BES, çıktı açık alınla 10 yılda her engelden
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ülkemizde 10 yılını doldurdu. Hem Türkiye ekonomisi hem de bireyler için çok önemli olan BES’in Türkiye ekonomisine sağladığı fon miktarı nedeniyle özellikle yurtdışı piyasalarda yaşanabilecek finansal dalgalanmalar için koruma kalkanı vazifesi göreceği bir gerçek. Bu nedenle ekonominin idaresini yöneten Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan bu konuyu neredeyse bizzat takip ediyor. Bugün bir yenisinin gerçekleşmesi beklenen basın bilgilendirme toplantısına da Sayın Ali Babacan katılıyor.
Başlıktan da anlaşılacağı gibi bireysel emeklilik sektöründeki şirketler ve Hazine, bu geçen süreçte birçok engel ile karşılaştılar. Hazine yetkilileri ve şirketler büyük bir özveri ile sistemi bugünlere getirdiler. Hazine mevzuattaki değişiklikle, şirketler de tanıtım kampanyaları ile BES’e büyük destek verdiler. Buradaki en büyük özveriyi tabii ki devletimiz, BES katılımcılarına yüzde 25 desteği ile sağlamış oldu. Yani 100 TL katılım payı yatıran bir kişiye devlet de 25 TL üstüne koydu.
Büyüme devam ediyor
Bu senenin başından itibaren ufak tefek sorunlar da ortadan kaldırılarak BES’in büyümesinin önü açıldı. Bu düzenlemeleri de Sayın Ali Babacan bizzat açıklamıştı. Sonrasında Sistem’e katılımların ve fon miktarının her geçen gün arttığını hep beraber tanık oluyoruz. Şimdi 10 yıl bitti, şu kadar katılımcı, bu kadar fon miktarı diye vurgulamak anlamsız. Sistem büyüyor, daha da büyüyecek. Tüketim çılgınlığı devam ederken ve bunun engellenmesi çerçevesinde kredi kartı harcamalarına getirilmesi düşünülen düzenlemeler düşünüldüğünde tasarrufun, yani BES’in önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Her şey çok güzel gidiyor gitmesine ama BES’teki yeni düzenlemelerde devlet “Ben taşın altına elimi koyuyorum ve yüzde 25 katkı payı ekliyorum” diyerek BES şirketlerinin de komisyonlarını ciddi oranlarda düşürdü. Bu durumun BES şirketlerini zor duruma soktuğunu da sektör temsilcilerinden çok kez duydum. Buna bir de bankalardan alınan kredilere sigorta yaptırılmamasını özendiren düzenlemeleri de eklersek, BES şirketlerinin nefes alanının çok daraltıldığını da vurgulamak isterim.
BES şirketleri nefes almalı
BES şirketleri bu işten bir gelir elde edemezse sektördeki bir şirketin yaptığı gibi işleri dondurma yolunu seçilebilir. Şirketlerin gelirleri azaldığı için tanıtıma ayıracakları bütçeler de küçüldü. Diğer taraftan sahadaki satışçıların da sayısı azaldı. Halbuki daha BES’e katılmamış milyonlarca kişi var. Büyük kurumsal katılımcılar sistemde, ama asıl KOBİ’lerin ve bireysel katılımcıların sisteme girmesi gerekiyor. Şirketlere nefes aldıracak bir alan bırakılmazsa ne tanıtım yapabilirler ne de potansiyel BES katılımcısının kapısını çalmaya gidebilirler.
Bu arada bir okurumdan gelen mail konusunu da burada gündeme getirmek istiyorum. Okurum diyor ki, “Artık yüzde 25 devlet katkısını bir tek sağır sultan kaldı duymayan. Artık bu argüman yerine değişik farkındalıklar yaratılarak tanıtım yapılıp, Sistem katılımcı gözünde cazip kılınmalı.”. Ben de okurum ile aynı fikirdeyim, gerçekten tanıtımda değişik argümanlar kullanılmalı. Bu Sistem’in tanıtımı son aylarda bankalar kanalı ile yapılmaya başlandı, ama yine de bu tanıtımlar devam etmeli ve bir iki şirketin üzerine yıkılmamalı.Tekrar yazımın başına dönerek, bu tanıtımların yapılabilmesi için şirketlerin yeterli gelir elde etmesi gerektiğini belirtmek isterim. Sayın Ali Babacan’ın da bu konuya bir çözüm bulması için yetkilileri harekete geçirmesini umut ediyorum. En azından hayat sigortaları konusunda da gelişmeler beklenmeli…