BES, kamu sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı niteliktedir
Bireysel Emeklilik Sistemi'ndeki yenilikler ve kamu Sosyal Güvenlik Sistemi ile ilişkisi (1) /
Celal ÖZCAN / PwC Türkiye İş ve Sosyal Güvenlik Hizmetleri Kıdemli Danışmanı
Bilindiği üzere, 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile kamu Sosyal Güvenlik Sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı esasına göre Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) kurulmuştur.
Esasen, bireysel emeklilik sisteminin 2001 yılından itibaren yürürlüğe konulması, kamu sosyal güvenlik sisteminde (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) yapılan düzenlemelerle de ilişkilidir.
Zira, aynı dönemde çıkarılan 4447 sayılı Kanun'la kamu sosyal güvenlik sisteminde emekliliğe hak kazanma şartlarında ve bağlanacak emekli aylığının hesaplama yönteminde radikal değişiklikler yapılmıştır.
Kamu sosyal güvenlik sisteminde yapılan bu değişikliklerle emeklilik yaşı yükseltilirken, aylık bağlama oranları düşürülmüş, ayrıca geçmiş dönemde sosyal güvenlik sistemine ödenmiş olan primlerin güncellenmesinde yeni bir yönteme geçilmiştir.
Kısacası, kamu sosyal güvenlik sisteminde yapılan bu değişiklikleri daha geç yaşta emekli olma ve daha az emekli maaşı şeklinde özetleyebiliriz.
İşte, diğer amaçların yanı sıra kamu sosyal güvenlik sisteminden bağlanacak olan emekli aylıklarındaki bu düşüşün kişilerin bireysel olarak yapacakları tasarruflarla telafi edilebilmesi amacıyla, kişilerin gönüllü katılımına dayalı ve belirlenmiş katkı esasına dayanan bireysel emeklilik sistemi devreye sokulmuş, teşvik unsuru olarak da bireysel emeklilik sistemine ödenecek katkı paylarının gelir vergisi matrahından indirim konusu yapılabilmesi imkanı getirilmiştir.
BES katılımcı sayısı, kamu sosyal güvenlik sistemi sigortalı sayısının henüz çok gerisindedir
Katkı paylarının belli bir tutara kadar gelir vergisi matrahından indirim konusu yapılabilmesi şeklindeki teşvik unsurunun da kısmen etkisiyle 2012/Ağustos ayı sonu itibarıyla bireysel emeklilik katılımcı sayısı 2 milyon 953 bin 063 kişiye, katılımcıların fon tutarı da 18.393.9 milyon TL gibi önemli seviyeye ulaşmıştır.
Ancak, SGK'nın 2012/Haziran ayı itibarıyla 18 milyon 514 bin 947 olan aktif sigortalı sayısı dikkate alındığında bireysel emeklilik katılımcı sayısının yeterli seviyede olduğunu söylemek mümkün değildir.
Ancak, kamu sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal anlamda içinde bulunduğu ve gelecekte de artarak devam edeceği tahmin edilen yapısal sorunları, bireyleri, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de tamamlayıcı bir emeklilik sistemine tabi olma ihtiyacını günden güne artıracak, hatta bir süre sonra şuanda gönüllülük esasına dayanan bireysel emeklilik sisteminin en azından çalışanlar açısından zorunlu hale getirilmesi tartışılmaya başlanacaktır.
Esasen, 2008 yılında sosyal güvenlik reformuyla emeklilik sisteminde çalışanlar aleyhine olacak şekilde yapılan değişiklikler (emeklilik yaşının kademeli olarak 65'e çıkarılması, aylık bağlama oranının düşürülmesi, ödenmiş primlerin güncellenmesinde kullanılan katsayı hesabında sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının sadece %30'unun esas alınması), tamamlayıcı nitelikteki bireysel emeklilik sistemine olan ihtiyacı geçmişe göre daha da artmıştır.
Zira, kamu sosyal güvenlik sistemine özellikle ilk defa 2008/Mayıs ayı ve sonrasında girenler ile sigortalı çalışmalarının çoğunluğunu 2008 yılı sonrasında geçirecek olanlar 2040-2050'li yıllarda emeklilik aşamasına geldiklerinde çok düşük emekli aylığı ile karşı karşıya kalacaklardır.
İşte bu durum, kişilerin emeklilik döneminde maddi anlamda istedikleri yaşam kalitesini sürdürmelerini sağlayacak emekli aylığı seviyesine ulaşabilmeleri için kamu sosyal güvenlik sisteminin yanı sıra tamamlayıcı nitelikteki bireysel emeklilik sistemine de prim ödemelerini zorunlu hale getirmektedir.
Gerek gelecekte kamu sosyal güvenlik sisteminden bağlanacak düşük emekli aylıklarının bireylerin kişisel tasarruflarıyla telafi edilebilmesi, gerekse katılımcıların sadece %35'inin yararlanabildiği "bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının gelir vergisi matrahından indirim konusu yapılması" şeklindeki teşvik unsurunun etkinliğini artırmak amacıyla 29 Haziran 2012 tarihli, 28338 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6327 sayılı Kanun'la ilgili vergi kanunları ile Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda değişikliğe gidilmiştir.
Yazımızın aşağıdaki bölümlerinde yeni düzenlemedeki bu temel değişikliklere değinilecektir.
Yeni düzenlemede temel değişiklik "doğrudan devlet katkısı" yapılmasıdır
Yapılan değişiklik sonucunda "gelir vergisinden indirim yapılması" şeklindeki uygulamanın yerine, "doğrudan devlet katkısı" yöntemi getirilmektedir.
Mevcut uygulamada vergi teşviki katılımcıya geri dönüyordu. Yeni düzenleme ile devlet katkısı da tasarrufa yönlendirileceği için birikimler artacaktır. Ayrıca bu devlet katkısı ve getirileri haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek veya iflas masasına dahil edilemeyecektir.
Yeni düzenlemede devlet katkısı oranı yıllık brüt asgari ücretin %25'i ile sınırlı olacak
Yeni uygulama kapsamında, devlet katkısının oranı %25 olacak; örneğin bir katılımcının yatırdığı 100 TL katkı payı için devlet de katılımcı için açılacak olan alt hesaba 25 TL katkı payı yatıracaktır. Vergi mükellefi olunup olunmadığına bakılmaksızın fiil ehliyetine sahip herkes, yani 18 yaşının üzerindeki kişiler istisnasız devlet katkısından yararlanabilecektir. Ancak, bir katılımcıya ödenebilecek devlet katkısı, yıllık brüt asgari ücretin %25'i ile sınırlı olacaktır.
Katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına aktarılan devlet katkısı tutarının hesaplanmasında, işveren tarafından katılımcı adına ödenen katkı payı dikkate alınmayacaktır.
Devletin yaptığı katkılar Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından koordine edilecek
Katılımcı, bireysel emeklilik hesabına para yatırdığı zaman, bu yatırdığı miktarla ilgili bilgi bireysel emeklilik şirketleri tarafından Emeklilik Gözetim Merkezi'ne (EGM) bildirilecek. EGM de bunu ilgili kamu kuruluşuna (Hazine Müsteşarlığı) iletecektir. İlgili kamu kuruluşu ise devlet katkısını nakdi olarak katılımcının devlet katkısı alt hesabına yatıracaktır.
Katılımcıların devlet katkısına esas teşkil eden katkı paylarının doğru hesaplanmasından bireysel emeklilik şirketleri sorumlu olacaktır.