Berat Bey’in işi çok zor
Türkiye ekonomisinin üç yıllık yol haritasını belirleyecek olan Orta Vadeli Program’ın(OVP) yarın açıklanması bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, geçen hafta yaptığı açıklamada, “OVP açıklandığında herkes gerçekçi, günün sorunlarını doğru tespit etmiş ve doğru aksiyon planlarını kurgulamış bir program görecek. OVP küresel piyasaların ve yatırımcıların Türkiye’ye güvenlerinin güçlü şekilde tesisini sağlayacak”, demişti.
TC Merkez Bankası’nın, üzerindeki “vesayet” baskısından şimdilik kurtulduğunu düşündüren şok faiz artırımı kararı sonrasında Sayın Bakan tarafından yapılan bu açıklama, Türkiye ekonomisinin geleceğiyle ilgilenen herkesin OVP ile ilgili toplantıya odaklanmasına yol açtı. TC Merkez Bankası’nın son faiz adımı ve Sayın Bakan’ın OVP ile ilgili açıklamaları, dünyada “ekonomik kriz” denince ilk akla gelen ülkelerden biri haline gelen Türkiye’deki yönetimin, piyasalarla inatlaşmayı bırakıp krizden çıkış yolunda ciddi adımlar atma noktasına geldiği umudunu yarattı. Piyasaların beklentilerini karşılayacak bir OVP ortaya konabilirse bu izlenim daha da güçlenecek ve bu programın uygulanması dikkatle izlenecektir.
Güven sorunu aşılabilecek mi?
Yarın açıklanacak olan Orta Vadeli Program’ın öncelikli hedefi, Sayın Bakan’ın açıklamasında belirttiği gibi, Türkiye’nin bu noktaya nasıl geldiğini doğru tespit ederek piyasaların ve yatırımcıların güvenini kazanmak olmalıdır. Bu güven sağlanabildiği takdirde Türkiye, hızlanan sermaye çıkışının yerini sermaye girişine bıraktığı ve Türk lirasının dünyada en çok değer kaybeden iki paradan bir olmaktan kurtulduğu bir ortama yönelebilir. Bunun gerçekleşmesi piyasaların duymak istediği mesajı almasına bağlıdır.
Biraz ekonomiden anlayan herkesin çok iyi bildiği gibi, Türkiye bugün geldiği noktaya “dış güçlerin saldırısı” nedeniyle değil, ekonominin kapasitesini zorlayan büyüme rakamlarına erişmeyi hedefleyen sorumsuz politikalar nedeniyle geldi. Bugün yaşananların temelinde, dünyada likidite bolluğunun azalmaya ve dolar faizinin artmaya başladığı döneme, dövize dayalı borcu büyüyen bir ülke olarak giren Türkiye’nin ekonomide büyüme rekoru kırmaya odaklanması ve döviz dengesinin kontrolden çıkması yatıyor. Türk lirasındaki değer kaybının kontrolden çıkması “ABD saldırısının” değil bu sorumsuz ekonomi politikaların kaçınılmaz sonucu.
Berat Bey’in işi neden zor?
Yarın açıklanacak olan Orta Vadeli Program’ın inandırıcı olabilmesi için her şeyden önce ekonomimizin yapısıyla uyumlu, gerçekçi bir büyüme hızının hedeflenmesi ve bu hedefe yönelik politikaların belirlenmesi gerekir. Daha hızlı büyümenin ancak her alanda gerekli olan yapısal reformların gerçekleştirilmesi halinde sürdürülebilir olacağı da açıklıkla ortaya konmalıdır.
Programın gerçekçi hedeflere yönelmiş olması çok önemli ama başarılı olması için yeterli değil. Türkiye’nin içine sürüklendiği kısır döngüden çıkması için ekonomideki kaçınılmaz yavaşlamanın iyi yönetilmesi ve programın kararlılıkla uygulanması da büyük önem taşıyor. Bu noktada kararlı olduğunu ifade eden Sayın Bakan’ın işini zorlaştırabilecek olasılıkları da hesaba katmak gerekiyor.
* Bunların başında programın temel yaklaşımına ters düşen ve piyasalarda güvenin sağlanmasını zorlaştıran beyanların tekrar gündeme gelmesi olasılığı geliyor. Dünya ve piyasalar Türkiye’yi çok yakından izliyor, yetkili kişilerin beyanlarını anında yansıtıyor. Türkiye’nin bugünlere gelmesinde önemli rol oynayan bu kötü alışkanlığın sürmesi halinde hem Sayın Bakan’ın hem de programın inandırıcılığına gölge düşmesi kaçınılmaz olacaktır.
* İkincisi, yaklaşan yerel seçimlerin, programın eksiksiz uygulanmasını ve mali disiplinin sağlanmasını zorlaştırması da hesaba katılması gereken bir olasılıktır.
* Üçüncüsü, bugün gelinen noktada çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunan iş dünyasında herkesin kendi firmasını ya da sektörünü ayakta tutabilmek için programı rayından çıkaracak taleplerle Sayın Bakan’ın kapısını aşındırması da güçlü bir olasılıktır.
Neresinden bakarsak bakalım, iddialı bir işe soyunmuş olan Berat Albayrak zor bir sınavla karşı karşıyadır.