Beş yıl önce on yıl sonra
80’lerin popüler müzikte ön plana çıkan grubunun şarkılarından biridir, “Elimde Olsa”. Sözleri de şöyledir, “tüm yılları inkar ederdim sanki yaşanmamışçasına”. Konumuz ekonomiye dönersek, son beş yıldır yaptıklarımız doğrultusunda kredibilitemiz maalesef azaldı.
Heterodoks politikalar, Türkiye ekonomi modeli, faizi indirerek enflasyonu kontrol altına almak gibi genel görüşe ve ortak akla aykırı yöntemlerle yıllar geçti. Şimdi mayıs ayından sonra doğruları kademeli olarak yapmaya başladık diyerek, tüm dünyanın ve tüm hanehalkının geçmişin yükünü bir anda bırakmasını ve inanın bu sefer gerçekten farklı trenine binmesini bekleyemezsiniz.
Bunu kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırım sürecine başlama yavaşlığında da görüyoruz, seçimlerden sonra baskılanan kur yukarı gider ezberini son yıllarda deneyimleyerek sahiplenen bireysel yatırımcıda da.
Mevcut politikaların eleştirilecek yanı elbette vardır, ancak şu an belirleyici soru neyi daha iyi yapabiliriz değil, karşı tarafı ne kadar daha bu politikanın arkasında durabiliriz noktasında ikna etmek. Bu noktada tabii ki ekonomi yönetiminin ve karar alıcıların kamuoyunda verdikleri mesajlar da güven perçinlemek adına önemli.
Özellikle kredi derecelendirme kuruluşları nezdinde Fitch ile başlayan sürecin çok yakın zamanda başta Moody’s olmak üzere diğerleri tarafından da benimseneceğini düşünüyorum. Yıl bitmeden şu an bulunduğumuz seviyenin 1-2 basamak üzerinde bir kredi notuna sahip olacağımıza inanıyorum.
Diğer taraftan olası kur patikasına bakarsak, burada makro dengeler açısından yaklaşan yaz ayları, ödemeler dengesi üzerinde azalan enerji faturası ve artan turizm geliri ile zorlayıcı olmayan bir sürece işaret ediyor. Ancak içeride kapalıçarşı kuru ile bankalar arası piyasa arasındaki farkın gösterdiği talebin karşısında yabancı yatırımcının portföy yatırımlarının dengelenme yaratması gerekiyor.
Son haftalarda TCMB rezervlerinde yaşanan azalış seçimlere kadar sürebilir, ancak sonrasında bu kadar iyimser raporlara imza atarak TL varlıklar hakkında görüş bildiren kurumların aksiyona geçtiğini görmemiz şart.