“Belirsizliklerle yaşamak...”
Bir iş adamı dostumla dün sabah sohbet ederken, alışkanlıkla her zamanki gibi “Ne var, ne yok, nasılsın” diye sorduğumda, “Nasıl olayım belirsizlikler içersinde yaşamaya çalışıyorum. Sisler içinde yol arıyorum” cevabını aldım.
Böyle cevap alınca onu biraz deştim. “belirsizliklerin” neler olduğunu sordum. Sıraladıklarını size aktaracağım:
-22 Mayıs AK Parti Kongresi'nde Genel Başkan kim olacak? (Dün saat 13.00’te Binali Yıldırım’ın ismi Ömer Çelik tarafından açıklandı) Yeni başbakanın hükümeti kimlerden ne zaman oluşacak? MHP’li birileri, söylendiği gibi hükümette yer alacak mı?
-Dokunulmazlıklar konusundaki cuma günü (bugün) ikinci oylamada ne sonuç alınacak? İlk tur oylamada olduğu gibi 367’nin altında 330’un üstünde bir oy çıkarsa Cumhurbaşkanı referandum kararını mı verecek, Meclis’e geri mi gönderecek?
-Referandum denirse kırılma yaratması, Türk/Kürt ayrışmasına neden olması gündeme gelmez mi? Böyle bir sonuç ülke coğrafyasında Doğu/Batı şeklinde bir bölünme görüntüsünü ortaya çıkarmaz mı? Ülkenin Doğu’sunda sağlıklı bir referandum yapılması sağlanabilir mi?
-Yurtdışından eleştirilerin artması, AB ilişkilerinin karşılıklı açıklamalarla gerginliğe yol açması söz konusu olmaz mı?
-Bu gelişmelerin MHP ve HDP’yi baraj altında bırakacağı iddialarını içeren yorumlar her geçen gün artıyor. Bu durumda AK Parti’nin yıl sonunda bir erken seçimle Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir sonuç beklentisiyle harekete geçmesi düşünülebilir mi? Bu yıl içinde erken seçim için sandık ortaya konulur mu?
-AK Parti’nin talepleri arasında tekrarlanan Parlamenter sistem yerine "başkanlık sistemi" ya da "partili cumhurbaşkanı" sistemi, ülkemiz ve iş dünyamızın yaşamında ne tür etkiler ortaya çıkarır. Bu durumda Anayasa’da ve yasalarda hangi değişikliklerin yapılması gerekir, bu değişiklikler ne kadar zamanda tamamlanır?
Biraz soluklandıktan sonra devam etti, “Gördüğün gibi daha Rusya ile ilişkiler, AB ile ortada duran sorunlar, Fed’in bu yıl kaç faiz kararı alacağı, Suriye’deki durumun ve IŞİD’in bize yaşattığı terör olaylarından, PKK’nın artık şehirlere yönelen saldırılarından söz etmedim. Belirsizlikler her zaman bizim için söz konusudur. 40 yıllık iş yaşamımda ben hep belirsizliklerle boğuştum. Ama hiçbir zaman belirsizlik sisinin bu kadar yoğun olduğunu, yerdeki pus olarak boğucu hal aldığına tanık olmadım” diye değerlendirmesini noktaladı.
Onunla konuşma sonrası ben de “Bunca belirsizlik içinde bir iş adamı nasıl karar verebilir”diye düşünmekten kendimi alamadım...