Bernanke, Yunanistan ve Çin
Gündem yoğun olduğunda, haftada bir gün yazmanın dezavantajını yaşıyorsunuz. Bernanke'nin geçen hafta yaptığı konuşmanın piyasalara olan etkisi, Yunanistan, Çin'in büyüme beklentisini düşürmesi gibi önemli konular arasında kararsız kaldım. Bu nedenle, bu hafta bir derleme yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Fed Başkanı Bernanke'nin açıklamalarından sonra özellikle emtia grubunda ciddi satışlar yaşandı. Başkanın hedefinde ham maddeler vardı. Seçim yılında ABD'de akaryakıt fiyatlarının daha fazla yükselmesi istenmiyor. Seçilme şansı yüzde 60'a yükselmiş olan Obama'nın önündeki en büyük tehlike de bu.
Konuşmadan sonra; 'Üçüncü tahvil alım programı yakında gelmeyeceği için emtialara satış geldi.' yorumları yapıldı. Yeni bir program sinyali verilmediğinden altın ve gümüş gibi metallerde düşüş yaşanması pek mantıklı bir açıklama değil. Son iki ayda yaşanan yükselişin nedenleri arasında, Fed'den yeni bir program beklentisi yer almıyordu. Bernanke '2014'ün sonuna kadar faizler sıfır seviyesinde kalabilir' mesajını verdiği için, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarından tahvil alım programları beklendiği için bu metaller yükseldi. Risk algısı arttı. Bernanke '2014'ün sonuna kadar sıfır faiz' derken, bir tahvil alım programından zaten bahsetmemişti.
ABD'de ekonomik veriler son aylarda toparlanmış olabilir. Yüksek bütçe açığı nedeniyle, 2012'nin göreceli olarak iyi geçebileceğini aylardır yazıyorum. ABD'de 2011'de bütçe açığı/milli gelir oranı yüzde 10'a yakın idi. Bu sene yüzde 7'nin üzerinde olması bekleniyor. Yani 2012'yi de kurtarabilirler.
Bu kadar yüksek bütçe açığı iyi midir? Tüketici resesyonu sürüyorsa iyidir. Bir resesyon tanımının yapılması için ekonominin iki çeyrek üst üste negatif büyümesi gerekir diyen eski tarz iktisatçılar, çıkış yolu olarak bütçe açıklarının düşürülmesini öneriyorlardı. Bütçe açıklarını düşürmeye çalışan AB'den gelen veriler ortada. Kemerleri sıktıkça büyüme zayıflıyor. Bu durumda, açıkların daha da artması beklenebilir. Bu bir bilanço resesyonu, klasik bir resesyon değil. Gevşek para politikası fazla işe yaramadığından, tüketici toparlanana kadar gevşek maliye politikalarına ihtiyaç var.
ABD parlamentosuna bağlı Kongre Bütçe Ofisi, bütçe açığı/milli gelir oranının 2013'te yüzde 4'e, 2014'te yüzde 2.3'e düşeceğini öngörüyor. Bu rakamlar gerçekleşirse, toparlanmaya çalışan ABD ekonomisi büyük darbe alır. Tüketicinin borç azaltma süreci devam ediyor. Bu kesimin eski ritmini bulması zaman alacak. Kamu bütün muslukları kısamaz. Bu nedenle; Fed'in kolay para politikası devam edebilir.
Yunanistan'ın borç yapılandırması ile ilgili olarak; özel sektör katılımının istenilen orana ulaşabileceğini düşünüyorum. Bir yol bulunur. Yunan tahvillerindeki riske karşı bir sigorta olarak alınan CDS'lerin işleme konulması işleri karmaşık hale getirir. Yunanistan'ın orta dönemde euro sisteminden çıkmasını beklemekle beraber, Avrupalı politikacıların kısa dönemde bir Yunan iflasına hazır olmadıklarını düşünüyorum.
Çin'in büyüme hedefini yüzde 7.5'e indirmesi sürpriz değil. Son birkaç ayda, Çin ekonomisinin 2012'de sert bir iniş yapmasını bekleyenlerin sayısı arttı. Ekonomide yumuşak bir iniş beklentimi koruyorum. Büyüme yüzde 7'nin üzerinde kaldıkça bir sorun yok. Büyüme hedefinin tutmaması, yönetimdekilerin kariyerini bitirebilir. Bu açıdan; hedefin düşük gösterilme olasılığı, yüksek gösterilme ihtimalinden daha fazla olabilir. 90'ların sonlarından beri, büyüme rakamının hedefin hep üzerinde geldiğini de belirtelim.