Belirsizliklerin odağı...
Türkiye ekonomisinde, 2009 yılına ilişkin en önemli belirsizlik kaynağı nedir diye sorulduğunda yanıtların döviz kuru üzerinde yoğunlaştığı dikkat çekiyor. Bu değişkene ilişkin tahminler ise oldukça geniş bir aralığa yayılarak riskin oldukça yüksek olduğuna işaret ediyor. Evet dünya ekonomisi 2009 yılında daralmaya devam edecek ve sermaye hareketlerini de aynı yönde etkileyecek; ülkemizdeki toplam döviz arzı daralacak ve tüm beklentiler bu duruma paralel olarak değişkenlik sergileyecek.
Döviz piyasalarında yaşanacak gelişmeler ekonomiden siyasete tüm değişkenleri, bunlara ilişkin beklentileri ve değişmez denilen uygulamalar da dahil olmak üzere tüm politikaları etkileyecek. Bu durumun farkında olanlar farklı davranış biçimleri sergileyebilir. Kısa vadede döviz kurlarında aşırı hareketliğinin olmaması ya da sınırlı kalması için çaba harcanarak zaman kazanılması ve bu süreçte taşınan risklerin azaltılarak potansiyel kaybın azaltılması şeklinde özetlenecek bir yaklaşımın etkisi daha bugünden yoğun bir şekilde hissediliyor. Bankacılık sektöründe son bir kaç ay içinde devreye giren yeni strateji herşeyi özetliyor; eski yaklaşımlarda ısrar etmenin faydasından çok daha büyük kayıplar getireceği çok iyi anlaşılmış!.. Sermaye hareketlerindeki daralma tüm ekonomiyi doğal olarak mali sistemi de aynı yönde etkileyecek. Banka bilançoları daha fazla büyüyemeyecek bazıları bir miktar küçülecek, Menkul Kıymet Portföyü zorunlu olarak büyürken bireysel ve kurumsal krediler daralacak.
Döviz kurlarında yukarı yönlü hareketin ve dalga şiddetinin olabildiğince sınırlı tutulabilmesi için eski hikayeler temcit pilavı gibi gündemde tutulmaya devam edecek, fakat beklentiler üzerindeki etkisi oldukça hızlı bir şekilde aşınmaya devam edecek. Bu süreçte döviz kuru ve kambiyo rejimine ilişkin tartışmalar da ön plana çıkacak. Birileri hiçbir şey değişmeden döviz kuruna bağlı belirsizliği ortadan kaldıran bir kur sistemi aramaya çalışacak ama bulamayacak; sorunu çözmek için kambiyo rejimi tartışılacak fakat sermayenin özgürlüğünün sınırlanması her şeyin değişmek zorunda, kalacağı yolu iyice genişletecek. Özetle söylemek gerekir ise hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; bir devir sancılı bir şekilde son dönemini yaşarken şu anda büyük bir belirsizlikten ibaret olan yeni dönem zaman içinde şekillenecek.
Merkez Bankası'nın 2009 yılı para programı da küresel olumsuzlukların devamı durumunda devreye girecek yeni yaklaşımları hesaba katmış. Sermaye arzında dış piyasa kökenli daralmanın para arzı, paranın devir hızı, mali sektör ve tüm ekonomi üzerindeki eskiden olduğu gibi faiz yükseltip edilgen bir bekleyişle geçirmeyecekler. Merkez Bankası'nın menkul kıymet portföyü büyüyebilir ve çok uzun süredir kapalı olan bankalara krediler yeniden devreye girebilir. Sonuçta küresel olumsuzluk nedeniyle döviz arzı daralırken içerideki uygulamalar döviz talebini uyaracak, sonuçta dalgalı bir şekilde döviz kurlarının yukarı yönde hareketlendiğine tanık olacağız. 2009 yılı sonuna ilişkin başta döviz kuru olmak üzere tüm tahminler sürekli olarak değişecek, beklentiler olumsuzlaşacak, dirençler kırılacak. Ekonomik, sosyal ve siyasi istikrarsızlık kademeli olarak artacak. Ekonomi birimlerin bakış açısı kısa vadeden orta vadeye doğru kaymak zorunda kalacak, eski alışkanlıklardan vazgeçme zorunluluğu hergün daha yoğun bir şekilde hissedilecek. Dünyada ve Türkiye'de çözüme yönelik geniş tabanlı bir uzlaşının yokluğu bu sürecin daha uzun ve daha sancılı olmasına sebep olabilecek.
Gelişmekte olan ekonomilerde benzer nitelikte gelişmeler yaşanacak; Türkiye gibi büyük tasarruf açığı olanlar olumsuzlukları biraz daha yoğun yaşamak durumunda olacak. Bin nasihata rağmen düzeltemediğimiz yanlışlar bu musibeti yarattı, katlanmak, gereken dersleri çıkarıp aynı hataları tekrarlamamak, ve bir daha şekle değil, işin özüne önem vermek zorunda kalacağız. Zorlana zorlana aklımızı kullanmayı öğreneceğiz...