BES'in modası geçmez

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 10'uncu yılına yaklaşıyor. Katılımcı sayısı 3 milyonlara yaklaşırken, fon tutarı 15 milyar TL'yi geçti. 3 milyon katılımcı demek en az 12 milyon kişiye bu sistemin anlatılmış olduğu anlamına geliyor. Kamuoyu araştırmalarında BES'in tanınan bir yatırım enstrümanı olduğunu ortaya çıkarıyor. Kişi başına düşen yıllık gelirin 10 bin dolarlar seviyesinde olduğu söyleniyor. Bu sokaktaki vatandaşın zenginleşme sürecine bu kadar yansımış olmasa da gelirde son 10 yılda artış olduğu da bir gerçek. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Başkanı ve Aegon Emeklilik Genel Müdürü Uğur Tozşekerli ile yaptığımız sohbette, kendisi de bu zenginleşmenin bir oranda gerçekleştiğini fakat diğer taraftan pompalanan tüketim alışkanlıklarının ne yazık ki tasarruf bilincinin önüne geçtiğine vurgu yaptı. Bence de BES'in en büyük rakibi "otomobilciler ve teknoloji marketleri". Gayrimenkul ise bence yatırım için bakıldığında cazibesini yitirmeye başladı. Arz ve talep dengesi ve sıkı vergi takipleri gayrimenkule yatırım çılgınlığını biraz olsun dizginlemişe benziyor.

Her yatırım aracının kendine özgü ve dönemlere özel modası var. Fakat bana soracak olursanız bir tek BES'in modası geçmez. Hatta fonlar biriktikçe katlanarak büyüyeceği ve karlı hale geleceğini düşünüyorum. Buradaki en önemli konu "güvenli" olması. Paramın başına bir şey gelmeyeceğini biliyorum. TRT'de program yaptığım sırada sokak röportajlarında bir vatandaşımıza BES ile ilgili soru soruyordum. Dedim ki "sistem güvenli bir sistem". Hanımefendi saydı da saydı, ona güvenmiyorum, şuna güvenmiyorum, şirketlere güvenmiyorum" Ama dedim birikimleriniz Takasbank'ta sizin adınıza saklanıyor yani Devlet güvencesinde, aldığım cevap " Ben Devlet'e de güvenmiyorum". Ben bir şey diyemedim. Bu olayı EGM Başkanı Sayın Tozşekerli ile paylaştığımda " Çok sık karşılaştığımız bir cevap. Bize bu şekilde gelen katılımcı adaylarımıza da "Çocuğunuz var mı ?" diye soruyoruz. Varsa "Bu ülkeye, bu Devlete güvenmiyorsanız neden bu ülkede çocuk dünyaya getirdiniz" diyoruz. Bu sefer karşı taraf kala kalıyor tabii ki.

Dün dündür, bugün bugündür

Geçmişte hayat sigortalarında yaşanan olumsuz olayların BES'e en büyük darbeyi vurup vurmadığını da Uğur Bey'e sorduğumda aldığım cevap çok ilginçti. Geçmişte "Anadol" otomobilimiz vardı. O şartlarda ülkemizde üretilen en iyi otomobildi, ama kaportası fiberglass idi ve bir çok olumsuz olaylar yaşanmıştı belki. Aradan geçen süreçte Anadol'u yapan Türkiye'nin en saygın kuruluşuna bugün Türkiye'nin otomobilini yapması teklif ediliyor. Yani o şartlar ile günümüz şartları mukayese bile kabul etmez. Bu otomobil sektöründe yaşanıyor ve kabul görüyor da, neden BES ve Hayat Sigortaların da kabul görmez pek anlamış değilim." Ben de şöyle bir ekleme yapayım, üstelik sistem AB standartlarında bir mevzuat ile yönetiliyor, özetle hiç bir şey eskisi gibi değil, olamaz da.

BES sektörü bugünlerine tırnaklarıyla geldi desem abartmış olmam. Kurumsal ve bireysel katılımcılarla birlikte 2,7 milyon kişiye ulaşıldı. Krizlerde bile katılımcı sayısı arttı. Bu süreçlerde faizlerin arttığı düşünülürse katılımcıların fonları da ekstra gelir kazanmış oldu. BES şirketleri sistemin büyümesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Aralarında tatlı bir rekabet var. Fakat benim tanık olduğum tüm sektör yöneticileri hep umutlu, hiç olumsuz bir şey duyamazsınız ağızlarından. 2012 beklentileri için tüm reel sektör yöneticileri olumsuz mesajlar verdiler. Sigorta sektörü tarafında da kimsenin ağzından en azından olumlu ve umutlu bir söz duymazken. TSRŞB Başkanı ve Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, " 2012 belki zor geçecek ama, önlemlerimizi alırsak umudumuzu korursak bunu olumluya çevirmemiz mümkün, 2012 yılı karlı bir sene olacak" diyebiliyor. Diğer taraftan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu da "2012 için pozitif artı pozitifim" diyebilmiştir. Olası riskleri bu yöneticilerimiz görmüyor mu ? Ama onlar enseyi karartmıyorlar ve ülkelerine güvenen moral veren demeçler veriyorlar. Bence doğru olanı da bu.

Sistemden çıkış özendirilmemeli

BES yelkenini rüzgarla dolduracak yeni düzenlemeler için kulaklarımız Ankara'da. Vergi teşvikinin direkt olarak katılımcıya baştan yansıtılması. Vergi teşvikinin artırılıp işverene de avantaj sağlayacak duruma getirilerek kurumsal katılımcıların sayısında artış öngörülüyor. Kıymetli maden fonları mı, hisse senedi mi bilemeyiz ama bu yatırımların katılımcılara daha çok getiri sağlamasının önü açılmalı.  Bu sistem uzun vadeli bir bir yatırım aracı, bugün gir, iki yıl sonra kredi kartı ve LCD TV almak için bu sistemden çıkılmasını engelleyecek düzenlemeler yapılmalı. Şu anda 1 ay olan kendi isteği ile sistemden çıkma süresi biraz daha uzatılmalı. Ama sonrasında sistemden çıkılmaması için ne gerekiyorsa yapılmalı. Çünkü her katılımcının BES şirketlerine bir maliyeti var. Katılımcı sistemden çıkarak ciddi kayıpları olacağını bilmeli. Sistemden erken çıkılması ve buna olanak tanınması sistemin ruhuna aykırı. Çünkü sistemin adı "Bireysel Emeklilik Sistemi". Emeklilik dönemi için biriktirilen para...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar