Ben söylemiştim...
Klişe bir söz vardır ya “Ben söylemiştim demeyi sevmem” diye. Ben aksini savunuyorum ve “Haklı çıktığım zamanları söylemeyi seviyorum” diyorum. Çünkü, işin farklı boyutlarını inceleyip bir yorum yaptığımda ve bu yorum beni haklı çıkardığında kusura bakmayın ama dürüstçe yazmak zorundayım gururum okşanıyor ve “Ben söylemiştim” diyorum.
Bu seferki ben söylemiştim yorumunu yapma nedenim ise motorsporları. Malum Formula 1 elimizden gitti. Elimizde, durumu şimdilik kurtarmak adına yapılan “Orasını şöyle yaparız, burasını böyle değerlendiririz” demeçleri ve önümüzdeki ay kapısına kilit vurulacak bir bir pist kaldı. 220 milyon dolar ve her yıl yarışlar için ödenen paralar gitti. Karşılığında ne aldık, ne kadar tanıtım yaptık onu “İşi bilen, uzmanlara” sormak lazım. Ama, Türkiye’de daha ilk yarış bile yapılmadan, 2005 yılı Mart ayında, o zaman çalıştığım gazetedeki köşemde iki yazı halinde, “İlk yarışta sponsorlar ve siyasiler kanalıyla dolacak tribünler kimseyi kandırmasın. Eğer mantıklı bir planlamayla organizasyon yapılmazsa bu pistin bomboş kalacağını ve hayalet bir pistin hiç kimsenin işine yaramayacağını” yazmıştım. Daha sonra da gidilen yolun hatalı olduğunu vurguladım. Ama karşılığında, bol süslü, pahalı dolmakalemlerle imzalanmış, yüksek tepelerden, “Hayır efendim, biz şöyle yapıyoruz. Böyle çalışıyoruz” demeçleri aldım.
Maalesef dediğim oldu. Motorsporları kültürü olmayan bir ülkede Formula 1, bol geldi. Herkes bilet fiyatlarını suçluyor ama biletler bence pahalı değildi. Renault’nun düzenlediği ve her ülkede F1 kadar izleyici toplayan ve de ayrıca bedava
olan organizasyon bile bizde boş tribünlere oynamıştı. O yüzden sorun bilet değil, sorun dere yatağına ev yapmak gibi temeli sağlam olmayan bir yerin üzerine saray kurmaktaydı.
İkinci ben söylemiştim vakası da Peugeot’dan geldi. Peugot Türkiye motorsporlarından çekildiğini açıkladı. Bu konuda da geçtiğimiz haziran ayında çarşaf çarşaf ilanlar yayınlanırken ben “Peugot başarılı mı?” sorusunu sormuş ve yapılan etkinliğin ileride bütçe daraldığı anda ilk kurban edilecek bütçe kalemi olduğunu bunun yerine harcanan paranın tabana yayılmasının çok daha etkili olacağını vurgulamıştım. Hatta bu yüzden Peugeot yetkilileri ve meslektaşlarımla da tartışmıştım.
Nitekim bu yıl bütçenin daha satış odaklı harcanması kararı çıkmış olacak ki geçen seneki başarıların devamının getirilmesi istenmemiş. Sözü bağlarken tekrarlamak istediğim bir konu var. Kim olursa olsun, eğer motorsporlarına para yatırmak isteyen varsa lütfen işi kısa vadeli düşünmesin.
1 milyonu tek seferde harcayıp, sonraki sene “harç bitti yapı paydos” demek, sadece ve sadece bu sporun “profesyonellerine” yarıyor. Onun yerine motorspor aktivitelerini, satışa dönük aktivitelere çevirecek organizasyonlarla birleştirmek ve bu 1 milyonu 10 yılda 100 bin olarak harcamak kesinlikle çok daha yararlı olacaktır.