Ben neler istesem, kimlerden istesem?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Birileri olmadık isteklerde bulunuyor ya şu son günlerde; ben de istesem istesem, DÜNYA Gazetesi’nden bir şeyler isteyebilirim, diye düşündüm. Neler isteyebilirim, diye bir liste yaptım; buyurun…

Örneğin, Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ’ın başının etini yiyebilirim, "Maaşımı artırın" diye…

Her gün sitem edebilirim, sızlanabilirim, "Yazılarımı birinci sayfadan göstermiyorsunuz, hatta zaman zaman manşete çıkararak vermiyorsunuz" diye…

Yazılarımdan dolayı benimle muhatap olma talihsizliği yaşayan Yazı İşleri Müdürü Önder Barlas’la her gün didişirim, "Bana daha çok yer ayırmıyorsun" diye… Ya da yazımı gönderdikten sonra Önder’in telefon ederek "Yazı uzun veya kısa olmuş" demesi karşısında (hiç dediği de yok ya) cinlerim tepeme çıkar, hele hele birine çatmak için bahane arıyorsam, saldırıveririm Önder’e…

Bir de Önder’in iki ayağımı bir pabuca sokan (mesela) "Yazı nerede kaldı" telefonları yok mu! Örneğin Merkez Bankası o gün yazılması gereken, ertesi güne bırakılamayacak önemli bir veriyi saat 14.30’da açıklıyorsa ve bunu en kısa süre olarak bir saat içinde yazabiliyor ve ona göre gönderebiliyorsam, bu benim suçum mu? Ama gel anlat anlatabilirsen, beş dakikada bir telefon ve "Nerede kaldı yazı" sorusu. Hakan’a, "Alın şu adamı başımdan" desem, kiminle muhatap olacağım ki, ya Veysel Ağdar ya Ece Ceyhun ile. Önder’e razı olmak en iyisi galiba, bu konuda bir şey isteyemedik, vazgeçtim.

Yazılarımda zaman zaman yer alan grafiklerin hep renkli olmasını isteyebilir, ayarlamayı istediğim gibi yapmayanlara tavır koyabilirim, "Beni önemsemiyorsunuz" diye… Yazı yazmak da ucundan kıyısından sanat değil mi, yok mu hiç kapris yapma hakkımız yani!

Yazılarımı DÜNYA'nın internet sayfasına koymak için düzenleyen İnternet Servisi Haber Müdürü Ferhat Polat ve o servisteki diğer arkadaşlarla "Yazımın başlığını tam göstermemişsiniz, yazıda paragraf geçişlerine boşluk vermemişsiniz, tablo istediğim gibi yer almamış" gibi gerekçelerle her gün didişecek bir konu bulabilirim.

Hakan Güldağ’ın "O konuya değinmeyelim, o konuyu yazmayalım, öyle bir eleştiride bulunmayalım" türü müdahaleleri karşısında sesimi yükseltir, "Bana karışamazsınız" diye avazım çıktığı kadar bağırabilirim. (Bu şekilde bağırma fırsatı hiç verilmedi ya; hem zaten ben de mesela demiştim.)

DÜNYA bünyesinde yayımlanan TOBB’un Ekonomik Forum Dergisi’nde her ay hazırladığım beş sayfanın daha gösterişli olması için editör arkadaşım Gülder Demir’den bazı şeyler isteyebilirim; ama ne? Gülder Demir zaten sayfaları olabildiğince güzel hazırlıyor, hazırlatıyor. O konuda da bir şey isteyemedik!

"Hata yapma özgürlüğü tanıyın!"

Şaka bir yana, bütün bu konularda ya da benzerlerinde istekler sıralayabilirim. Ama bir konuda istekte bulunma hakkım yok:

"Ben istediğim gibi, neredeyse iki günde bir ciddi hatalar yaparak yazabileyim, bundan dolayı bana kimse karışmasın, kimse uyarıda bulunmasın…"

Yani Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ’dan, "Bana her gün hata yapma özgürlüğü tanıyın" şeklinde bir istekte bulunabileyim, o da "Hay hay, ne demek, sen istediğin gibi, istediğin sürece hep hata yapabilirsin" desin.

Trafik, trafik, trafik!

Sizin, benim, sokaktaki Ahmet efendinin, evindeki Fatma hanımın tercihiyle 550 kişi arasına girenlerin son günlerde gündeme getirdikleri tüm parasal istekleri kabul edilebilir, tüm protokol istekleri kabul edilebilir; doğrusu onlar beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor, hatta parasal isteklerine sıcak bakmak bile gerektiğini düşünüyorum.

Ama bir istek var ki, trafik cezası yazılmasın, isteği…

Bunun anlamı şu:

"Ben bile bile hata yapacağım, kuralları ihlal edeceğim, bu ihlalime göz yumulsun."
Ne güzel, ne güzel! Acaba bu kural ihlali sırasında bir kaza(!) meydana gelirse, örneğin bir gariban canından olursa, ne olacak? Türkiye’de birini öldürmek isteyenlerin buna trafik kazası süsü vermesi hayırlarınadır, dolayısıyla bu kazayı yapan hele hele 550’den biriyse hiçbir şey olmaz da, ya o diğer el kaldıranlar, onlar ne hisseder acaba bu durumda?

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar