Benim hayalimdeki seçim yarışı ve bugünkü yarış...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Önce hayalimdeki seçim yarışını ortaya koymaya çalıştım. Ve bugün o yapıdan, tek seçmenin oyunun bile değerlendirildiği demokratik yapının çok uzağında olduğumuzu görüyorum. Ama bugünkü yapı içinde bile önemsememiz gereken bazı konular olduğunun da altını çiziyorum. Siz okurlarımdan da kendi önerilerinizle küçükte olsa demokratikleşme yolunda adımlar atmanızı öneriyorum. 

Benim hayalimdeki seçim yarışı, kullanılan tek oyun bile yok olmadığı 1960'lı yılların Milli Bakiye sistemi gibi bir sistem içinde gerçekleşmesiydi. Bugünkü gibi barajlarla oy verenin önünün de, seçimdeki adayların da önüne sınırlar engeller koyulmamasıydı.

Yarışa katılacak üyesi olduğu partinin milletvekili liste sıralamasını ön seçimle oyuyla demokratik bir şekilde belirlemesine katkıda bulabilmesiydi. Seçimler sırasında da dar bölge sisteminde olduğu gibi listelerde bire bir yakından tanıyabilmesiydi. Bu yüz yüzelik milletvekili seçilen bireylerin parti başkanının isteklerini değil, kendisini seçen seçmeni önemsemesi sonucunu getirecektir. Dünya demokrasi örnekleri bunu ortaya koymaktadır.

Bu ideal modeli başka örnekleriyle de uzatabilirim/uzatabilirsiniz. Ama bugün listeler ağırlıklı olarak genel başkan ve yakın çevresi tarafından belirleniyor. Yer yer temayül yoklamaları, yer yer de bazı illerdeki ön seçimlerle bu seçime biraz demokrasi sosu katıyorlar.

O nedenle hayalimdeki seçim yarışını kenara bırakıp, bugünkü yarıştan beklentilerimi ortaya koyayım:

-Bu yapı içersindeki beklentimin ilk sırasında partilerin söze dayalı değil programa ve projeye dayalı propaganda yapmalarını bekliyorum. Partilerin birbirlerinin projeleri karşısında sadece reddiyeyle ortaya çıkmalarını değil, daha iyisini nasıl yapacaklarını anlatmalarını, kendi projelerini ortaya koymalarını bekliyorum.

-Yarışmanın proje bazında olması sağlanabildiği oranda partilerin birbiri önüne engeller koymaya çalışmaları, bel altından vurmalarla öne geçmek istekleri gündemden düşecektir.

-Aynı şekilde liderler ve adaylar sürekli sokak çocukları gibi bağırarak değil sakin proje anlatımlarıyla, sağlıklı, kulak tırmalamayan bir propagandayla karşımıza çıkacaklardır.

-Her ne kadar milletvekili adaylarının büyük çoğunluğunu liderler adeta tayinle listelere yerleştirmiş olsalar da, adayların seçim bölgelerinde kendilerini seçmenlerine tanıtmak için çalışmalar yapmalıdırlar. Neden milletvekili olmak istediklerini, hangi sorunların çözümü için çalışacaklarını, hangi konularda ülke ve bölge çıkarı için taviz vermeyeceklerini net bir şekilde açıklamalı, söz vermeliler.

-Partiler ve milletvekili adayları propaganda çalışmalarında yaptıkları harcamaların kaynağını net bir şekilde ortaya koymalılar.Halkın kendi seçim harcamalarına katkısını talep eden kampanyaları bile gündemde tutabilmeli, hiçbir gizli hesap verilemez kaynak kullanmamalıdırlar.

-Mutlaka seçime girerkenki mal varlıklarını açıklamalıdırlar. Dönem sonunda da mal varlığında önemli bir artış olmadığını gösterebilmelidirler.

-Eğer bir işadamı olarak siyasete atılıyorlarsa, hem ticari faaliyetlerini dondurduklarını, yönetimdeki görevlerini terk ettiklerini belgelemelidirler. Hem de ayrılsalar bile firmalarının devletten iş almamasına özen göstermelidirler.

Bu tabloya sizlerde beklentilerinizi ekleyip uzatabilir ve kendi seçim dönemi beklentinizi ortaya koyabilir bunu yakınlarınızla paylaşarak, daha iyi bir seçim yolunda ilk adımların atılmasına yol açabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar