Beş varsayım, üç eğilim ve beş fırsat alanı

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Jack Welch'in gündemin ilk sıralarına tırmandığı günlerdeki açıklamalarını ödünç alarak sizlerle paylaştığım düşünceleri, Robert Slater'in'in kaleme aldığı Jack Welch ve General Electric'in Yolu adlı kitabında da hak ettiği yeri aldı. Welch'in düşüncelerini bir kez daha anımsayalım:

"Rakamlar vizyon değildir; rakamlar ürünlerdir. Hayatta kalmak için üç ölçüye gereksinim olsaydı eğer, bunlar çalışanların tatmin edilmesi, müşterinin tatmin edilmesi ve nakit akışı olabilirdi, biz her zaman bunu söyleriz. Sonunda kasanıza para girmişse, geri kalan her şey işleyecektir; çünkü müşteriyi yeterince tatmin etmişseniz  pazar payı elde edersiniz. Çalışanı yeterince tatmin etmişseniz verimlilik elde edersiniz. Ve para elde etmişseniz, hepsinin işlediğini bilirsiniz."

Bu krizden sonra bizi para kazanmaya götüreceğini düşündüğüm beş varsayımı, üç eğilimi ve beş fırsat alanını, rakamlara yer vermeden değinmek istiyorum.

Kriz sonrasının "karar ve kurumlarını" oluşumunu etkileyeceğini düşündüğüm beş varsayımı, çok genel çizgileri ile şöyle özetleyebiliriz:

· "Makro ve mikro kurallar" yeniden yazılacak. Bu yazılma sürecine katılan toplumlar geleceği inşa etmede öne çıkarken, izleyici durumunda kalanlar gelişmelerden daha düşük düzeyde yararlanacak.

· İnsanın doğasında yer alan "açgözlülük ve sorumsuzluğu" sınırlamak için "gözetim ve denetim mekanizmaları" önem kazanacak.

· Aklı bir inanca, bir ideoljiye emanet etme yerine "sorgulayıcı akıl" öne çıkacak, iş yaşamının "analitik yeteneğini geliştirmiş insan kaynağına" olan ihtiyacı artacak.

· Önyargılarla, yerleşik doğrularla, kalıp düşüncelerle hareket eden, alışkanlıktan analize geçemeyen; sloganların "ciddi fikirlerin" yerini almasına fırsat verenler yitirecek. Ciddi fikirler üreten, fikirlerini projelere dönüştüren, projeleri hayata taşıyabilenler uzun dönemli geleceği güven altına alacak.

· "Kibir ve üstünlük inancının" ayrımcılığa, güçleri parçalamaya yol açtığının farkına varan; farklı seçimleri olan ve geleceği inşa etme iddiası taşıyan "liderlere" sahip olan toplumlar hızla refaha ulaşacak. Bu liderler "küresel üst düzey koordinasyon" yeteneğine sahip ve "ortak aklı iyi kullanma" becerisiyle de donanmışsa, toplum kısa zamanda zenginler ailesine katılacak.

Beş varsayımdan oluşacak zihni modeller; üç temel eğilimi ortaya çıkaracak:

· Kriz sonrasında "…net ürün tüketimi ve üretimi arasındaki dağılımın uzun bir dönem boşunca istikrar kazanmasını tanımlayan; hem üretim koşullarında hem de üreticinin yeniden üretim koşullarında meydana gelen dönüşümler arasında bir karşılıklılığı" ifade eden "birikim sistemi" yeni yapı, işlev ve kültür bütünü yaratacak. Bu süreci "erken uyarı" mantığı ile gözlemeyen, gerekli öngörüleri yapmayan ve önlem almayanlar, yitirenler arasında yerini alacak.

· Yeni birikim sistemi mekanda yeni bir iş bölümü yaratacak. Katma-değer odaklı bu yeni iş bölümünde kendi "konumunu" önceden belirleyen, gereken "fikirleri üretenler" kazançlı çıkacak.

· Kriz sürecinde ve sonrasında "mekanda göç" olgusunu yakalayan; gerekli ön hazırlıkları yapan toplumlar "cazibe merkezi" haline gelecek ve kazançlı çıkacak.

Eğilimleri dikkatli gözler, yarattıkları fırsat ve tehlikeleri iyi değerlendirebilirsek, zenginlik üreterek, insanlarımızın yaşamlarını kolaylaştırabiliriz:

· Ülkemizde ilk adım teknolojilerini aşmış, tasarım ve moda üretme aşamasına gelmiş tekstil ve hazır giyimde, teknolojik ürünlere yönelerek, daha az iş, daha çok para kazanma fırsatları vardır. Kriz döneminde hazır giyimdeki direnme bu fırsatın en önemli işaretidir.

· Mobilya üretiminde ülkemiz çok önemli bir avantaj yakalamıştır. Doğru coğrafi konumlanması, doğru ölçekte tesis, rekabet edebilir teknik donanım ve çağdaş yönetim koşullarına uyulması koşuluyla…

· Modern tarım işletmeleri- endüstriyel ölçek, teknik donanım ve pazar koşullarına dikkat ederek- ülkemiz için bir fırsat alanı yaratabilir.

· Makine, yedek parça, kalıp, döküm vb. orta gelir ülkelerine kayacak olan ürünlerle ilgili fikirler hazır olursa; ülkemiz büyük avantajlar elde edebilir sahiptir.

· Fosil kaynaklardan bağımsızlaştıran enerji üretim alanı, her anlamda AR-GE ve eğitim sektörü vb daha bir çok alanda ülkemiz "fırsat ülkesi" haline gelebilir.

Gelin bu konuları tartışalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar