Belirsizlik ve liderlerin rolü
Pandemi ile birlikte başlayan, yaşadığımız büyük deprem felaketi ile devam eden, bir taraftan da satınalma gücünün gittikçe azaldığı belirsizlik dolu günleri iş hayatımıza nasıl yansıtıyoruz? Liderlere hangi roller düşüyor? Çalışanlar yöneticilerinden neler bekliyor?
Bu haftaki yazımda iş hayatında belirsizliği yönetebilmek daha doğrusu belirsizlik ile başa çıkmak için neler yapabiliriz sorusunun cevaplarını farklı açılardan ele almaya çalışacağım. Yapılan araştırmalara göre insanlık tarihi boyunca hepimizin yönetmekte zorlandığı, üstesinden gelmek ve baş edebilmek için çokça çaba harcadığı bir konu belirsizlikler.
Liderlerin belirsizlik dönemlerini daha iyi yönetebilmesi ve çalışanlarını belirsizlik ile başa çıkmalarında destekleyebilmesi için 5 önemli konuya dikkat çekmek istiyorum. Bu konular; Bilgi paylaşımı: Çalışanlar belirsizlik günlerinde kurumun, liderlerin kendilerini bilgilendirmesini istiyorlar.
Genel olarak şirketin mali durumu, çalışma koşullarında ve organizasyon yapısında planlanan değişiklikler, işten çıkış politikaları gibi konularda çalışanlara şeffaf bilgi paylaşımı yapmak son derece kritik.
İletişim: Çalışanlar için açık, hızlı ve doğru iletişim son derece önemli. Çalışanların bilgiye ulaşabilmesi onların kontrol duygusunu yeniden inşa ediyor ve gelecekteki olayları daha iyi anlamaları, kabul etmeleri ve bu olayları yönetmelerine yardımcı oluyor.
Liderlerin çalışanları ile düzenli iletişim toplantıları yapmaları, yeni bir gündem olmasa dahi iletişim için özel zaman planlanması çalışanlar için son derece önemli. Gerek birebir olarak iletişim kurmak, çalışanın ihtiyaçlarını anlamak, destekleyebilmek gerekse ekip olarak iletişim toplantılarında ortak ihtiyaçları belirlemek şart.
Destek: Çalışanlar, sağlık ve güvenliklerine önem verilmesini, özen gösterilmesini, kendileri için destek paketlerinin hazırlanmasını, kariyer planlaması hakkında bilgi sahibi olmayı, etkili, empatik geri bildirim almayı, psikolojik yönden desteklenmeyi istiyorlar. Kısacası değerli olduklarını bilmek ve hissetmek istiyorlar.
Kaynaklar: Kurumların bütçeleri doğrultusunda, çalışanların ihtiyaç duyabilecekleri her türlü kaynak ile ilgili doğru ve zamanında destek sağlamak. Özellikle esnek çalışma koşulları, finansal destek paketleri örnek olarak verilebilir.
Liderlik Yaklaşımı: Belirsizlik dönemlerinde liderlerin her zaman sergiledikleri yönetim modeli yerine, çalışanları ile iyimser, şeffaf, sakin ve gerekli durumlarda profesyonelce iletişim kuruyor olmaları bekleniyor. Kriz dönemlerinde, her çalışanın liderden beklentisi değişkenlik gösteriyor.
Örneğin bir çalışan kriz döneminde güçlü ve kendine güvenli duruş sergileyen bir lider görmek isterken, başka bir çalışan kırılganlığı da görebildiği davranış sergileyen lider görmek istiyor. Liderler, kendi organizasyonlarını iyi tanımalı ve çalışanların ihtiyaç duyduğu liderlik özelliklerini ön plana çıkartmaktan geri durmamalı.
Dönüşümsel liderliğin olmazsa olmaz bileşenleri; bireysel yaklaşım (bire bir iletişim), güven ortamı oluşturmak, açık iletişim, şeffaflık olarak özetlenebilir. Peki bunlar gerçekleşmediğinde neler oluyor?
Çalışanların kurumlarına olan bağlılığı azalıyor, kurum ve çalışan arasındaki güven ilişkisi sarsılıyor, motivasyon düşüyor, çalışanlar yeni iş arayışına giriyor ve gerek performans gerekse iş sonuçlarında istenilen hedeflere ulaşmak zorlaşıyor.
Bir lider düşünün ki belirsizlik, kriz dönemlerinde çalışanlarının değişen ihtiyaçlarını tespit edecek ve giderecek, bu belirsizlikler ile başa çıkmalarına yardımcı olacak, aynı zamanda kendisinden beklenen finansal hedefleri, paydaşlarla olan ilişkileri yönetmeye devam edecek…
Elbette ki liderlerin de bağlı olduğu yönetimler tarafından desteklenmeleri ve kendilerini güvende hissetmeleri, karar alma ve insiyatif kullanma gibi konularda kendilerini rahatlıkla ifade edebilmeleri için gerekli koşulların sağlanması gerektiğini de unutmamak gerekir.