Belki ders çıkaracağımız bir deney: Arjantin

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

The Economist dergisi Arjantin’i kapağına “Arjantin Trajedisi/ 100 yıllık çöküş” başlığıyla taşıyor. 1914’te dünyanın en zengin 10 ülkesi içinde yer alırken, bugün kişi başına gelirde ilk 100’e zor girdiğini belirtiyor. The Economist şu yorum cümlesiyle değerlendirmesini noktalıyor: “Gelişmiş ülkeler grubuna bu denli ‘Yaklaşan’ ve sonra ‘uzaklaşan’ ikinci bir ülke yoktur.”

Geçen yüzyılda 5 darbe yaşayan Arjantin’de buna yol açanın, Birinci Dünya Savaşı sonrası daralan dış konjontür nedeniyle korumacılığı seçmesi, o yetersiz kalınca 1930’da askeri müdahaleyi çözüm görerek totaliterizme kayması olduğu görülüyor. Bu daha sonraki yıllarda da yeni darbelere çağrıya yol açıyor. Ve 4 olumsuz sonuç yaratıyor:

- Ülkede hayati önemi olan “işleyen kurumlar” oluşturulamıyor.

- Darbeler, demokrasinin temel kurumları siyasi partilerin gelişip serpilmesine ket vuruyor.

- Demokrasinin kök salması darbelerle önlenince, ülkede rüşvet ve kayırmacılık sistematik hale geliyor. Ülke Dünya Şeffaflık Endeksinde 106. sıraya geriliyor.

-Eski Yunanca’da kafadar anlamına gelen “Kronos” sözcüğünden türetilen “Crony kapitalizm” (Eş-dost kapitalizmi) ülkede hakim oluyor.

Bunların  doğal sonucu olarak, Arjantin’in 100 yıl önce büyük imkanlarla başlayan, zenginlik içeren ekonomik yolculuğu, yoksulluk ve fakirlik sonucuyla karşılaşıyor.

Peki, The Economist’in “Arjantin Trajedisi/ 100 yıllık  çöküş” nitelemesini hangi başlıklar altında sıralayabiliriz:

- Ülke 100 yıl önce 1914’te zengindi ama modern değildi.

- Eğitim sistemi aksaktı. 20. Yüzyıl başında eğitim düzeyi ilkokul seviyesindeydi.

- Dünya rekabetine döviz harcayarak ve ithal teknolojilerle hazırladı.

- İç tasarruf çok düşüktü, ekonomisinde dış kaynak ağırlıklı model hakimdi.

- Dış ticareti yanlış yönlendirildi. 1946’da GATT kurulurken Peron dış ticareti denetleyen kurum oluşturdu.

- Ülkenin verimli toprakları Pampas, yüzde 1’in elinde toplandı. Ülkede gelir dağılımı bozuldu.

- Müdahalecilik, rekabet ortamının gelişmesine fırsat vermedi. 2006’da tahıl ihracatında 4. sırada olan ülke, geçen yıl 10.’luğa geriledi.

- Mülkiyet hukuku güvenilmez sonuçlar vermeye başladı. 2012’de ülkedeki en büyük petrol şirketi olan İspanyol Repsol tek yönlü kararla devletleştirildi.

- Peron’un 1946 yılı iktidarından başlayarak yüksek yargı sürekli olarak müdahale grdü.
Evet, zaman zaman birlikte anıldığımız Arjantin’deki tablonun özeti bu...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar