Belirsizliği artıran ciddi açmazlar!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Son iki ay içinde açıklanan ekonomik veriler, Türk Lirası'nda yaşanan değerlenme zorlamasının umulan sonuçları üretemediğine işaret ediyor. Beklentiler aksi yöndeki tüm çabalara rağmen olumsuz eğilim sergiliyor ve aşılamayan bazı sorunlar bu sonuçta belirleyici oluyor.
Yaklaşık altı aydır tüketici güveni yerlerde sürünüyor. Şubat ayında yine gerilemiş ve bu durum geleceğe yönelik olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. İyimser finansal eğilimlerin etkisi azalırken aşılamayan nakit akım sorunlarının daha belirleyici olduğu gözleniyor. Başka bir ifade ile beklentiler üzerine inşa edilmiş yapay aktarım mekanizması artık çalışmıyor; döviz kuru ve faizlerin geriletilmiş olması, kaynak sıkıntısının aşıldığı ve güvensizliğin azalacağı anlamına gelemiyor!

Enflasyon baskıları düşünülen oranda geriletilemedi

Üretici fiyatlarına ilişkin eğilimler ise, Türk Lirası'ndaki değerlenmeye rağmen maliyet artış baskılarının azalmadığını ve enflasyon baskılarının düşünülen oranda geriletilemediğini düşündürüyor. Ocak ayına ilişkin Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksi yüzde 1,83 oranında artarak yıllık oranların yeniden yükselmeye başlamasına neden olmuş. Aynı döneme ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksinde ise tam bir patlama yaşanmış; aylık yükseliş yüzde 8,29 düzeyinde gerçekleşirken gıda enflasyonuna ilişkin iyimser zorlamaları ve tanzim çadırlarına ilişkin umutları soldurmuş.

Daha önce pek karşılaşmadığımız türden bir dehşet dengesinin kıskacındayız! Güvensizliğin belirleyici olmasında etkili olan nakit akım sorunlarını gevşeme sınırlarını zorlayarak aşmaya çalışsak, kısa vadede piyasa eğilimleri talimatla yönlendirilemeyecek ve enflasyon baskıları iyice azacak; başka bir deyişle beklentiler umulanın aksine yine olumsuzlaşacak. Böyle olmasın ve görüntüyü kurtaralım denir ise de, kaynak sıkıntısı ciddiyetini koruyacak, aşılamayan nakit akım sorunları nedeniyle hem güvensizlik artacak ve hem de olumsuzlaşmış beklentiler düzelmeyecek. Ortada oldukça ciddi bir açmaz var; boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor!

Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız açmaz, tüm iş kollarını ve sosyal ilişkileri etkiliyor. Eski alışkanlıklar ile bilançolardaki olumsuzlukları azaltalım ve beklentilerin toparlanmasını sağlayalım anlayışı ile yola çıkıldığında, üreten kesimlerin rekabet gücü çöküyor; arz istikrarı bozulurken fiyatlama davranışları istenmeyen yönde değişiyor. Umulanın aksine makroekonomik görünüme ilişkin beklentilerin olumsuzlaşması önlenemiyor.

Yerel seçimlere kadar hareket yeteneği büyük ölçüde daraldı

Gelişmeler, yerel seçimlere kadar hareket yeteneğini büyük ölçüde daraltan bu açmazların görmezden gelineceğini ve uygulamada önemli bir değişikliğe gidilmeyeceğini düşündürüyor. Hal böyle olunca bu yılın ikinci çeyrek dönemi ve sonrasına ilişkin belirsizlik algısının tehlikeli olabilecek biçimde güçlenmesi engellenemiyor. Bu krizden kısa vade de ve ciddi bedel ödemeden çıkılamayacağı kanaati güçleniyor, riskten kaçınma eğilimi daha belirleyici hale geliyor. Kamu kesimi ile mali sektörün görünmeye çalıştıkları gibi olmadıkları endişesi güçleniyor, mevcut açmazlardan kurtulabilmenin maliyeti ağırlaşıyor.

İç talep daralmaya devam ediyor, ihracat ise maliyeti karşılayan fiyatlardan sipariş almakta giderek zorlanıyor. Bu tablo bir yandan nakit akım sorunlarının çözümünü zorlaştırırken makroekonomik görünümü aşırı kırılgan hale getiriyor. Sorunlu kredi hacmine ilişkin endişeler yeni rekorlara yelken açarken yeni kredi verilebilmesi zorlaşıyor ve borç yapılandırılmaları aksıyor. Bu süreçte piyasaların talimatla yönlendirilmeye çalışılması, akışkanlığı ortadan kaldırıyor ve kamu dengesine ilişkin beklentileri de ciddi oranda olumsuzlaştırıyor.

Güven endeksleri ile üretici fiyatları alarm veriyor ve böyle gitmez dedirtiyor. Bu durumu görmezden gelmek yönündeki tercihler nedeniyle, beklentilerin ve piyasa eğilimlerinin kontrol altına alınarak yönlendirilebilmesi olanaksızlaşıyor. Akım sorunlarını çözmeye çalışsanız stok büyüklüklere ilişkin beklentiler bozuluyor ve bilançolar yıpranıyor; tersini yapsanız akım sorunları ağırlaşıyor ve büyüyen güvensizlik nedeniyle beklentilerin düzelmesi mümkün olamıyor. Bu durum, sorunların ağırlaşması pahasına günün kurtarılması konusunda yolun sonuna geldiğimizi ve gerçekçi olunamadığı sürece sıkıntıların katlanarak büyüyebileceğini düşündürüyor. Öncelikler ve yaklaşımlar konusunda, radikal tercih değişiklikleri olasılığı herkesin kapısını zorluyor.


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar