Bernanke'nin işi zor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

ABD'nin Wyoming Eyaleti'ndeki Jackson Hole son yıllarda, dünyanın çeşitli ülkelerinden merkez bankası başkanlarının toplantılarına ev sahipliği yapmasıyla ünlenen bir kasaba. Geçtiğimiz günlerde yapılan son toplantıda, dünya ekonomilerinin içinde bulunduğu yüksek işsizlik ve istikrarsız büyüme gündemin ana konusuydu. IMF Başkanı Christine Lagarde ve ABD Merkez Bankası Başkanı (FED) Bernanke hem ABD hem de diğer ülkelerin yönetimlerini, üretim ve istihdamı arttıracak politikaların bir an önce hayata geçirilmesi konusunda uyarmayı ihmal etmediler. Lagarde ve Bernanke'nin istihdam yaratmayan büyümenin sürekli olamayacağı, eninde sonunda yeni krizlere yol açacağı şeklindeki görüşlerine katılmamak mümkün değil.

Ekonomi politikasına ilişkin görüşlerinde fiyat istikrarını ön planda tutmasıyla bilinen IMF de sonunda, dünyayı saran ekonomik krizden çıkış için para politikalarının uygulanmasına göz kırpmaya başladı. IMF Başkanı Jackson Hole'da yaptığı konuşmada, işsizlik ve bütçe açıklarıyla baş edilebilmesi için büyümenin gerekliliğine dikkat çekerek; resesyon riskinin enflasyon riskinin önüne geçtiği bir ortamda para politikalarına ağırlık vermenin gerektiği görüşünde. Evet, ekonomik büyümeyi hızlandırmak için istihdamın artması gerekiyor. Maliye politikalarının geri plana itildiği günümüzde gözlerin merkez bankalarına çevrilmesi normal. Esas itibariyle fiyat istikrarını sağlama görevi üstlenmiş merkez bankalarının tek başlarına sorunun üstesinden gelip gelemeyecekleri ise soru işareti.

Bernanke, maliye politikasının rafa kaldırılmasından; yükün FED'in üzerine yıkılmasından rahatsız. Sorunun çözümünde asıl sorumluluğun yönetim ve kongrede olduğunu belirtmesi de bunun açık bir işareti. Ancak, ABD ekonomisindeki sorunlara FED olarak kayıtsız kalamayacaklarını söylemesi de, yeni bir parasal genişleme düşüncesinden çok da uzakta olmadığını gösteriyor. Böyle bir politikanın hayata geçirilmesi için enflasyonun kabul edilebilir seviyede olması şart. Son aylarda enflasyonda hareketlenme olsa da, FED'in politikasına temel oluşturan, gıda ve petrol fiyatlarındaki artışı kapsamayan çekirdek enflasyon hala hedefin altında. Bundan yola çıkarak, yeni bir parasal genişlemenin gündeme gelebileceği söylenebilir.

Yani FED, enflasyondan çok deflasyon riskinin olduğuna kanaat getirirse para arzında artışa gitmekte tereddüt etmeyecektir. Kamu harcamalarındaki azalmanın ekonomi üzerinde yol açacağı daralmayı telafi etmek için başka bir yol da görünmüyor. İkinci parasal genişlemenin

Jackson Hole'dan dünyaya duyurulmasının üzerinden bir yıl geçti. O zaman ki ekonomik görünüm şimdikiyle kıyaslandığında daha karanlıktı. İşsizlik, yüzde 10'a yaklaşıyordu. Peki, Haziran ayında sona eren parasal genişleme beklenen etkiyi yarattı mı? Bernanke'ye göre evet.

ABD Kongresi'ne geçen ay brifing veren FED Başkanı, parasal genişlemenin, faizlerde düşmenin yanısıra olası bir deflasyon riskini de ortadan kaldırdığı görüşünde. Esas sorun işsizlik. Son tahminler işsizlik oranının 2014 yılına kadar yüzde 8'in üzerinde seyredeceği yönünde. FED Başkanı'nın konuşmasında özellikle dikkati çeken uzun süreli işsizlik. Sayısı 14 milyonu aşan işsizlerin hemen hemen yarısı uzun süreden beri işsiz olan kişilerden oluşuyor. Yapısal nitelikte olan uzun süreli işsizliği ne maliye ne de para politikasıyla gidermek mümkün. Bilgi ve beceri kaybı sonucu beşeri sermayenin erozyonuna yol açan uzun süreli işsizlik, uzun dönemde büyümenin önündeki en önemli engellerinden biri.

FED Başkanı'nın büyümenin önemine dikkati çektiği konuşmasını yaptığı gün, Ekonomik Analizler Dairesi tarafından yılın ikinci çeyreğine ilişkin revize edilmiş büyüme oranı yüzde 1 olarak açıklandı. Kurumun daha önce yaptığı geçici büyüme tahmini yüzde 1.3'ü. Ekonominin beklentilerin altında büyümesi, yılın ikinci yarısına ilişkin büyüme konusundaki endişeleri arttırdı. Resesyonun Amerikan halkına öğrettiği şeylerin başında, hesapsız kitapsız harcamanın ekonomik çöküşten başka bir şey olmadığı geliyor. Birçok aile ekonomideki belirsizlikler nedeniyle harcamalarını kısmış, bekliyorlar. Konut piyasasında faizler çok düşmesine rağmen talepte de henüz dişe dokunur bir canlanma yok. Tabii, bu sadece insanların konut almak istememelerinden kaynaklanmıyor. Bankalar da kredi vermeye pek istekli görünmüyorlar.

Üçüncü defa para arzı arttırılacak mı? Bu konudaki görüşler muhtelif. Bazı ekonomistlere göre, bu kaçınılmaz. Diğer bir grup ise, enflasyonist egilimlerin canlandığı ekonomide para arzındaki artışın, enflasyonu kontrolden çıkaracağı görüşünde. FED içinde açık piyasa işlemlerini yürüten Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi üyeleri arasında da bu konuda görüş ayrılığı var. On iki üyeli komitenin üç üyesi yeni bir parasal genişlemeye karşı. Şurası gayet açık ki, FED'in yapabileceklerinin de bir sınırı var. Faizlerdeki düşüşten sonra para arzındaki artış da beklenen etkiyi yaratmazsa ne olacak? Bu ayın sonunda yapılacak FED toplantısından bu konuda önemli kararlar çıkabilir. ABD yönetimi ve Kongre arasındaki ekonomik politikaya ilişkin anlaşmazlık zaten zor durumda olan Bernanke'nin işini daha da zorlaştırıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016