Berbat

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

İki haftadır kötü insan ve kötü yöneticiden bahsediyorum. Bu hafta berbat yöneticilerden bahsedeceğim. Tahmin ettiğiniz gibi berbat yönetici hem kötü insanlık hem de kötü yöneticilik becerilerini (!) kişiliğinde toplayanlardır. Yani bir yandan terbiyesizlik eder öte taraftan şirketin stratejisi ve dolayısıyla kaynak kullanımını yüzüne gözüne bulaştırır. Tabii şimdi akla gelecek ilk soru 'bu yöneticinin şirketi para kazanır mı?' sorusudur. Ne yazık ki kazanır. Bunlar kıymetli dostum Uğur Özmen'in dediği gibi başına kimi koysanız para kazanacak şirketlerdir. Bunların yöneticileri işlerini sırtlayan yöneticilerin aksine işlerinin sırtına binerler. Ekonomisi çarpık ülkelerde bunun bir çok örneğini görürsünüz. "Ne yazık ki" diyorum çünkü bu yöneticilerin başarılı olmaları işletmecilik mesleğine ve bu mesleğin öğretisine olan güveni yerle bir eder. Zaten "Biz okuduk da mı zengin olduk?"; "Adam iki okuldan başarısızlık nedeniyle kovulmuş, şu kurduğu şirkete bir bakın" aykırı mesajlarıyla kafalarına vurulan işletmecilik öğrencileri bu mesleğin bir meslek olarak çalışılması gerektiğine gitgide inanmamaya başlarlar. Hele "Berbat" yöneticilerin işletmecilik öğretilerinin çoğunu ihlal etmelerine karşın para kazanmalarına bakıp bu mesleğin tahsiline saygılarını kaybederler.
Peki nasıl oluyor da kötü insan ve kötü yönetici şirketine para kazandırıyor? Şirket başarısı için yöneticilerin iyi insan olmasının ne yeter ne de gerek şart olmadığını yazmıştım. Mutsuz personelin daha az üretken olduğu şeklinde bir kanıt yoktur. Tersine mutsuz personelin, mutlu personelden daha verimli çalıştığı sık rastlanan bulgulardandır. Elbette insan gibi insan yöneticilerin mutlu personeli arzulanan bir durumdur. Neticede bir iş yapılacaksa bunu hep birlikte neşe ile yapılmasının faydaları çoktur.  Şirketin iyi yönetilmemesine karşın başarılı olması ise bambaşka bir konu.
Öncelikle 'iyi yöneltmeyen şirket' etiketine dikkat etmek gerekir. Bir şirketin iyi yönetilip yönetilmediği dışarıdan bu şirkete bakıldığında sonuçlardan çıkarılan bir bulgudur. Başka bir deyişle sonuçtan geriye doğru yapılan bir teşhistir. Şu mantığı bir düşünün: Ticari başarısı olmayan her şirket kötü yönetiliyor; kötü yönetilen her şirket ticari başarısızlık gösterir. Yani kötü yönetim ticari başarısızlık için yeter ve gerek şarttır. Ben çok emin değilim. Bu mantığın birçok istisnasını gördüm.
Bir önemli istisna ile başlayalım. Tekelleşmenin şirketlerin tek amacı olması gerektiğini defalarca vurgulamıştım. İster rakipsiz şirket deyin, ister tek tabanca, ister niş şirketi. Rekabet ortamı içindeki şirketler, kaynaklarının planlama ve kullanımını akıllı stratejiler içinde şirketlerinin pazarlama ve üretim işlevlerinde kullanarak tekelleşmeye çalışırlar. Şu veya bu şekilde tekelleşen şirketler kaynaklarını statükoyu korumaya harcarlar. Kaynaklar ele geçirilen pazarların öldürmeden sömürülmesine yönelir. Çünkü ortada rakip yoktur. Bu durumdaki bir şirkete dışarıdan bakıldığında görülen manzara şirketin stratejisinin çok da sarih ve akıllı olmadığı ve buna bağlı olarak kaynakların da iyi planlanıp kullanılmadığı yönünde olur. O zaman da "Bu şirket nasıl para kazanıyor şaşılacak şey yahu" gibi ifadelere rastlanır.
Böyle şirket çoktur. Kimi doğal olarak, kimi ekonomideki çarpıklıklardan, kimi de siyasi iktidarlarla yapılan anlaşmalardan tekelleşmiştir. Doğal olarak tekelleşen şirketler genellikle niş tanımına uyan yeteri kadar büyük, fakat rekabetin kar getirmeyeceği kadar küçük pazarlarda çalışan firmalardır. Şirketler ekonomideki çarpıklıklardan yararlanarak, bir çok ülkede resmen yasak olan uygulamalarla tekelleşirler. Söz gelimi dağıtım kanallarına rakip malları dağıtmamaları yönünde baskı kurarak, hammadde tedarikinde rakiplere dünyayı dar ederek, haksız rekabet yaparak. Siyasi iktidarların resmen veya gayrı resmi olarak kurduğu tekeller de vardır. Bunlar devlet kurumları değil şu veya bu nedenle devletin tekel olmasında bir mahzur görmediği özel şirketlerdir. Kotalar, ihale kanunları, ithalat-ihracat rejimleri, devlete ait tesis, alt yapı ve diğer olanakların kullanımı gibi konularda kayırmacılık yapılarak tekelleşen şirketlere Dünya'nın her yerinde sıkça rastlarsınız. Bu tür şirketler kağıt üzerinde kötü yönetilmelerine karşın, ticari başarılar gösterirler.  Şaşacak bir şey yok.
Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019