Ben öğrendim…
Bugünkü sohbetimize farklı başlayalım istedim.
Genç bir arkadaşımızın söylediklerini endişe ile dinledikten sonra, bunları dillendirmek geçti gönülden.
Özdeyiş; "Kişi kusurunu bilmek gibi irfan olmaz"
Kişinin kendinde eksik olanları bilebilmesi kadar değerli bir bilgi olamaz. Kim demiş ise çok güzel demiş de aynaya bakmayı bilenler, akıllarına dönüp bakmayı bilebiliyorlar mı acaba?
"Öğrenmek pahalıdır; ama cehalet çok daha pahalıdır. Henry Clausen"
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Pasifik Kuvvetleri Komutanı'nın “Japonlar Pearl Harbour’a saldırmazlar" demesinin akabinde, Japonların saldırısıyla limandaki kuvvetlerinin akıl almaz kayıplara uğraması, sanırım bu sözün kaynağı olmuştur.
Bunların hepsinin önüne, Kuran-ı Kerim Zümer Suresi 9. Ayeti koyalım; "De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.”
Genç dostumuz iki yıllık meslek yüksek okulunu bitirmiş. Piyasada geçerli bir bölümde okumuş ve mezuniyeti sonrasında da iş bularak bir süre çalışmış. Farklı işyerlerinde çalışması süresi boyunca da mesleki uygulamalarını da geliştirme olanağı bulmuş. Şimdi işsiz dolaşıyor. Nedenini sorduğumda "İnsanı üç otuz paraya çalıştırıyorlar, bilgime değer vermiyorlar, ben mesleğimi biliyorum, olması gereken ücreti vermezlerse çalışmayacağım" diyerek, oturduğu koltuğa yayılmıştı. Sorduğum sorulara verdiği cevapları duysanız, edebiyatta Shakespeare veya yazılımda Bill Gates olmuş diyebilirsiniz.
Günümüzün bilgi çağı ortamında hızla değişen teknoloji ve uygulamalar ile her meslek dalında sektöre beslenen bilgi yığınından uzak kalmaktan söz edince de verdiği "Onlar kolay, bir başladım mı her şeyi yakalarım" cevabı, insanı çileden çıkartmaya yetiyordu.
Tartışmayı uzatmamak ve ortamı gerginleştirmemek adına bu cevabı hafif bir gülümsemeyle geçiştirip, çıkıştaki aynada kendime baktım…
Bu genç insanla yaptığım konuşma bana, okuldaki bazı öğrencilerimin kariyer konusunda verdikleri cevapları hatırlatmıştı. Dış Ticaret Yönetimi ve İşlemleri dersini niye aldıklarını hep sorarım. Cevaplar çok değişik oluyor, başka seçimlik ders kalmamıştı, kredi tamamlamam gerekiyor, saati bana uygundu, konuya ilgi duyuyorum, arkadaşım önerdi, danışmanım tavsiye etti vb. Sınıftaki sorduğum ikinci soru hep "Kariyer olarak ne düşünüyorsunuz" oluyor.
İşte beni dehşete düşüren cevap burada geliyor “Danışman olacağım."
Hem de okul mezuniyetinin hemen bitiminde hızla bu işe girişmeye karar vermiş öğrenciler bile çıkıyor.
Geçtiğimiz yıllarda T. İş Bankası’nın istekobi.com.tr sayfası üzerinden bana yönlendirilen bir soruyu okuduğumda yanımdaki arkadaşıma "Kırk küsur yıllık ihracatçıyım amma ne böyle bir olayla karşılaştım ne de duydum" demiştim. Bana danışılan çözüme hemen cevap verebileceğim halde, güvenilir kaynaklarımla teyiden konuştum ve mevzuatı bir kere daha gözden geçirdim. Bilgimden bir kere daha emin olduktan sonra, danıştıkları konuya ilişkin cevabımı yolladım.
Çıkıştaki aynada kendime baktım demiştim.
Aynadaki görüntümle konuşup, "Affedersiniz siz salak mısınız diye sormazlar mı sana Şefik bey, bunca yıl sonra bile hala okuyup araştırıyorsun" diye kendimle dalga geçmeye çalıştım.