Beş yıldır yoğun bakımdaki ülke Arjantin devlet başkanlığı seçimine hazırlanıyor
Arjantin’in ekonomik olarak içinde bulunduğu tabloyu ele alıp, 27 ekim başkanlık seçimleri öncesi 12 Ağustos’ta yapılan ön seçimlerde muhalefetteki Fernandes’in, mevcut başkan Mauricio Macri’nin çok önünde oy almasını, değişimin habercisi olarak gördüğümü ifade ettim.
Arjantin’de 12 Ağustos’ta yapılan devlet başkanlığı ön seçimini herkesin cephesi koalisyonu lideri muhalefetteki Alberto Fernandes yüzde 47 ile önde çıkarken, mevcut başkan değişim için bir arada Koalisyonu lideri Mauricio Macri yüzde 32 oy oranında kaldı. Buna göre 27 Ekim seçimlerini Fernandes’in kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bir zamanların dünyanın önde gelen ülkesi Arjantin bu seçim öncesi her türlü yıkıcı etkiyi yaşıyor. Şok politikası ülkede dönemsel olmaktan çıkıp uzun vadeye yayılmış durumda.
Peki, Arjantin’de bu duruma neden olan yanlışlar neler? Bunu ele alanlar şu konuların altını kalın çizgilerle çiziyorlar:
- Her konuda büyümenin sihrine bel bağlandı. Uygulanan şok politikalar sonucu alım gücü yerle bir olan sabit gelirlilere dönük iyileştirici politikalar unutuldu. Büyüme artı olsa bile hiç bir zaman yoksulluğa çare olacak bir seviyeye ulaşmadı.
- “Enflasyon hedeflemesi” yapılıyordu. Rakamların tutmadığı görülünce hedefl eme yapılması kenara itildi. Pusula şaştı, menzil kayboldu.
- Vergi gelirleri yeterli olmadığı için büyümede hedefler tutmadı. Buna karşılık ücretlerde eşel-mobil uygulaması nedeniyle devlet gelirlerinin üstünde kalan oranda hep arttı.
- Şok uygulamasında politika belirleyicilerin sayısı sürekli arttı. Ekonomi politika alanında çok sesli, çok hedefli bir yapı oluştu. Başkan Mecri bunu seyretmekle yetindi ve koordinasyon yapmadı. Politikanın kilit ismi IMF ile görüşmeleri yürüten Maliye Bakanı M. Dujoune ağustos ortasında istifa etti. Ekonomi yönetimi dış muhatapsız kaldı.
- Politika uygulayıcıları vatandaşa şok politikasını anlatırken hep “geçmiş korkusu”nu kullandılar. Ön seçim öncesinde de bunu yaptılar. Umut vadeden bir tablo ortaya koymadılar. Eski Cumhurbaşkanı Bayan Kırshner ön seçimleri şok politikası isteyenler/şok istemeyenler referandumu olarak niteledi. Ön seçimden şok politikası istemeyenler galip çıktı İktidar erki “sokağın nabzını” tutamadığı için yenik düştü. Bunda az gidip uz gidip büyümesinin eksi 4 olması rol oynuyor. 2018 yılında IMF ile imzalanan 14 aylık stard-by anlaşmasıyla aldıkları 65 milyar dolar kredinin erimesinin rolü de etkili. IMF anlaşması öncesi yoksulluk çizgisi atında kalanların yüzde 27 olan oranı da şimdi yüzde 35’lere çıkmış durumda. Bu Arjantin’in devlet başkanlığı seçimleri öncesi 1816 yılından bu yana yaşadığı 7 moratoryum/ resmen iflaslardan 8’incisinin eşiğinde olduğunu gösteriyor.
Yeni Başkanlık seçimleri öncesi tablo buyken, ön seçimin galibi Fernandes, umut vadederek, “Biz Arjantinliler olanak başka bir hikaye inşa etmeye başlıyoruz. Elimizdeki tek iş Arjantinlilerin kaybettikleri mutluluklarını geri kazandırmak olacaktır” diyor.
Bizim de 20. yüzyılın önde ülkesi Arjantin’e zorlukları aşması dileğinde bulunmaktan başka düşüncemiz olamaz….