsiz davranışları nedeniyle kadro dışı bırakılmışlardı. Ev sahibinde elbette ki en büyük eksiklik sezonu kapattığı açıklanan Sow'un yokluğu. Tedbir amacıyla Karabükspor kadrosuna alınmayan ve çeşitli rahatsızlıkları bulunan Alex, Mehmet Topuz, Yobo ve Bekir'in durumları maç saatine kadar titizlikle takip edilecek. 34 haftalık lig maratonunu evinde mağlubiyet görmeden kapatan Fenerbahçe, Play-Off'un başlamasıyla birlikte futbol kalitesini de "sonuç odaklı" bir çizgiye taşıdı. Sarı-lacivertli ekip, kora kor oyunda üstünlük kuramasa bile rakibinin zaaflarını değerlendirerek sonuca gitmesini biliyor. Beşiktaş ise ligin 20'li haftalarının başlamasıyla birlikte büründüğü "paralize" görüntüyü devam ettiriyor. Büyük takımların böylesi kötü dönemlerde "reaksiyon maçları" olarak tanımlayabileceğimiz ekstra performanslar göstermesi söz konusu olabilir ama yazımızın girişinde de değindiğimiz gibi 15 maçtır siyah-beyazlı takımdan herhangi bir reaksiyon göremedik. Bilakis "mağlubiyetlerin kanıksanması" gibi Beşiktaş'a hiç yakışmayacak bir durum var ortada. Eğer "vurdumduymaz yıldızlar" bir nebze olsun kıpırdamazlarsa Fenerbahçe maçı rahat kazanacaktır. Çünkü sarı-lacivertliler birlik, beraberlik ve yardımlaşma konusunda Beşiktaş'ın epey önünde.

Beraberliğe tahammül yok

Geçtiğimiz haftayı Beşiktaş'ı yenerek 3 puanla kapatan Trabzonspor moralli, Fenerbahçe mağlubiyetiyle gerilen Galatasaray ise istekli ve temkinli. Bordo-mavili ekipte Burak Yılmaz'ın oynayacak duruma gelmesi teknik heyetin yüzünü güldürdü. Sakatlığı bulunan diğer isimler; Zokora, Aykut, Colman ve Halil Altıntop'un tedavileri tüm hızıyla devam ediyor. Bu futbolcuların maç gününe kadar forma giyecek duruma gelmeleri bekleniyor. Galatasaray ise Mehmet Batdal'ın sakatlığı dışında ideal kadrosuyla maça hazırlanma fırsatı buldu. Taktik açıdan takımları incelediğimizde Trabzonspor'un en büyük handikabı Burak Yılmaz'ın sahada olduğu anlarda gol üretimi konusunda tek alternatif olarak görülmesi. Olcan ve Volkan gibi etkili kanat forvetlerine sahip bordo-mavililer, Burak'ı defans arkasına kaçırıp bir çeşit kolaycılığa yöneldiklerinde bu futbolcuların etkinliğini de kaybediyorlar. Galatasaray gibi tempolu oynayan ve topun olduğu yerde baskı uygulayan bir rakibe karşı da muhtemelen bilindik hücum tarzlarına yöneleceklerdir. Sarı-kırmızılı takım orta alanda etkili bir presle karşılaşmadığı her maçta oyun üstünlüğünü rahatça eline alabiliyor. Bu sebeple forma giymeleri durumunda Colman ve Zokora'nın omuzlarına epey yük binebilir. Birbirlerini tamamlayan iki golcü; Elmander ve Necati son maçta şanssız ve biraz formsuz gözükseler de Trabzonspor savunmasını ciddi ölçüde tehdit edeceklerdir. Trabzonspor rakibinden puan almak istiyorsa beklerin de katılımıyla kanatları etkili biçimde kullanmalı. "Şenol Güneş'in talebeleri bunu ne ölçüde başarabilir?" sorusunun yanıtını ise ancak maçta öğrenebileceğiz. Galatasaray'ın beraberliğe dahi tahammülü yok.

Trabzonspor - Galatasaray 
Tarih: 28.04.2012 Saat: 19.00
Stat: H.Avni Aker Stadı
Aralarındaki Maçlar: Trabzonspor (0-3) Galatasaray, Galatasaray (1-1) Trabzonspor

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016