Berry Oranı’nın kullanım alanları (2)
A. CAN NİZAMOĞLU
Berry Oranı ile ilgili ilk bilinmesi gereken, bu oranın kullanımına en uygun şirketler, operasyonlarında herhangi bir gayrimaddi hak kullanmayan sınırlı riskli distribütörler ve hizmet şirketleri olduğudur. Berry Oranı’nın iki ana kabulü şunlardır:
• Faaliyet giderleri şirketin katma değerli tüm faaliyetlerinin masrafl arını kapsar,
• Faaliyet giderleri ile brüt kâr marjı arasında doğru orantı vardır.
Bu nedenle Berry Oranı’nın uygulanmasından önce şirketin yukarıdaki iki kıstasa uygun olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bu kıstaslardan ilki, şirketin faaliyetleri ile ilgili masrafl arının, faaliyet giderleri dışında bir gelir tablosu kaleminde yer almadığından emin olunması anlamına gelirken ikincisi ekonomideki “esneklik” kavramı ile ilgilidir. Nitekim bazı ürünlerde, o ürüne ilişkin faaliyet giderleri ile satış rakamları ve dolayısıyla brüt kâr marjı arasında doğrudan bir bağlantı yoktur. Örneğin çok pahalı bir spor araba distribütörü, ortalama bir faaliyet gideri ile senede elli araç satarken, faaliyet giderlerini iki katına çıkarması bu şirketin satışlarını da aynı oranda artırmasını sağlamayacaktır. Benzer şekilde, piyasada rakibi olmayan bir ilacın distribütörlüğünü yapan şirket faaliyet giderlerini bir önceki seneye göre yarı yarıya azaltsa dahi şirketin satışları bu azalıştan aynı oranda etkilenmeyecektir. Bu nedenle Berry Oranı’nı uygulayacak şirketlerin, ne kadar fazla faaliyet giderine katlanırsa o kadar fazla satış yapması söz konusu olmalıdır. Sonuç olarak gerek Berry Oranı’nın kullanılacağı gerekse bu şirkete emsal olarak gösterilecek şirketlerde yukarıdaki iki kıstasın karşılandığından emin olunması gerekir.
Berry Ratio’nun kullanılmayacağı durumlar Muhtemelen formülünün basitliğindendir, Berry Oranı’nın bir çok distribütör ve hizmet şirketi için kolayca uygunlanabileceği düşünülür. Ancak bu oran, çoğu durumda, arkasındaki teori tam olarak anlaşılmadan uygulanmaktadır. Öncelikle Charles Berry’nin belirttiği gibi Berry Oranı bir kural değil istisnadır. Bir başka ifadeyle Berry Oranı’nın uygulanabilmesi için yukarıda belirtilen iki kıstasın karşılanmasının yanı sıra, şirketin distribütörlük dışında üretim veya montaj gibi ek bir faaliyetinin bulunmaması ve herhangi bir gayrimaddi hak kullanmaması gerekir. Zira şirketin distribütörlük dışında bir faaliyet konusu olduğunda Berry Oranı bu ilave operasyona dair kâr marjını tespit edemeyecek; gayrimaddi hak kullanımında ise, gayrimaddi hakkın brüt kâr marjına etkisini tespit etmek son derece zor olduğundan Berry Oranı sağlıklı bir sonuç vermeyecektir. Aynı doğrultuda, ilişkili işlemlerinin emsallerine uygunluğunu Berry Oranı ile açıklayan şirketlere emsal şirketlerin tespitinde de hem Berry Oranı’nın uygulanması için gerekli kıstasların hem de bu oranın uygulanmasına engel olan durumların dikkate alınması gerekir.
Sonuç
Charles Berry’nin transfer fiyatlandırması literatürüne armağanı olan Berry Oranı, bir yanda geçerli olduğu durumlarda ilişkili işlemlerden elde edilen kâr marjına dair sağlıklı ve hesaplaması diğer kâr göstergelerine göre daha basit olan bir hesaplama fırsatı verirken diğer taraftan bu oranın uygulanabilmesi için gerekli koşullar dikkate alındığında oldukça sınırlı br kullanım alanına sahiptir.
Gerek dünya genelinde gerekse Türkiye’de Berry oranını uygulamak ve bu uygulamayı gerektiğinde açıklayabilmek için bu oranın “sınırlı riskli distribütör şirketler” ve “hizmet şirketleri” tarafından kullanılması, bu şirketlerin ilave bir faaliyet alanına sahip olmaması ve faaliyetlerinde herhangi bir gayrimaddi hak kullanmaması gerekmektedir. Berry Oranı’nın yanı sıra ilişkili işlemleri ilave bir yöntem veya kâr göstergesi ile desteklemek de Berry Oranı’nın kullanımının uygunluğunu güçlendirecektir.